Türkiye resmi ideolojik şablonlarla adeta ufku, geleceği karartılmış, düşünce melekeleri kısırlaştırılmış bir ülke. Hayatın her anında kendisini gösteren Atatürk kutsaması bu ülkeyi bir türlü olgunlaşamayan bir ergen, bir çocuk pozisyonuna mahkum ediyor. Birileri için samimi bir ibadet, bazıları içinse karşı bir ticaret görünümü sunan Atatürk tazim ve bağlılığı sonuçta herkes için içi boş bir nakarata dönüşüyor.
Ali İhsan Karahasanoğlu Akit’teki köşesinde bu kısır gündem oluşturma çabasını değerlendirmiş ve seviyesizliğe dikkat çekmiş.
Hangi Atatürk?
Ali İhsan Karahasanoğlu / Yeni Akit
Atatürk’ün ismi, statlardan bir bir silinirken..
“Fenerbahçe’den alkışlanacak karar” alınmış..
Öyle diyor, İsviçre’deki bir şirketin sahipliğindeki Sözcü gazetesi..
Ayrıca patronları Burak Akbay’ın da, Fransa’da yaşadığını ekleyelim..
Kendileri İsviççre’deki şirketin sahipliğinde çıkıyorlar.
Patronları Fransa’da yaşıyor..
Ama, Atatürk istismarına gelince..
Herkesi yaya bırakıyorlar..
Statlardan Atatürk ismi bir bir siliniyorsa..
Gazetelere bir bir bir verilsin.
Sözcü gazetesi, ismini değiştirsin, “Atatürk” ismini alsın..
Ne olur, güzel olmaz mı?
Veya bu tartışmayı başlatan Fenerbahçe’nin başkanı, futbol takımını adını Atatürk yapsın..
Fenerbahçe yenilince, Atatürk ismine zarar gelir diyorsa..
“Fenerbahçe şimdilik lider gidiyor ama. Daha düne kadar ligden düşme tehlikesi yaşıyordu, takımın ismini Atatürk verirsek, kurucu cumhurbaşkanına zarar vermiş oluruz” diyorsa..
Koç Holding’in ismini Atatürk holding yapsın..
Koç da ne?
Sorsak Ali Koç’a, “Atatürk olmasaydı, Koç olur muydu” diye..
Cevabından eminim..
O zaman, holdingin ismini “Atatürk Holding” yapsın.
Uğur Dündar’a da mikrofonu uzatırlar, o da duygu yüklü bir konuşma yapıp, “Atatürk Holding hayırlı olsun” der, böylece Atatürkçülük sözde kalmamış olur..
Babalarının dükkanı olduğu için, Sözcü gazetesi de, Ali Koç da, gazete veya holding ismini Atatürk ile değiştirme konusunda kimseye bir şey sormalarına gerek yok..
Ama onlar, tamamen kendi inisiyatifleri ile yapabilecekleri bir isim değişikliğini yapmıyorlar..
Geliyorlar, bir stada Atatürk ismi vererek, Galatasaray ve Beşiktaş ile rekabette, bir adım öne geçmek istiyorlar..
İyi de, Beşiktaş ve Galatasaray’ın başları kel mi?
Onlar da statlarının ismini Atatürk olarak hemen değiştirmeliler.
Ki, bu işin sonunda, statlarının ismi Atatürk olmazsa, “Vay Atatürk düşmanları” suçlamasına da muhatap olabilirler..
Haydi, Beşiktaş ve Galatasaray da tüzük mü değiştiriyorlar, yoksa başka bir şey mi..
Statlarının ismini “Atatürk” olarak değiştirsinler..
Ama öyle işi zamana falan yaymasınlar..
Çünkü ondan sonra da, sırada başkaları var.
Kasımpaşa..
Daha sonra Alibeyköy..
Daha sonra..
Böyle böyle gidecek..
Artık tüm maçlar, Atatürk statında oynanacak.
Başka statta maç oynamak yok..
Galatasaray da olsa. Beşiktaş da olsa, Fenerbahçe de olsa..
Hepsinin oynanacağı stadın ismi Atatürk..
Futbolseverler, artık Atatürk stadında oynanacak maç denilince, bir daha soracak, “hangi Atatürk”..
Bu soruyu ki Attila İlhan, bir kitabına başlık olarak seçerek, sormuştu..
Şimdi artık, sadece düşünce adamları, Atatürk’ü değişik şekillerde tanıtmaya kalkanlara yönelik eleştiri getirmek için değil..
Futbolseverler de, maça gidecekleri zaman, birbirlerine soracaklar: “Hangi Atatürk?”
Bu sadece İstanbul’da oynanacak maçlar için geçerli değil..
Başka illerdeki Atatürk ismini taşıyan stadları da dikkate alırsanız..
Artık İstanbul’dan Atatürk stadı olan diğer illerimize yola çıkacak futbolseverler, yarı yolda maçın İstanbul’daki Atatürk stadlarından birisinde oynanacağını öğrenince, geri dönmek zorunda da kalacaklar..
Sahi, stada Atatürk ismi vermek, bu kadar mı önemli?
Mesela takımın yarısını yabancı futbolculardan oluşturmak mı daha önemli, yoksa maçın oynanacağı stadın isminin Atatürk olması mı?
Şöyle düşünün..
Fenerbahçe futbol takımının en önemli futbolcularına sorsanız, “Atatürk kim” diye..
Bugüne kadar verecekleri cevap, “Kim?” şeklinde karşı bir soru oluyordu..
İsim tescillenecek olursa, bundan sonrasında cevap şu olacak: “Bizim stat..”
Hani Fenerbahçe, son yıllarda çok büyük bir başarı elde etmiş olur..
Şampiyonluk olmuştur..
Üstüste iki defa, üç defa..
Bu vesile ile, Atatürk sevgimizi, saygımızı diye getirmek için, şampiyonluğumuzun takımımızı bir adım öne çıkartmasının sempatisini, Atatürk’e de taşıyalım dersiniz..
Bir nebze anlarım..
Ama Fenerbahçe’nin son yıllarda bir başarısı yok..
Dikkat çeken bir şampiyonluğu yok..
Tam aksine, taraftarına saç-baş yolduran bir performans eksikliği yaşarken..
Atatürk ismini alarak, aslında kendi hatalarını, Atatürk’ün üzerine mi yıkmaya çalışıyorlar..
“Bizi eleştirmeye kalkmayın ha.. Bizim stadın ismi Atatürk. Sizi Atatürk düşmanı ilan ederiz, belinizi doğrultamazsıız” planı ile mi, stat ismi değiştiriliyor?
Bir soru daha..
İsim tam olarak ne?
Atatürk Stadyumu mu?
Yoksa, Fenerbahçe Atatürk Stadyumu mu?
Haydi bakalım, bir tartışma konusu daha..
Atatürk isminin önüne, Fenerbahçe gelir mi, gelmez mi?
Fenerbahçe ifadesi, Atatürk’ün ismini gölgeler mi, gölgelemez mi?
Buyrun tartışın..
TOGG’u tartışacak değilsiniz ya.. İHA’ları, SİHA’ları konuşacak değilsiniz ya.. TCG Anadolu’yu, Altay Tankı’nı konuşacak değilsiniz ya..
Stadın ismini Fenerbahçe Atatürk Stadı mı yapalım..
Yoksa sadece Atatürk stadı mı yapalım?
Ve karar alındıktan sonra da hemen sloganları atalım..
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz!”
Eee. Beşiktaşlılar, ya da Galatasaraylılar, Yunan Venezilos’un askerleri mi?