Askeriyeden akademiye bir Sülün Osman hikayesi: Talat Enveroviç

Yıldıray Oğur, geçtiğimiz günlerde Moskova’da ölen ve iktidara yakın televizyonların bunun üzerine öve öve bitiremediği Talat Enveroviç Çetin’in gerçek hikayesini gözler önüne seriyor.

Bahçelievler’deki camiden Türk bayrağıyla uğurlanan ‘Rus korgeneral’in hikayesi...

Yıldıray Oğur / Karar

Türkiye ile 10 Batılı ülke arasındaki persona non grata krizi son anda gelen kıvrak bir diplomatik hamle sayesinde geri adımlarla sönümlenirken Moskova’dan az insanın dikkatini çeken bir vefat haberi geldi.

Talat Enveroviç Çetin, Moskova’da hayatını kaybetti.

İktidara yakın televizyonların izleyicilerinin son beş yıldır yakından bildiği bir isimdi.

Sadece vefat haberlerinde yer alan titrlerini sıralayalım:

“Moskova’daki Rusya Federasyonu Milli Güvenlik Akademisi’nde korgeneral”

“Asya Polis Teşkilatı ASIAPOL'un kurucusu”

“FETÖ’yü Rusya’da bitiren adam”

“Rus Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi RANEPA’nın tam yetkili Türkiye temsilcisi”

“Türk Akımı’nın isim babası”

“Talat Enveroviç paşa”

“Türkiye-Rusya barışının mimarı”

Bu kadar kritik görevler yapmış ve tarihsel roller ifa etmiş bir ismi daha önce duymamış olanlar için hikayeyi en başından anlatmalıyız.

2 Nisan 2016...

24 Kasım 2015’de Türkiye’nin Suriye’de bir Rus uçağını düşürmesinden sonra Türkiye-Rusya ilişkilerinin gerildiği günlerdi.

O gün basın mensupları İstanbul Sultanahmet’teki Otel Arcadia Blue’un Ayasofya’yı gören terasında bir basın toplantısına davet edildiler.

Basın toplantısını düzenleyen kişinin titri etkileyiciydi: “Rusya Federasyonu Adalet Bakanlığı Ulusal Güvenlik Akademisi Dış Ekonomik İlişkiler Başkan Yardımcısı Korgeneral...”

Türk ve Rus bayrakları yerleştirilmiş masada akıcı bir Türkçe ile konuşan Rus Korgeneral’ın basın toplantısına medya fazla ilgi göstermemişti.

Türk-Rus barışı için önerilerde bulunduğu açıklamaları ise ertesi gün az sayıda yerde “Rus devlet adamı Korgeneral Talat Enveroviç Çetin” adıyla haber oldu.

Haziran 2016’da Türkiye Rusya’dan özür diledi ve ilişkiler normalleşmeye başladı.

Korgeneral Enveroviç bir kez daha basının karşısına çıktı.

Bu kez medya ondan “Türkiye ile Rusya arasındaki diplomasinin mimarlarından” diye bahsediyordu:

“Talat Enveroviç, Rusya Milli Güvenlik Akademisi Dış İlişkilerden sorumlu Başkan Yardımcısı. Enveroviç, bu görevinin yanı sıra sınır ihlali yapan Rus jetinin düşürülmesi sonrası bozulan ilişkilerin düzeltilmesi için başlatılan diplomasinin mimarlarından. Ahıska Türkü Enveroviç, Türkçe'ye çok hakim ve Kremlin'e yakın olarak çalışıyor. Türkiye ile Rusya arasındaki sorunun çözümünde kritik görüşmeler gerçekleştiren ve iki ülke arasında mekik diplomasisi yürüten Enveroviç...”

O da röportajında barış diplomasinin mimarlarından biri olduğunu inkar etmedi:

“Aslında özellikle son 6 aydır Türkiye'ye hiç nedensiz gelmedim. Her gelişimizin özel bir nedeni var. Ancak bu kez Rusya'ya 6-7 aylık çalışmalarımızın meyvesini almış olarak ve Türk-Rus ortak zaferinin mutluluğu içinde dönüyorum. Hem Rus hem de Türk halkı adına mutluyum.”

Rusya ile ilişkilerin geliştiği günlerde açıklamaları gazetelerde “Rusya’dan flaş açıklama” diye verilmeye başlanmıştı artık.

“Rus devlet adamı” diye konuşmaktaydı ama Türk okurların hoşuna gidecek manşetler vermekteydi:

“Rus devlet adamı Talat Enveroviç, "Rusya'nın Bayırbucak Türkmenleri ile ne sorunu olabilir. Askeri harekatları Esed'den aldığı haritalarla yaptı. Bu Esed'in planıydı. Esed Rusya için vazgeçilmez değil" dedi.”

Artık “Rusya Milli Güvenlik Akademisi’nde görevli Korgeneral” sıfatıyla sık sık iktidara yakın televizyonlarında görünmeye başladı.

Moskova’daki Milli Güvenlik Akademisi’ndeki ofisinden bağlandığı canlı yayınlarda arkasında Rusya bayrağı, Rus devlet arması görünmekteydi. Bazen de Türk bayrakları...

Resmi ve kritik bir kurumda görevli bir Rus korgeneralin nasıl ofisinden başka bir ülkenin televizyonlarındaki siyaset konuşulan canlı yayınlara katılabildiği ve neden arkasında Türk bayrağı olduğunu kimse sorgulamadı.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra Enveroviç’in medyadaki titrlerine yeni bir tane daha eklendi: “FETÖ’yü Rusya’dan silen adam...”

Darbe girişimi sonrası Suriye’ye yönelik başlayan askeri operasyonlar sırasında yıldızı iyice parladı.

Moskova’dan neredeyse her akşam bir kanala bağlanıp akıcı bir Türkçe ile konuşan korgeneral Talat Enveroviç’in adı tam o sıralarda dikkatimi çekmişti.

Herkesin ilk aklına geleni yaptım ve ilginç adını Google’a yazdım.

Karşıma Türkiye’de verdiği röportajların linkleri ve kendi internet sitesi dışında hiçbir şey çıkmadı.

Kendi sitesindeki biyografisi ise iddialıydı:

“Talat Çetin (Rusça: Четин Талат Энверович) “Rusya Millî Güvenlik Akademisi”nde Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısıdır. Uluslararası hukuk ve ekonomi eğitimi almış Türk asıllı Rusya vatandaşıdır. Rusya’nın uluslararası ekonomik ilişkileri alanında yirmi yıllık tecrübesi vardır. Ayrıca Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerindeki girişimcilerle ilgili de oldukça zengin bir deneyime sahiptir. Başta Rusya olmak üzere Bağımsız Devletler Topluluğu ve Şanghay İşbirliği Örgütü üyesi devletlerde iş yapmaya gelen yabancı vatandaşlar ile bizzat ilgilenmekte, ülkeler arası ilişkilerin pekişmesine yardımcı olmaktadır. Yabancılar göç bürosundaki kayıttan başlayarak iş sonuçlanıncaya kadar birçok problemlerle karşı karşıya kalmaktadır. Türk Akımı'nın isim babasıdır. Rusya Federasyonu Millî Güvenlik Akademisi içinde korgeneral rütbesiyle görev yapan Sn. Talat Enveroviç Çetin…”

http://talatcetin.com/

Biyografisinde yer alan isminin Rus alfabesiyle yazılışıyla da bir Google taraması daha yaptım.

Rusya’da böylesine önemli bir konumda bulunan bir isim hakkında muhakkak Rusça kaynaklarda bilgiler olmalıydı.

İsminin Rusça yazılışını Google’a yazınca ilk üç sırada yine kendi sitesinden haberler çıktı.

Dördüncü sırada ise 2012 yılına ait bir Novaya Gazeta haberi...

https://novayagazeta.ru/articles/2012/12/24/52931-gospodin-turetskopoddannyy

Novaya Gazeta, Rusya’nın en prestijli bağımsız muhalif gazetesi. Çok sayıda muhabirinin öldürüldüğü gazetenin genel yayın yönetmeni bu yıl Nobel Barış Ödülü’nü aldı.

Gazetenin tecrübeli muhabiri Seryey Kanev imzalı dosya haberin başlığı dikkat çekiciydi: “Bay Türk vatandaşı.”

“Yetenekli Bay Ripley” romanına atıfla atılmış başlıktaki “Bay Türk vatandaşı”, Talat Enveroviç Çetin’den başkası değildi:

Spot haberi özetliyordu: “Yabancılar, Rus özel servisleri adına yabancı iş adamlarını aldatan ve uluslararası skandallar için nedenler yaratan sahte FSB generalleri haline geliyorlar.”

Bu tuhaf hikayenin devamını 30 Kasım 2016’da Türkiye gazetesinde yazdığım makaleden okuyalım:

“2011 yılında Özbek Özel Kuvvetleri, başkent Taşkent’in en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan Turkuaz’a bir operasyon düzenledi ve alışveriş merkezini kapattı. Alışveriş Merkezi’nin Türk sahipleri (Vahit Güneş, Fikret Güneş ve 3 yönetici) hapse atıldı.

Hapse atılan yakınlarından haber alamayan, avukat tutmalarına dahi izin verilmeyen Türkiye’deki yakınlarının yanına bir gün bir adam geldi. Adam kendisini KGB’nin yerine kurulan Rus İstihbarat Servisi FSB’nin Şefi Alexander Bortnikov’un güvendiği bir kişi olarak tanıttı ve yardım teklifinde bulundu.

Tabii bu işi yapabilmek için para gerekiyordu. Aileden 3 milyon dolar istedi. Aile önce 1 milyon dolar verdi. “FSB şefinin yakını” olan heyet kartlarını verip gittiler. 6 ay sonra tekrar 1 milyon dolar daha istediler. Aile Özbekistan’daki hesaba 700 bin dolar daha gönderdi. Sonra aileye kendisini Özbekistan Ulusal Güvenlik Servisi’nde çalışan bir avukat olarak tanıtan bir kişi de, eğer 1 milyon dolar daha vermezlerse yakınlarının 18 yıl hapis cezası alacağını söyledi. Çaresiz aile 750 bin dolar da ona gönderdi.

10 ay sonra Türk işadamları iki ülke arasındaki diplomatik görüşmeler sonucunda serbest bırakıldı ve Özbekistan’dan deport edildi. Ama bu kararda hiçbir FSB yetkilisinin rolü olmamıştı.

Aile, birkaç ay sonra gelip 3 milyon dolarlık borçlarını kapatmalarını isteyen bir Türk vatandaşını polise gitmekle tehdit edince gerçek ortaya çıktı. Adam onlara dolandırıldıklarını söyledi. Aile kendilerini dolandıran adamı fotoğraflardan teşhis etti.

Adamın adı Talat Çetin’di.

Türk işadamının ailesi işin peşini bırakmadı ve özel bir dedektif tutarak dolandırıcıların peşine düştü.

Rusya’nın araştırmacı gazeteciliğiyle ünlü gazetesi Novaya Gazeta’ya gittiler.

Gazetenin muhabiri Sergey Kanev, aileye Çetin’in bıraktığı kartvizitteki telefon numaralarını araştırarak işe başladı. İlk telefon numarası Diana adlı bir kıza aitti. Diğer dört numara ise sahteydi. Muhabir bu kez karttaki adrese gitti. Adreste de kimse yoktu. Ama “Üç yıl önce tuhaf generallerin ofisi kiralayıp, sonra da hızlıca boşalttıklarını” öğrendi.

Peki, karttaki internet sitesindeki Rusya Ulusal Güvenlik Akademisi neydi? Sitede bu kişilerin resmî üniformalı fotoğrafları bulunuyordu?

Novaya Gazeta’nın muhabirine göre her şey sahteydi. Üniformalar satın alınmış ve kendilerine FSB yetkilisi görüntüsü vermişlerdi.

Gazetenin haberine göre, kendini Ulusal Güvenlik Akademisi’nde korgeneral olarak tanıtan Talat Çetin 1973 Ardahan Posof doğumlu bir işadamı.

90’lı yıllarda Rusya ve Özbekistan’da iş yapmış, yatak örtüsü satmış. Sonra Rus ortağı tarafından dolandırılmış. Ufalı bir hanımla evlenerek Rusya vatandaşlığı almış bir de isminin ortasına Rusça ad; Enveroviç.

Novaya Gazeta’ya göre kendisini FSB başkanının yakını diye tanıtmak Talat Enveroviç’in ilk vakası da değil. 2012 yılında Malta Ticaret Odası, Rusya’nın turistik şehri Rostov’u ziyaretlerinde Rostov’daki Malta Fahri elçisi adayı olarak kendisini Londra merkezli bir şirketin Rusya temsilcisi olarak tanıtan Talat Enveroviç Çetin’i ziyaret etmişti.

Rostov Valisi ve Rostov Ticaret Odası, gazeteye böyle bir ismi tanımadıklarını söylediler. Bu arada gazetenin ulaştığı Ulusal Güvenlik Akademisi’nin başkanı Gennady Arutyunov iki yıl önce akademinin dağıldığını, Talat Enveroviç Çetin’in ne yaptığını bilmediğini söyledi.

Talat Çetin, 2013 yılında bir açıklama yaparak gazetede çıkan haberi yalanlamış, gazeteye dava açacağını söylemiş.

http://haberrus.com/headline/2013/02/05/talat-cetin-novaya-gazetanin-iddialarini-yalanladi.html

Onun açıklamasına da bakalım:

“Halen Akademide Dış Ekonomik İlişkilerden sorumlu Başkan Yardımcısı olarak Tümgeneral rütbesi ile görev yaptığını, kurumun resmî internet sitesinin de www.uacadnb.ru olduğunu söyledi. Rusya Federasyonu genelinde, Rusya’nın ve dost ve stratejik ortak ülkelerin çıkarlarını her platformda korumak, geliştirmek, ülke çıkarlarına zarar verecek her türlü eylem ve davranışa engel olmak ve diğer devlet kurumları ile iş birliği içerisinde faaliyette bulunmak gibi bir misyonları olduğuna değinen Çetin, resmî görevi dışında Türk vatandaşlarının haklarını korumak için de çalıştığını belirtti.”

Açıklamada bahsedilen adrese girdiğinizde karşınıza Ulusal Güvenlik Akademisi adlı, kurucu ilkeleri ve kurucuları dışında bir çalışması gözükmeyen bir site çıkıyor. Sitedeki en kapsamlı yazı Akademi çalışanlarının giyeceği üniformalarının anlatıldığı bir yazı.

http://www.uacadnb.ru/forma-anb

Rusya Ulusal Güvenlik Akademisi’nin adını Türkçe dışında Rusça ve İngilizce arattığınızda neredeyse hiçbir şey çıkmıyor. Sadece İngilizcede bu adlı bir akademinin UFO araştırmaları bölümünde çalıştığını ve esas patronun Putin olduğunu iddia eden bir adam dışında.

http://www.ufoevidence.org/documents/doc479.htm

Tuhaf. Ne tuhaf değil ki! Rusya’da böylesine bir kurumda korgeneral pozisyonunda olan birinin her akşam Türk kanallarında siyaset konuşması, adının Talat Enveroviç olması… Ama en tuhafı Türkiye’nin Rusya’yla ilişkileriyle ilgili Türkiye’deki medyanın sorgusuz onu referans kabul etmesi…”

Maalesef 30 Kasım 2016 günü Türkiye gazetesinde yayınlanan “Şanghay’a giderken” başlıklı bu yazının linkini veremiyorum.

Çünkü Enveroviç’in avukatı bu yazıyı mahkemeden aldığı erişim engeli kararıyla siteden kaldırdı.

Ama bu hakkında yazılan haberlerle ilgili Türk mahkemelerinden aldırdığı ilk içerik kaldırma kararı değildi.

Bunu da Türkiye gazetesinde yazının yayınlandığı gün Sabah gazetesinde yapılan bir haberden öğrendik.

Haberin başlığı şöyleydi: “Talat Enveroviç Çetin’e FETÖ saldırısı.”

https://www.sabah.com.tr/gundem/2016/11/30/talat-enverovic-cetine-feto-saldirisi

Her ne kadar haberde yazımdan ve adımdan bahsedilmese de o gün Enveroviç hakkında yazılmış tek haber ve yazı benimkiydi.

Buradaki “FETÖ saldırısını” yapan da ben olmalıydım.

Haber çok öfkeli bir dille yazılmıştı, neredeyse Enveroviç’in basın bülteni gibiydi:

“Milli Güvenlik Akademisi Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Talat Enveroviç Çetin FETÖ'nün hedefi oldu. Talat Enveroviç Çetin, Rusya Milli Güvenlik Akademisi"nde Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı aynı zamanda Türk Akımı'nın isim babası. Türk - Rus ilişkilerinde çok önemli bir isim. İki devlet nazarında ilişkilerin üst düzeye çıkması için gecesini gündüze katıyor. İşte tam bu sırada FETÖ'nün yaptığı yalan haber servis edildi. Türkiye'nin Avrasya hamlesinden iyice köşeye sıkışan ve Orta Asya'daki okulları elinden alınmaya başlayan FETÖ'nün hedefinde bu kez Türk - Rus dostluğunun başlamasında emeği olan Talat Enveroviç Çetin var. Mahkeme kararıyla 5 yıl önce yalan olduğu ispatlanmış haber bugün yine servis edilerek kirli bir tezgah devreye sokuldu. Orta Asya'daki FETÖ okullarının kapatılması için tüm bölgede çalışan ve Türkiye'ye gerekli tüm bilgileri veren Çetin'in böyle bir zamanda hedefe konulması FETÖ'nün alçak yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi.”

‘Haber’in altına “İşte yalan olduğu ispatlanan haberin mahkeme kararı” denerek 2015 ve 2016 yıllarına ait Yalova, Ankara ve Küçükçekmece Sulh Ceza Mahkemeleri’nden alınmış üç erişim engellenme kararı eklenmişti.

Kararlar iki ayrı haber hakkındaydı.

Ama o haberlere artık ulaşılamıyordu.

O yüzden haberlerde erişimi engellenenin ne olduğunu anlayabilmek için arşivleri taramak gerekti.

Haberlerden ilki 25 Aralık 2012’de Hürriyet gazetesinde çıkmıştı.

Üstelik gazetenin manşetiydi: “‘KGB Talat’ın vurgunu”

Hürriyet gazetesinin Moskova temsilcisi Nerdun Hacıoğlu ve muhabiri Dinçer Gökçe imzalı manşette bahsedilen “KGB Talat”, Talat Çetin’den başkası değildi. Haberden okuyalım:

“Talat Çetin, ‘Rus gizli servisi FSB (eski KGB) generaliyim’ diyerek Özbekistan’da vergi kaçakçılığı iddiasıyla tutuklanan 5 Türk işadamının ailelerini dolandırdı. Filmlere konu olacak kadar ilginç olan dolandırıcılık hikâyesi şöyle gelişti: 15 Türk işadamı, vergi kaçakçılığı suçlamasıyla 2011 yılında Özbekistan’da gözaltına alındı. 5’i tutuklandı. 10’u ise sınır dışı edildi. İşte bu noktada Rus generali olduğunu söyleyen Talat Çetin ve adamları devreye girdi. “KGB Talat” tutukluların aileleriyle temasa geçip işadamlarını kurtarmak için 3 milyon dolar istedi. Ailelerden 2 milyon doları aşkın para topladı. Bir süre sonra işadamları serbest kaldı. Ancak serbest bırakılmaları için tekrar ailelerden para istenince dolandırıcılık ortaya çıktı. Talat ortadan kayboldu.”

Anlaşıldığı üzere Hürriyet’in manşeti bir gün önce yayınlanan Novaya Gazeta’nın haberine dayanıyordu.

Haberi o gün Yeni Şafak, Cumhuriyet gazetelerinin siteleri de alıntılamışlardı.

Ama üç yıl sonra 11 Eylül 2015 günü Enveroviç’in avukatının başvurusu üzerine Yalova Sulh Ceza Mahkemesi, bu haberin yer aldığı bütün linkler hakkında erişim engeli kararı verdi.

Üstelik mahkeme kararı verirken Enveroviç’in bir Rus korgeneral olduğunu da kabul etmişti:

“Talep eden hakimliğimize verdiği dilekçede, Rusya’da Adalet Bakanlığı’na bağlı bir kurumda Korgeneral rütbesi ile üst düzey bürokrat olarak çalıştığını, Türkiye-Rusta ekonomik ilişkileri açısından da önemli bir görev ifa ettiğini beyan etmiş, dilekçesi ekinde sunulan belgelerin de bu iddiayı doğruladığı görülmüştür.”

Ama 2015 yılının Eylül ayında hakkındaki bu haberi arşivlerden sildirmeyi başaran Talat Enveroviç, 8 Şubat 2016 günü bir kere daha Hürriyet gazetesine haber oldu.

Bu kez adı bir polis soruşturmasında geçmişti.

Kara Kuvvetleri Havacılık Okul Komutanı emekli tümgeneral Naci Karakaya’nın evi onun adının da geçtiği bir ihbar üzerine aranmıştı.

Türk Tümgeneral de Enveroviç’in bir Rus Korgenerali olduğuna emindi.

Hürriyet Ankara muhabiri Nurettin Kurt imzalı haberden okuyalım:

“Rus generaliyim” yalanıyla dolandırıcılık yapan Talat Enveroviç Çetin, emekli Tümgeneral Naci Karakaya’nın başına iş açtı. ‘KGB Talat’ lakaplı Çetin’le ilgili bir ihbarda adı geçen Karakaya’nın evi arandı, bilgisayarlarına el konuldu. Talat Çetin ismi ilk olarak 2012 yılında gündeme geldi. Gazetelere ‘KGB Talat’ lakabıyla konu olan Çetin, kendisini Rus Gizli Servisi FSB’de General olarak tanıtarak, Özbekistan’da tutuklanan 5 Türk işadamının yakınlarından 2 milyon dolar alıp ortadan kayboldu. Azeri kökenli Talat Enveroviç Çetin’in adı, bu defa ‘para aklama, tarihi eser kaçakçılığı’ soruşturmasıyla gündeme geldi. Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne Ekim 2015’te başvuran bir şahıs, Rusya’dan Türkiye’ye para sokmak ve tarihi eser kaçırmak isteyen Çetin’in bazı hacker gruplarıyla İstanbul’da buluştuğunu, emekli Tümgeneral Naci Karakaya’nın da Türkiye’deki işleri takip edeceği ihbarında bulundu. Savcılık soruşturması kapsamında polis, eski Kara Kuvvetleri Havacılık Okul Komutanı emekli Tümgeneral Naci Karakaya ile 3 kişinin evinde arama yaptı, bilgisayar, cep telefonları ve bazı özel eşyalara el koyuldu. Çetin’le sık sık telefonda görüştüğünü kabul eden emekli general Karakaya, “Rusya’da tanıdığım Çetin, Rusya İçişleri Bakanlığı’nda Güvenlik Akademi Komutan Yardımcısı ve Korgeneral’dir. Antalya’da düzenlenen G-20 zirvesinde Putin’le heyette yer almıştır” dedi. Suçlamaları ise “Saçmalık” diyerek reddetti.”

Ama maalesef bugün bu haberin de linki yok.

Habere ancak archive.org üzerinden ulaşılabiliyor.

https://web.archive.org/web/20160209094138/http://www.hurriyet.com.tr/kgb-talat-turk-generali-de-yakti-40050732

Çünkü bu haberin yer aldığı bütün linkler hakkında da haberin çıktığı gün Küçükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesi erişim engeli kararı verdi.

Enveroviç’in avukatı haberin hala durduğu forum siteleri hakkında bile erişimin engellenmesi talebinde bulunmuştu.

2016 yılında bu talebi reddeden Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararını Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği bozmuş ve haberin bütün izleri internetten silinmişti.

Hatta mahkeme bu kararı alırken ismi “Chetin Talat Enverovich” diye yazmıştı.

Böylece Talat Enveroviç, 2016 yılında yeni titrleriyle ekranlarda görünmeye başlandığı günlerde arşivini tümüyle sildirmeyi başarmıştı.

Adını internete Türkçe olarak yazanlar karşılarında sadece kendi sitesindeki biyografisini gördüler. Tertemiz ve parlak bir sicildi bu.

Ama adını Rusça yazanlar Novaya Gazete haberiyle karşılaşmaya devam ettiler.

Çünkü Türk mahkemelerini Rus korgeneral olduğuna ikna eden Enveroviç, Rus mahkemelerini ikna edememişti.

Novaya Gazeta’da 2012 yılında hakkında çıkmış haberi internetten kaldırmak için Google ve Yandex’e karşı dava açtığı Moskova Şehri Dorogomilovskiy İlçe Mahkemesi, 20.09.2016 tarihinde talebin reddine karar vermişti.

https://m.ura.news/news/1052251493

30 Kasım 2016’da Türkiye gazetesinde hakkındaki bu iddiaları hatırlatan habere karşı arkasına iktidar medyasının amiral gemisi Sabah gazetesinin desteğini ve bu iddiaları dillendirmenin “FETÖ saldırısı” olduğu silahını almıştı.

https://www.sabah.com.tr/gundem/2016/11/30/talat-enverovic-cetine-feto-saldirisi

Böylece önünde artık hiçbir engel kalmamıştı.

Rusya devletinin resmi korgenerali, artık bütün Türk televizyonların aranan konuğu haline gelmişti. Her akşam bir kanalda Rusya-Türkiye ilişkilerini, Suriye operasyonlarını, Putin-Erdoğan görüşmelerini yorumluyor, onu tanıtan spikerler Moskova’da korgeneral olduğunu, Türk Akımı’nın isim babası olduğunu söylüyordu.

Artık sadece dış politika hakkında değil, “şer ittifakı kurmuş muhalefet” hakkında da ekranlara konuşan bir Rus korgeneral vardı.

Batı ittifakı karşıtı ve Rusya yanlısı çevrelerin referans kaynaklarından biri haline gelmişti.

Gördüğü bu hüsnü kabule güvenerek 2017 yılında bir adım daha attı.

Interpol’e alternatif olarak Asya Polis Teşkilatı Asiapol’ü kurduğunu açıkladı.

Gazetelere ve sitelere röportajlar verip Asiapol’ü anlattı. Tabii ki amaç 2017 yılında akan suları durduran FETÖ ile mücadeleydi:

“FETÖ ihanet şebekesi ile sadece Türkiye’de mücadele ediliyor olması, örgütün Orta Asya'da ile Avrupa'da var olmasına ve yeniden toparlanma sürecine girmemesine engel olamaz. FETÖ ile etkin mücadele için mutlaka dünya çapında özellikle ana yapılarının oluşturduğu Orta Asya’da, amansızca mücadele edilmeli ve örgütün ekonomik kaynakları ile siyasi kaynakları kurutulmalıdır. Bu mücadele için daha önce kurulmasını gördüğümüz ve Rusya'da kuruluş çalışmalarına başladığımız Asya Polis Teşkilatı (ASIAPOL) Asya ülkeleri polis teşkilatlarının iletişim ve haberleşme merkezi, terörle mücadeleye büyük katkılar sağlayacaktır. Rusya'da kuruluşuna başladığımız ve bizzat kurucu başkanlarından biri olduğum ASIAPOL’e, Şangay İşbirliği Örgütü üyesi ülkeler ve Türkiye’nin de dahil olması ve destek vermesi neticesinde, FETÖ ile DAEŞ’in "korkulu rüyası" haline gelecektir. Çünkü bu iletişim ağı sayesinde tüm Asya ülkeleri arasında potansiyel terör eylemleri, terörist faaliyetler paylaşılacaktır. Terör eylemleri gerçekleşmeden önüne geçilme fırsatı olacaktır.”

Bu kez ekranlarda Asiapol kurucusu titriyle görünmeye başlandı.

Moskova’dan bağlandığı yayınlarda da artık arkasında projeksiyonla yansıtılmış Asiapol amblemi görülüyordu.

Asiapol’un internet sitesine göre teşkilatın merkezi Özbekistan’ın başkenti Taşkent’teydi.

http://asiapol.org/tr/anasayfa/

Ama Özbekistan gibi devletten habersiz kuş uçurulmayan bir ülkede böyle bir teşkilatın kurulduğu Türk medyası dışında başka hiç bir yerde haber olmamıştı.

50 dolarlık Asiapol sitesinde de Talat Enveroviç’ten başka kimse görünmüyordu.

Zaten site de bir yıl sonra sessizce kapandı. Yine kimsenin haberi olmadan...

Ama devletimiz bir kere “Rus korgenerale” güvenmişti.

Rus korgeneral olduğuna inananlar için Asiapol’ü kurduğuna inanmak çok da zor olmadı.

Kasım 2017’de Polis Akademisi Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Antalya'da 2. Uluslararası Güvenlik Sempozyumu’nu düzenledi.

Sempozyumun başlığı: "Uluslararası bir tehdit olarak FETÖ"ydü.

Üst düzey emniyet mensuplarının, İçişleri Bakanlığı yetkililerinin, istihbaratçıların, akademisyenlerin, gazetecilerin katıldığı sempozyumdaki "Kafkasya, Rusya ve Ortadoğu'da FETÖ" başlıklı oturumu Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ufuk Ayhan yönetiyordu.

Panelin iki konuşmacısı vardı: Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Başkanlığına bağlı Devlet İdarecilik Akademisinden Doç. Dr. Murteza Hasanov ve Rusya Milli Güvenlik Akademisi Dış Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Talat Enveroviç Çetin...

https://www.haberturk.com/yerel-haberler/13767392-2-uluslararasi-guvenlik-sempozyumu

Sempozyum sırasında Talat Enveroviç Çetin, Anadolu Ajansı’na özel bir röportaj verdi:

“FETÖ Rusya için de tehdittir”

“Rusya Milli Güvenlik Akademisi Dış Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Çetin, "FETÖ, Rusya için de bir tehdittir. Rusya birliği bunların ajan olduğunu ispatlayınca ülke dışına attı, okullarını kapattı." dedi.”

https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/feto-rusya-icin-de-tehdittir/994480

Artık sadece medyayla değil, devlet ricaliyle de yakın ilişkileri vardı.

2021’de MÜSİAD’ın düzenlediği Uluslararası Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi’nde bakanların, komutanların yanında Asiapol’un kurucusu olarak o da hazır bulundu.

Haberini kendi sitesinden okuyalım:

“Hilton Garden Inn Ankara Oteli’nde düzenlenen zirvenin açılışına, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Rus Devlet Başkanlığı Akademisi resmi temsilcisi ve ASİAPOL kurucusu Talat Enver Çetin’in de aralarında olduğu yetkililer ve davetliler katıldı.”

Sitesinden ve Twitter hesabından orada bakanlar ve generallerle çekilmiş fotoğraflarını paylaştı.

Enveroviç, iktidar çevrelerine de rahatça girebilen bir isim haline gelmişti.

Sadece kendisi değil, Asiapol Başkan Yardımcısı da Ankara’da en üst düzeyde ağırlanıyordu.

AK Parti’nin TBMM İdare Amiri olan Salim Uslu ile birlikte Asiapol’ün Başkan Yardımcısı ve Pakistan Başkanı olduğu söylenen Yusuf Judge, Ankara’da Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy ve başka bakan yardımcıları tarafından kabul edilip, Asiapol hakkında istişarelerde bulunuyordu.

Emniyet Genel Müdürü’yle görüşmeler sırasında “Asiapol başkanı Talat Çetin Paşa’nın selamları iletildi.”

https://twitter.com/salimuslu__/status/1450098825146810372?s=20

https://twitter.com/salimuslu__/status/1450454108817793032?s=20

Ama anlaşılan devletin en üst düzey Emniyet yetkilileri Asiapol diye bir şeyin var olup olmadığını Google’a sormaya bile gerek görmemişti.

Tabii ki genel başkan yardımcısı olarak ağırladıkları Pakistanlı Yusuf Judge’ın aslında kim olduğunu da...

Halbuki sadece Yusuf Judge’ın herkese açık Linkedin profiline bile girseler karşılarında Asiopol’de yöneticilik yapacak emniyet, güvenlik alanlarında tecrübeli birinin değil, 1995’den beri Karaçi’de Domino adlı bir İngilizce kursu işleten bir kişi olduğunu görebilirlerdi.

https://pk.linkedin.com/in/yousuf-ali-judge-175a8821

Talat Enveroviç Çetin, devletin kibarca söylemek gerekirse bu safiyetini erken zamanlarda fark etmiş olmanın rahatlığıyla 2018’den sonra Rusya Milli Güvenlik Akademisi’nde korgeneral, ASIAPOL kuruculuğu dışında biyografisine yeni bir titr daha ekledi: “RANEPA’nın tam yetkili Türkiye temsilcisi...”

RANEPA yani “Rus Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi”, 160 bin öğrencisi olan Rusya’nın en büyük lisan üstü akademilerinden biri.

Enveroviç, medya, ordu ve emniyet dışında artık akademi dünyasında itibarlı bir isim olmak istiyordu.

Oldu da.

Bu titriyle en büyük teveccühü ise Manisa’da gördü.

18 Haziran 2019’da Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Kemal Çelebi ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi (RANEPA) Türkiye Resmi Temsilcisi Talat Enveroviç Çetin arasında iş birliği protokolü imzalandı.

Haber medyada “Erdoğan-Putin’in anlaştığı ortak üniversite kuruluyor” başlıklarıyla duyuruldu.

https://www.haberturk.com/manisa-haberleri/70654876-turk-rus-ortak-universitesi-kuruluyorcumhurbaskani-recep-tayyip-erdogan-ve-rusya-devlet

https://www.yeniakit.com.tr/haber/erdogan-ve-putin-anlasmisti-resmen-kuruluyor-854203.html

https://www.aydinlik.com.tr/erdogan-ve-putin-anlastigi-ortak-universite-kuruluyor-turkiye-temmuz-2019

Enveroviç, Manisa Valisi’ni de ziyaret ederek Rus akademisinin teşekkür mektubunu iletti. Valiliğin resmi sitesinden bakalım:

“Ziyarette Vali Ahmet Deniz’e, Manisa Celal Bayar Üniversitesi ile Rusya Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisinin yapmış olduğu çalışmalarda katkılarından dolayı, Rus Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi Vladimir Bölgesi Başkanı Prof. Dr. Vyacheslov Yuryevich Kartukhin tarafından yazılmış Teşekkür Mektubu takdim edildi.”

http://manisa.gov.tr/19082019-ranepa-temsilcisi-cetin-vali-denizi-ziyaret-etti

Enveroviç, kısa bir süre sonra Manisa’ya bir kez de Prof. Dr. Vyacheslov Yuryevich Kartukhin ile birlikte geldi.

Üniversitenin resmi duyurusundan okuyalım:

“Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi (RANEPA) Vladimir Bölgesi Başkanı Prof. Dr. Vyacheslov Yuryevich Kartukhin ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi Türkiye Resmî Temsilcisi Talat Enveroviç Çetin, daha önce RANEPA ile yapılan işbirliği protokolü hakkında görüşmek üzere Üniversitemizi ziyaret etti.”

https://www.mcbu.edu.tr/Haber/TurkRusOrtakUniversitesiKuruluyor_16_30_52

Ziyarette verilen iddialı mesajlar yine üniversitenin resmi sayfasından:

“Talat Enveroviç Çetin, “Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi (RANEPA) Vladimir Bölgesi Başkanı Prof. Dr. Vyacheslov Yuryevch Kartukhin, öncelikle göstermiş olduğunuz yakınlık ve alakadan dolayı memnuniyetlerini, şükranlarını sunuyor. Kendisi Vladimir Bölgesi milletvekilidir. Aynı zamanda Büyük Rusya Partisinin bölgedeki başkanı ve Rusya Devlet Başkanlığı Üniversitesi Rektörüdür” dedi.

Rus Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi Vladimir Bölgesi Başkanı Prof. Dr. Vyacheslov Yuryevch Kartukhin, “Vladimir Bölgesinin üst yönetimini ve Rusya Devlet Başkanlığı Akademisini temsilen geldim. Vladimir, tarihi itibarıyla Rus Çarlığının ve Rus Devleti Federasyonunun ilk başkenti olmuştur. Manisa'nın da şehzadelere devlet yönetiminin öğretildiği yer olduğunu gördüm ve bundan büyük kıvanç duydum. Bundan sonraki aşamalarda daha önce imzalanmış olan protokolü kağıt üzerinde bırakmayıp, gerçeğe dönüştürmek için çaba harcayacağım.”

https://www.mcbu.edu.tr/Haber/TurkRusOrtakUniversitesiKuruluyor_16_30_52

Manisa Celal Bayar Üniversitesi’ndeki işbirliği anlaşmasından kimse şüphelenmeyince Enveroviç, yanına Kartukhin’i alarak bu kez de Kayseri’ye gitti. Ve benzer bir anlaşmayı Erciyes Üniversitesi ile imzaladı.

Anadolu Ajansı da bu imza törenini haber yaptı:

“Erciyes Üniversitesi (ERÜ) ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi (RANEPA) iş birliği ön protokolü imzalandı. Erciyes Üniversitesi (ERÜ) ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi (RANEPA) iş birliği ön protokolü imzalandı. Rektörlük binasında gerçekleştirilen imza törenine, ERÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış, Vladimir Bölge Başkanı ve RANEPA Vladimir Şube Direktörü Prof. Dr. Vyacheslav Yurievich Kartukhın, AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Emrah Karayel ile davetliler katıldı.”

https://www.haberler.com/eru-ile-ranepa-arasinda-is-birligi-12705132-haberi/

Peki kimdi bu Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi (RANEPA) Vladimir Bölgesi Başkanı Prof. Dr. Vyacheslov Yuryevich Kartukhin?

Gerçekten de RANEPA’nın 2014’den beri Vladimir Bölgesi Başkanı’ydı.

Ama “Vladimir Bölgesi Başkanı” olmak Vladimir’i duyunca herkesin aklına ilk Putin geldiğinden zannedildiği gibi RANEPA’yı temsil eden bir pozisyon değildi.

Vladimir, Moskova’ya 200 kilometre uzaktaki 300 bin nüfuslu Vladimir Oblast’ının başkenti olan küçük bir şehir.

Vyacheslov Yuryevich Kartukhin de profesör değil, hukuk doktoru.

Esas olarak akademik bir kişilik de değildi, Putin’in partisi Birleşik Rusya’nın Vladimir şehrindeki yöneticilerinden biriydi.

https://er.ru/person/cabf5925-5e22-471b-b211-df72c8a427b9

Yani özetle Türkiye’ye gelip üniversitelerle RANEPA adına işbirliği anlaşmaları imzalayabilecek biri hiç değildi.

Ayrıca RANEPA’nın ülke temsilcileri de yoktu. Yani Türkiye temsilcisi de yoktu. Bu yüzden Talat Enveroviç Çetin’in adı RANEPA sayfasının hiçbir yerinde de geçmiyordu.

Örneğin 2018 yılında RANEPA ile benzer bir işbirliği anlaşması imzalamış Ankara Yıldırım Beyazıt Ünivertesi ile imzayı atmak üzere RANEPA Direktörü Vladimir Shamakhov Ankara’ya gelmişti. O törende RANEPA’nın Türkiye temsilcisi olduğunu iddia eden Enveroviç de yoktu.

https://mobile.twitter.com/ybuankara/status/1048145302170075137

Peki, Talat Enveroviç neden sürekli kendisine böyle titrler yarattı?

Herhalde sadece itibar görmek ve meşhur olmak için değil.

Aslında en baştan itibaren sitesindeki biyografisinde Milli Güvenlik Akademisi’nde korgeneral rütbesi, Asiapol kuruculuğu, RANEPA temsilciliği, Türk Akımı isim babalığı hikayelerinin arasında esas uzmanlık alanını açıkça yazmıştı:

“Rusya’nın uluslar arası ekonomik ilişkileri alanında yirmi yıllık tecrübesi vardır. Ayrıca Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerindeki girişimcilerle ilgili de oldukça zengin bir deneyime sahiptir. Başta Rusya olmak üzere Bağımsız Devletler Topluluğu ve Şangay İşbirliği Örgütü üyesi devletlerde iş yapmaya gelen yabancı vatandaşlar ile bizzat ilgilenmekte, ülkeler arası ilişkilerin pekişmesine yardımcı olmaktadır. Yabancılar göç bürosundaki kayıttan başlayarak iş sonuçlanıncaya kadar bir çok problemlerle karşı karşıya kalmaktadır.”

Twitter hesabında da zaman zaman Rusya’ya gelen ve yardımcı olduğu Türk iş insanlarıyla çekilmiş fotoğraflarını yayınlamaktan çekinmiyordu.

Peki, bütün bu sahte titrleri hakkında medyayı nasıl ikna edebilmişti, hakkında bu kadar haber nasıl yapılmıştı, televizyonlara nasıl kolayca çıkabilmişti?

En başta, Türkiye’deki siyasi önyargıları, ezberleri ve bunların sonucunda ortaya çıkan akıl tutulmalarını iyi fark ederek ve bunları kullanarak.

Dönemin ruhu gereği Batı karşıtlığı sorgusuzca bağıra basılıyordu, Avrasya ve Rusya propagandası da meşruydu.

Ama bütün bunları bu önyargılar dışında, gazetecilik filtreleri zayıflamış medyada rahatça yapabilmenin daha zekice bir yolunu bulmuştu.

İktidar medyasıyla yakın ilişkileri olan, istediği mecrada istediği haberi yaptırabilecek, hatta doğrudan basın bültenlerini, röportajlarını noktasına virgülüne dokundurmadan istediği yerde yayınlatabilecek, istediği kanala çıkmasını sağlayacak İslamcı bir gazeteciyi basın danışmanı olarak tutmuştu.

https://twitter.com/ArzuErdogral/status/1452974069230546950?s=20

Nasıl olsa kimse Rusya Milli Güvenlik Akademisi’nde korgeneral, Asiapol kurucusu ve RANEPA Türkiye temsilcisi olan bir kişi neden Türkiye’de kendisine bir basın danışmanı tutar diye de sormazdı.

Nitekim sormadı da...

2016’da “Rus devlet adamı”, “Rusya Milli Güvenlik Akademisi’nde korgeneral” olarak tanınan Enveroviç artık her akşam televizyonlara çıkıp iktidarı destekleyen açıklamalar yapan, sosyal medyada her gün ayetler paylaşan, Türkiye’nin her yerinde konferanslar veren yerli ve milli bir kanaat önderiydi.

İktidarla ters düştüğü tek konu aşı karşıtlığıydı.

https://twitter.com/TalatEnverovich/status/1426896197852311562?s=20

https://twitter.com/TalatEnverovich/status/1423001103654850569?s=20

25 Ekim günü Moskova’da genç yaşta kalp krizi sonucu vefat haberi Twitter hesabından paylaşılınca çok sayıda siyasetçi ve gazeteci taziye mesajları yayınladılar.

https://twitter.com/TalatEnverovich/status/1452571570703147010?s=20

Asker de diyen vardı, paşa diyen de, diplomat diyen de...

“Gözlerime inanamadım. Türkiye-Rusya ilişkilerindeki gizli kahramanlardan Talat Çetin Enveroviç vefat etmiş. Gerçekten acı bir haber. Allah rahmet etsin, mekanı cennet olsun. Birlikte 20'ye yakın program yaptık, müthiş bir diplomat, asker, akademisyendi.”

https://twitter.com/FUATUGUR/status/1452597247062024197?s=20

“Talat Çetin'i TV programımda konuk olarak tanıdım, dost kabul ettim Memleket sevdalısıydı Kuşkusuz, fani dünyaya gözünü açamadığı son uykusundan önce attığı tvit Rabbin de sevgili kulu olduğunu, imanla huzura gittiğini işaret ediyor Allah rahmet eylesin”

https://twitter.com/ardanzenturk/status/1452579711574548484?s=2

https://twitter.com/ibrahimkaragul/status/1452581881476784132?s=20

https://twitter.com/salimuslu__/status/1453406084715225088?s=20

Talat Enveroviç Çetin’in cenazesi, AK Parti milletvekili Salim Uslu’nun girişimi ve Dışişleri Bakan yardımcısının yardımıyla Moskova’dan İstanbul’a getirildi.

https://twitter.com/salimuslu__/status/1453400909019484162?s=20

Korgeneral olarak başkan yardımcılığı yaptığı Moskova’daki Milli Güvenlik Akademisi’nde ya da Türkiye temsilcisi olduğu RANEPA’da ve ya kurucusu olduğu ASİAPOL’de bir tören düzenlenmedi.

Vefatıyla ilgili kendi sitesi dışında Rusça kaynaklarda bir haber yapılmadı.

Türk bayrağına sarılmış Cenazesi İstanbul Bahçelievler’deki İmam Buhari Camii’den ailesi, yakınları, bazı gazeteciler ve AK Parti milletvekili Salim Uslu’nun katıldığı sade bir törenle Kocasinan’daki aile kabristanlığına defnedildi.

Cenazeye Rusya’yı temsilen herhangi bir resmi konsolosluk görevlisi katılmadı.

https://www.akbabahaber.com.tr/davasinin-adami-talat-enverovic-cetin-in-son-vedasinda-gozyaslari-sel-oldu/34323/

Ama bu veda bile pek çokları için aydınlanma vesilesi olamadı.

Enveroviç’in hikayesi Türkiye’de devletin aslında zannedildiği kadar her şeye hakim, kudretli ve uyanık olmadığını, devleti yönetenlerin dünyadan kopukluğu ve ideolojik önyargıları yüzünden ne kadar korumasız ve saf olabildiğinin de bir hikayesi...

Tabii ki aynı ideolojik önyargılara sahip ve benzer ölçüde dünyadan kopuk medyanın da “büyük planları tek tek deşifre ederken” ne kadar kandırılmaya müsait ve partizan olduğunun da hikayesi...

Özellikle de söz konusu olan milli bir spora dönen Batı karşıtlığı olunca sadece akan sular değil, çalışan akıllar da duruyor, sözde Rus bir korgeneral bile yerli ve milli bir kanaat önderine dönebiliyor.

Bu hikayede en az suçlanacak kişi herhalde Talat Çetin.

Kendisine rahmet, ailesine başsağlığı dilerim.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!