Avrupa başkentlerinde protesto ve kaos

​​​​​​​Avrupa ülkelerinde artan hayat pahalılığı karşısında maaş zammı, çalışma ve emeklilik şartlarının iyileştirilmesi, kamu hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması gibi taleplerle giderek artan sayıda protestolar düzenleniyor.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde Avrupa'nın birçok yerinde protestolar ve çeşitli kutlamalar yapılıyor.

Son yıllarda Avrupa ülkeleri, bu tür toplumsal hareketlerdeki artışla dikkati çekiyor.

Bu anlamda Avrupa Birliği'nin (AB) başkenti konumundaki Brüksel uzun süre boyunca, pek çok üye ülkeden binlerce vatandaşın eylemlerine ev sahipliği yaptı.

Kovid-19 salgını tedbirleri, sağlık çalışanlarının ağır iş yükü, iklim değişikliği karşıtı protestolar Avrupa genelinden on binlerce kişi tarafından Brüksel sokaklarına taşındı.

Son dönemde ise Avrupa'daki protestoların odağı, artan hayat pahalılığı karşısında daha yüksek ücretler ve iyileştirilmiş yaşam koşulları talepleriyle ülkelerin kendi başkentlerine kaydı.

Brüksel de bu nedenle Belçika özelinde eğitimden güvenliğe birçok sektörden çalışanın protestosuna şahit oluyor.

Öğretmenler, polisler, itfaiyeciler, tren ve hava yolu çalışanları, Belçika'da ücret, çalışma ve emeklilik koşullarının iyileştirilmesi için sık sık grev ve protesto yoluna başvurdu.

Fransa

Protestolar düşünüldüğünde Avrupa'da akla ilk gelen ülkelerden biri Fransa.

Fransa'da çalışanları temsilen 8 ana sendika kuruluşu bulunuyor.

FO-Sante Sendikasının Sağlık Hizmetleri Federal Sekreteri Gregory Leduc, AA muhabirine ülkedeki önemli eylemleri ve sebeplerini değerlendirdi.

Özellikle 1789’dakı Fransız Devrimi’nden bu yana protesto etme kültürünün tarih boyunca Fransızlarda yerleştiğine dikkati çeken Leduc, son yıllarda ülkede vatandaşların protestosu neticesinde değiştirilen pek çok yasa olduğuna dikkati çekti.

Leduc, 1995’te hükümetin memurların emeklilik sistemini özel sektörle uyumlu hale getirmek istemesine karşılık Fransızların defalarca sokağa inmesiyle bu uygulamanın ertelendiğine, 18 yaş üstü gençlerin diğer çalışanlardan daha az maaş kazanmasını kapsayan yasa tasarısına tepkili lise ve üniversite öğrencileri ile sendikaların 2006’ta sokağa dökülmesi sonucunda meclisten geçen söz konusu yasanın yürürlüğe girmediğini anlattı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un göreve gelmesinden bu yana gösterilerin arttığına işaret eden Leduc, 2018'de başlayan Sarı Yelekliler hareketine atıfta bulundu.

Leduc, emeklilik yaşını 64'e çıkaran emeklilik reformu karşıtı gösterilere 3 milyondan fazla katılım olduğu, 1995'ten bu yana bu kadar kişinin sokağa inmediğini belirtti.

Fransız sendikacı, ülkedeki protestolarda ana talepler arasında maaş artışı, kamu hizmetlerine erişimin kolaylaştırılmasının yer aldığını kaydetti.

Almanya

Almanya'da alışılmışın dışındaki yüksek enflasyon ve işçilerin artan yaşam maliyetini dengelemek için daha yüksek ücret ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi talepleri nedeniyle birçok sektörde çalışanların, sendikaların çağrısıyla bu yıl çeşitli dönemlerde greve gitmesi dikkati çekti.

Ülkede bazı sektörlerdeki iş bırakma eylemlerinin ardından sendikalar ile işverenler arasında anlaşma sağlanırken diğer bazı branşlarda toplu sözleşmelerde anlaşma sağlanamaması dolayısıyla grevlerin devam etmesi bekleniyor.

Almanya'nın en büyük sendikalarından Birleşmiş Hizmet Sektörü Sendikası (Verdi) Alman Posta İdaresinde (Deutsche Post ve DHL) çalışan üyelerini 19-20 Ocak ile 6-7 Şubat’ta uyarı grevine çağırdı. Uyarı grevleriyle işveren üzerine baskı oluşturan Verdi sendikası toplu sözleşme görüşmeleri sonucu 11 Mart'ta 160 bin çalışan için ortalama yüzde 11,5 ücret artışı sağladı.

Ülkede 2023'ün başından bu yana havalimanlarında çeşitli branşlardaki çalışanlar birçok kez greve gitti.

Berlin-Brandenburg Havalimanı'nda 25 Ocak'ta iş bırakma eylemi yapan ve yüzlerce uçuşun iptal olmasına sebep olan yer personelinin grevi sonucunda 7 Şubat'ta Verdi sendikası işverenlerle çalışanlar için yüzde 12 ila yüzde 19,5 ücret artışı yapılması konusunda anlaştı.

Verdi Başkanı Frank Werneke, ülkede son aylarda düzenlenen grevlere işaret ederek "Örneğin kamu sektöründe, posta şirketinde, kreşlerde, sosyal kurumlarda, enerji şirketlerinde, havaalanlarında, yerel ulaşım şirketlerinde ve bakım sektöründe bu kadar çok çalışanın grevlere katılması, taleplerimizde haklı olduğumuzu gösteriyor." dedi.

Werneke, COVID-19 salgınının sürdüğü 3 yılın ve özellikle Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaşın tetiklediği enflasyon artışının ardından çalışanların, kriz dönemindeki çalışmalarının takdir edilmesini ve ciddi ücret artışları talep ettiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

"Şirketler, daha fazla para ve daha iyi çalışma koşulları taleplerini reddetmeyerek krizin üstesinden gelinmesine de katkıda bulunmalıdır. Bunu idrak etmedikleri veya toplu sözleşme müzakerelerini tamamen reddettikleri yerlerde kısmen geniş çaplı grevlerle baskıyı artırdık ve bu şekilde bazı çok iyi toplu sözleşmeler yapabildik. Başka yerlerde toplu sözleşme görüşmeleri hala devam ediyor ve yeni grevler beklenebilir."

İngiltere

Son 41 yılın en yüksek enflasyon oranı, son 45 yılın ise en yüksek gıda enflasyonuyla karşı karşıya olan İngiltere'de geçen senenin ikinci yarısında beri grevler ile zam taleplerinin dile getirildiği protestolarda artış yaşanıyor.

Hükümetin teklif ettiği maaş oranlarını, özlük haklarını ve çalışma koşullarını protesto eden birçok sektörden çalışanın öncelikli talebi, teklif edilen zam oranlarının yüzde 10'u aşan enflasyonun üzerinde olması.

Özellikle yıl başından itibaren birçok sektör büyük grev ve iş bırakma eylemlerine başvurarak taleplerini dile getiriyor. Şubat ve mart ayında İngiltere'nin son yıllarda gördüğü en büyük iş bırakma eylemleri yapılırken iş bırakanlar arasında ambulans şoförü, doktor, hemşire, tren makinisti gibi ülke için önemli meslek grupları bulunuyor.

Son iki ayda demir yolu çalışanlarının 4 gün iş bırakmasıyla büyük bir ulaşım kaosu yaşanan ülkede, 2 Mayıs'ta grev kararı alan hemşirelerin bağlı olduğu sendika 6 aydır greve gittiği gerekçesiyle Sağlık Bakanı Steve Barclay tarafından mahkemeye verildi.

Ülkede sayıları 300 bini bulan hemşireler ve 70 bini bulan pratisyen hekimlerin greve gitmesi sağlık hizmetlerinin aksaması konusunda endişelere neden olurken sayısı yalnızca 1000 kişi olarak ifade edilen pasaport ofisi çalışanlarının greve gitmesi birçok seyahatin aksamasına sebep oldu.

Yunanistan

Yunanistan, COVID-19 salgını ve Ukrayna savaşının ardından artan hayat pahalılığı sorunuyla karşı karşıya kaldı.

Gıda ve benzin fiyatlarındaki artış, birçok sektörü derinden etkiledi. Yaşam maliyetindeki artış hemen hemen tüm sektörlerin yaptığı eylemlerde dile getirildi.

Ülkede en çok eylem yapılan sektörlerden biri sağlık oldu. Salgın sonrası çıkan sorunlar, sektörün personel eksikliği, sağlık sektörüne daha çok bütçe ayrılması gibi talepler sağlık personelinin son bir yılda yaptığı onlarca eylemde dile getirildi.

Yunanistan'da mart ayında ise ulaşım sektöründe birbiri ardına grev düzenlendi.

Larisa kentinin 26 kilometre uzağındaki Tempi bölgesinde 28 Şubat gecesi aynı ray hattı üzerinde ters istikametlerde ilerleyen iki trenin çarpışması sonucu gerçekleşen ve 57 kişinin hayatını kaybettiği tren kazası, demir yollarındaki altyapı ve güvenlik sistemlerinin eksikliğini ortaya çıkardı.

Sektör çalışanlarının bu sorunlara ve personel eksikliğine dikkati çekmek için kaza öncesi yaptığı grev ve eylemlere işaret edilerek yetkililer ihmalle suçlandı.

Tepki olarak demir yolları başta olmak üzere, tüm toplu ulaşım sektörlerinde mart ayı boyunca çok sayıda eylem yapıldı.

Otobüs ve troleybüs çalışanları da nisan ayı içerisinde tüm ulaşım kollarında güvenlik önlemlerinin alınması ve ulaşımda kullanılan araçların değiştirilmesi talebiyle birçok kez eyleme gitti.

Emekliler ise 4 Nisan'da, ülkedeki hayat pahalılığına dikkati çekerek maaşlarına zam talebiyle eylem yaptı.

Hükümet, 21 Mayıs'taki genel seçimler öncesinde, artan hayat pahalılığına karşı asgari ücreti 1 Nisan 2023'ten itibaren geçerli olacak şekilde 713 avrodan 780 avroya çıkardı. Şubat 2019'da 650 avro olan asgari ücret yaklaşık 4 yılda 130 avro artmış oldu.

Yaklaşık 200 bin kişinin aldığı işsizlik maaşı ise 1 Nisan'da 438 avrodan 479 avroya çıkarıldı.

İspanya

İspanya'daki sendikalar, yüksek enflasyonla artan fiyatlar ve satın alma gücünün azalması sonucu en büyük sorunu "alışveriş sepetini doldurmak, yüksek faturaları ödemek ve ev kirası ya da kredi borcunu karşılamaya çalışmak" olan isçilerin için bu 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde "maaş artışı" talebini öne çıkardı.

Ülkenin iki büyük işçi sendikası, Çalışanlar Genel Birliği (UGT) ve İşçi Sendikaları Konfederasyonu (CCOO) "fiyatların indirilmesi, maaş artışı ve karın paylaşılması" sloganıyla gösteri düzenliyor.

İspanya'da son açıklanan resmi verilere göre, Mart 2023 itibarıyla ülkede 3 milyon 127 bin 999 (yüzde 13,27) işsiz bulunuyor.

Dünya Haberleri

Brezilya polisi, eski Devlet Başkanı Bolsonaro'nun darbe planına dahil olduğunu öne sürdü
Biden: İsrail ve Lübnan ateşkes anlaşmasını kabul etti
Hollanda'dan UCM'nin Netanyahu kararını uygulama kararı
Siyonist çetenin kabinesi Lübnan'la ateşkesi onayladı
Elon Musk: Savaş uçaklarının yerini insansız hava araçlarının alması gerekiyor