Asır-Derde Kur’ani Kavramların Önemi Semineri

Asır-Der’de seminerlerde bu ay Murat Aydoğdu ”Kur’ani Kavramların Önemi” başlıklı bir sunum yaptı.

Küçükköy Asır-Der’deki aylık seminerlerde bu ay Murat Aydoğdu’nun katılımıyla ”Kur’ani Kavramların Önemi” konuşuldu.

Murat Aydoğdu, konuşmasında özetle şunlara değindi:

Tek başına anlamlı, birbirine bağlı bir ya da birden çok birimden oluşan ve ses değeri taşıyan dil birimine kelime denir ve isim, fiil, durum veya edat bildirir.

Kavram, bir fikri, düşünceyi, nesneyi veya bir sistemi anlatmak için kullanılan fikrin, sistemin anlatılmasında başrolü oynayan sözcüklerdir.

İnsan ilk yaratılışında Allah tarafından İsimlerin, kelimelerin ilmi verilmiş ve bunu şeytanın unutturması ile dalalete düşmüş sonra tekrar Allah’tan bir takım kelimeler alarak tevbe etmiştir.

İnsanlık tarihi boyunca da Şeytanın ve takipçilerinin Allah’ın kelimelerini unutturmaları, anlam kaydırmaları, yerlerini değiştirmeleri, içini boşaltmaları, kapsamını daraltmaları ile İnsanları bu kelimelerden, kavramlardan, onların anlamlarından, onların tasavvurlarından ve onları yaşamlarına yansıtmalarından uzaklaştırmış, her yeni gelen Elçi de bu kavramları tekrar islah etmiş ve yaşanılır kılmıştır.

Son ve aslı korunmuş Kitap Kur’an, bir kelimeler mucizesi, bu kelimelerin siyak ve sibakı ile bütün Kur’an içerisinde bütünlüğü, insanların yaşamlarının içerisinde afaklarında ve enfüslerinde yansımaları ile bu ıslahı da içerir. Kitabı tahrif edemeyen Şeytan ve takipçileri, aslı korunmuş bu kaynağın kavramları üzerinde aynı hileleri güderler. Nihayetinde Kitaba varis olan her Mü’min bu kavramları tekrar ıslah edecek, yaşamına yansıtacak bir mücadele içerisinde olur ve İslam tasavvurunu tekrar tekrar yeniler.

Kelimelerde ve Kavramlarda kavrama yüklenen anlam, o kavramın kişide oluşturduğu tasavvur ve o kavramın insanın yaşamında oynadığı rol önemlidir. Kur’an bazen insanların Eski Elçilerden beri kullandığı ama zamanla bozulmuş kavramları ıslah eder, bazen İnzal olduğu toplumun kullandığı güncel kavramlara anlam yükler, bazen de tamamen kendine özgü kavramlar oluşturur. Bütün bunların tamamında Müslüman bir toplumda ortak tevhidi bir tasavvur oluşturur.

Bilgi dağarcığı en az olan bir Müslüman bile, kendi yaşamında ve toplumsal iletişiminde yaşadığı kavramlara sahip olur. Topluluk dayanışması ile bu kavramlar daha bir yaşanılır ve sahih hale gelir. Yine toplum içerisinde Ulul Elbab, Rasihun ve daha fazla Hikmet sahibi öncül ve ehil kişilerin çalışmaları ve bunu toplumun diğer kesimlerine yansıtmaları ile topluluk, kavramların kavranmasında ve yaşanılmasında daha kamil yapılara ulaşır.

Çeşitli kişi ve toplulukların gerek kendi aralarında gerek süreç içerisinde,  kavram tasavvurları farklı şartlarda farklı tezahürlerde bulunsa da bunlar birbiri ile tenakuza/tersliğe düşmedikleri müddetçe birer zenginlik ve her ayrı toplum ve şartın fıkhı ve Sünnetidir. Birbiri ile tenakuza düşenlerde ise muhakkak beşeri bir yanılgı ve kavram yanlışlığı vardır ve her Müslüman gücü nispetinde bunu düzeltmekle/ıslah ile sorumludur.

Kur’an’ın kelime ve kavram dünyasını incelediğimizde bazı kelimelerin kavramsallaştığını görüyoruz. Arapların o dönem, çöllerde yollarını bulmak için uydukları rehberlere “hâdi” denirdi. Kur’an ise bu kelimenin köküyle “hidayet” ismini kavramsallaştırmıştır. Yine o dönemde dürüst, güvenilir anlamında “emin” kelimesi kullanılıyordu. Kur’an buna “mümin” kelimesiyle bir form ve anlam kazandırmıştır.

Kur’an’ın anlaşılmasında bazı kavramlar özel bir önem teşkil etmektedir. “Allah, Rab, insan, beşer” bunlardan bazılarıdır. “Allah” kendisine kutsiyet atfetmemiz gereken tek mercidir. İlah olduğu gibi Rabb’dir. “Beşer” kelimesi insanın hayvani yönünü anlatır, “insan” kendisine kelimeler öğretilen ve hidayete tabi olan anlamında tanımlanabilir.

Yöneldiğimiz Allah ve Rab kavramları ile yönelen Beşer arasında ilişkiyi sağlayan Afaki ve Enfüsi ve bunu tamamlayan, tevhide yönelten Kitabi ayet kavramı, beşeri insana, insanı rıza olunan Mü’min ve Müslim’e çeviren çeviren bir kulluk/abd kavramı temel kavramlarımızdır. Bunların ışığında sayısız kavram ve kelime insan ufkunu açan hazinelerdir.

“Yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem olsaydı, denizler de mürekkep, sonra yedi deniz eklenseydi, Allah'ın sözleri yine de tükenmezdi: çünkü Allah, kudret ve hikmet sahibidir.” 31/27

Kavramları nasıl doğru kullanacağımızı anlamak ve tarihteki kullanımlarından istifade etmek için üç soruyla bir yöntem oluşturabiliriz:

-Kavramı söyleyen/kullanan kim? Kendisi güvenilir birisi mi?

-Kavram bize ne söylüyor?

-Kavram, hangi zeminde ve şartlarda söylenmiş?

Örneğin “hırsız” kelimesini bu bağlamda ele alırsak; ilk etapta fırından ekmek çalan birisinin eli kesilmesi gerektiği öne sürülebilir. Ancak olayın “hikmetini” araştırtıldığımızda “hırsızın aç olduğu ve başka çaresi kalmadığı için ekmeği çaldığını öğreniyorsak burada “hırsız” kavramı o adam için değil bu duruma sebebiyet verenler için kullanılmalıdır.

Kavramların yerli yerinde kullanılması önemlidir ancak bazı adlandırmalar artık “galat-ı meşhur” haline gelmiştir. “İslamcı, fundamentalist” buna örnek verilebilir. Bu kavramları, muhatapları olarak kullanabiliriz ve içeriğine göre hareket etmek durumundayız.

Program, katılımcıların soru ve katkıları ile sona erdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Gazze nöbeti devam ediyor
Çocuklar "Hayat Namazla Güzeldir" sloganlarıyla yürüdü
Aksa Tufanı ve kazanımları
Özgür-Der Üniversite Gençliği programlarına başladı!
Diyarbakır Özgür-Der Gençlik Çalışmaları başladı