Yetkililere hoparlörlere el koyma ve hoparlörden ezan okuyan camilere para cezası kesme talimatı verdi.
Ben-Gvir bu hamlenin “mantıksız gürültü” ve kanunsuzlukla mücadele için gerekli olduğunu savundu.
Kanal 12'ye verdiği röportajda Ben Gvir, “camilerden ve İsrail sakinleri için bir tehlike haline gelen diğer kaynaklardan gelen mantıksız gürültüyü durdurma” politikasıyla hareket etmekten “gurur duyduğunu” söyledi.
Ben Gvir'in ofisinden yapılan açıklamada, “Tartışmalarımızda, çoğu batı ülkesinin ve hatta bazı Arap ülkelerinin gürültüyü sınırladığı ve bu konuda birçok yasaya sahip olduğu ortaya çıktı. Bu durum sadece İsrail'de ihmal ediliyor” ifadeleri yer aldı.
Ben Gvir X'te yaptığı bir paylaşımda, ezanı siyonistler için bir “tehlike” olarak nitelendirdi.
İşgal parlamentosundaki Birleşik Arap Listesi lideri Mansur Abbas kararı kınayarak Ben Gvir'i, ziyaret ettiği ve Yahudilere namaz çağrısı yaptığı Kudüs'teki Mescid-i Aksa'da şiddeti kışkırtmayı başaramayınca ayrılıkları körüklemek ve camileri hedef almakla suçladı.
Abbas X'te “Ben Gvir sürekli olarak bir arada yaşamayı sabote etmeye çalışıyor” diye yazdı.
İnsan hakları savunucuları ve Filistinli belediye başkanları yasağı İsrail'in aşırı sağcı rejiminin bir başka ayrımcı hamlesi olarak kınadılar.
"İslam ve Hıristiyanlığa karşı bir savaş"
Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) ezan yasağını kınadı.
CAIR Ulusal İcra Direktörü Nihal Awad, “Camilere, kiliselere, kültürel alanlara ve dini metinlere yönelik saldırılar, İsrail'in Filistin kültürünü silmek için on yıllardır sürdürdüğü kampanyanın bir parçasıdır” dedi.
“İslam ve Hıristiyanlığa karşı yürütülen savaş, aşırı sağcı İsrail hükümetinin Filistin halkını hedef alan soykırımının her zaman önemli bir bileşeni olmuştur.”
Awad, ABD Başkanı Joe Biden'ı işgal rejimine verdiği destekle “dini özgürlüklerin bastırılmasına olanak sağlamakla” eleştirdi.
Ben Gvir'in ezana karşı çıkma konusunda bir geçmişi var. Göreve gelmeden çok önce 2013 yılında Ben Gvir ve bir grup aşırı sağcı aktivist, Tel Aviv'in Ramat Aviv mahallesinde hoparlörlerden ezan okuyarak mahalle sakinlerini rahatsız etmişti.
Bu gösterinin amacının işgal rejimindeki diğer toplulukların ezandan nasıl “rahatsız” olduklarını vurgulamak olduğunu iddia ettiler.
Ezanı kısıtlama çabaları işgal parlamentosu Knesset'te de gündeme gelmişti. 2017 yılında, hoparlörlerin dini amaçlarla kullanımını sınırlandırmayı amaçlayan ve “müezzin tasarısı” olarak adlandırılan tasarı ilk oylamadan geçti ancak nihai bir karar çıkmadı.
Kaynak: Mepa News, Middle East Eye