"Atatürk yangını" bazen sol-sekülerleri de yakar!

Orhan Pamuk’un son kitabındaki bazı ifadeler sebebiyle “Atatürk’e hakaret” suçlamasından soruşturma başlatıldı!

HAKSÖZ HABER

Orhan Pamuk’un son kitabı “Veba Geceleri” geçtiğimiz aylarda epeyce tartışma konusu olmuştu. Nobel ödüllü bir yazar olması sebebiyle Türkiye’de ve dünyada takipçileri olan Pamuk’un Veba Geceleri kitabında Atatürk'e hakaret edildiği ulusalcı çevreler tarafından dile getirilmişti.

Pamuk ise bu “suçlamalar” karşısında Atatürk’ü ne kadar sevdiğini izah etmeye çalışmış hatta romanı hakaret için değil Atatürk gibi kahramanlara duyduğu hayranlık için yazdığını ifade etmişti. “Üzerinde beş yıldır çalıştığım Veba Geceleri'nde imparatorlukların küllerinden kurulan milli devletlerin kahraman kurucularına ve Atatürk'e hiçbir saygısızlık yoktur. Tam tersi, roman bu özgürlükçü ve kahraman önderlere saygı ve hayranlıkla yazılmıştır.”

Tüm bunlardan yaşanırken İzmir Barosuna kayıtlı olan Avukat Tarcan Ülük kitapta Atatürk'e ve Türk bayrağına hakaret edildiği gerekçesiyle Orhan Pamuk hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcılık makamları yaptıkları incelemeler sonrasında hakarete delil oluşturabilecek bir şey bulamazken Tarcan Ülük karara itiraz etti. İtirazı inceleyen nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği dosya üzerinde yaptığı incelemede kitaptaki bazı kısımlarda Atatürk’e ve Türk Bayrağına yönelik hakaret içeriği taşıyabilecek ibarelerin yer alması sebebiyle Orhan Pamuk’un yargılanması gerektiğini ifade etti.

Netice olarak takipsizlik verilen bir dosya tekrar işleme konuldu ve Orhan Pamuk, Atatürk’e hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanacak! Orhan Pamuk her fırsatta Atatürk’e olan hayranlığını dile getiren bir insan. Ayasofya’nın aslı olan ibadethaneye çevrilmesi sürecinde Pamuk bu duruma şu argümanlarla itiraz etmişti: Ayasofya, Atatürkçü laikliğin en önemli simgelerinden biriydi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin yüzde 55 oy aldığı İstanbul'da sessiz kalmasını, hatta arka sıralarda kalabalığa su dağıtmasını pek çok kişi gibi ben kavrayamadım.

Atatürkçü laikliğe derin tutkusu ve onun gibi “özgürlükçü” kahramanlara duyduğu hayranlıkla Orhan Pamuk, laik-seküler linç güruhu tarafından hedef alınıyor. Mustafa Kemal’in tek adamlığı hakkında ağzını açmayıp alkış tutan herkes ona övgüler dizmekle işin içinden sıyrılacaklarını sanıyorlar!

Bu komik tavır alış muhafazakarından liberaline bir hastalık gibi yayıldı. Ancak ne hikmetse sistem kendisine sığınmaya çalışanları bile fırsatını bulduğunda ateşe atmaktan çekinmiyor!

10 Kasım’a gelirken Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen yargılama kararı sembolik bir değere sahip. Muhafazakar, liberal, sosyalist, İslamcı olmanız veya övgüler dizmeniz hiçbir şey değiştirmez! Başlatılan bu “Atatürk yangınında” herkes yanmak zorunda! Durum böyleyken bir sığıntı gibi yaranmaya çalışmak kime ne fayda getirecek? 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!