Aşılanmayanları toplumdan soyutlama önerisi mi?

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi bugünkü toplantısında koronavirüs salgınına karşı alınacak tedbirleri gözden geçirecek. Toplu alanlara girişte “aşı şartı” önerisinin de toplantıda gündeme geleceği iddia ediliyor.

HAKSÖZ HABER

Aşı olmayanları ayrımcılık yanlısı tavırlar mı bekliyor? Avrupa Birliğindeki birçok ülkede aşı olmayanların kamusal alanlara girişini zorlaştıran uygulamalara geçildi. Ancak tartışmalar sona ermediği gibi vaka oranlarında da ciddi düşüşler görülmedi. Aşı zorunluluğu fikrine sıcak bakan Avrupa devletleri yasal yaptırımlar arayışında.

Türkiye’de de benzer tartışmaların turizm sektörünün kapanış süreci ile beraber gündeme geleceği öngörülüyor. Ancak ortaya atılan kimi iddialara göre “aşı karşıtlığı yaptığı ile sürülen kişilere” karşı yaptırım yapılması gerektiğinin kabinede konuşulacağı söyleniyor.  

Temmuz ayı başında turizmin başlamasıyla beraber normalleşmeye geçildi. Bu süreçte günlük vaka sayılarında yaşanan büyük artış bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılacak kabine toplantısında masaya yatırılacak.

Tüm kısıtlamaların kaldırıldığı 1 Temmuz’da 5 bin 288 olan günlük vaka sayısı, 31 Temmuz itibariyle 22 bin 332’ye ulaştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında bugün yapılacak Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısında, salgının son durumu ve Bilim Kurulu’nun önerileri doğrultusunda tedbirler gözden geçirilecek.

Bilim Kurulu’nun salgını kontrol altına almak için önereceği konular arasında; maç, tiyatro, sinema ve AVM’lerin yanında kalabalık ve kapalı ortamlarda yapılan toplantı, düğün, kına, konser, kongre, dernek toplantısı gibi etkinliklere aşı olmayanların alınmaması önerisi olduğu iddia ediliyor.  

Ayrıca meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının, 'aşı olmayan personel çalıştırılmaması, şirketlerin aşı olan müşterilerini farklı kampanyalarla ödüllendirmesi' gibi girişimlerinin Kabine tarafından teşvik edileceği iddia ediliyor.

Aşı karşıtı olarak iddia edilen ve aşı olmadıkları için hastalığı yaydıkları iddia edilen kişiler oldukları belirtilerek sosyal medya üzerinden bu kişilerin kara propagandaya maruz kaldığı biliniyor.

Aşılamanın kesin çözüm olduğu ifade edilirken “aşı karşıtı” bir blok olduğu iddiaları da yine aynı kişiler tarafından iddia ediliyor.

Kamuoyu oluşturularak aşı olmayanları sosyal yaşam ve iş kaynaklarından uzak tutmayı amaçlayan zihniyetin salgını kontrol altına alacağına inanması ise çelişkili ve ayrımcılık izleri taşıyor.  

Türkiye’de 2 Ağustos 2021 tarihine kadar toplam 73.502.286 aşılama yapıldı. 1. Doz olarak ifade edilen aşılama miktarı ise 41.064.664 olarak nüfusun yarısını kapsadığını gösteriyor. 27.476.890 kişiye ise 2. Doz aşılama yapıldı.

Aşılamanın salgına yakalanma oranlarını nasıl etkilediği ise bilinmiyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ısrarla aşı olmaya davet ederken salgının verilerini ise kamuoyuna sunmama yanlısı tavırlarını sürdürüyor.

Aşılama oranları artarken vaka sayılarının açılma ile beraber artmaya başladığı süreçte belli bir sorumlu arayan kesimlerin kendilerinin var ettikleri “aşı karşıtları” bloğu bütün vaka artışlarının ve ölümlerin sorumlusu gibi lanse edilmek isteniyor.

Sağlık Bakanlığı’nın Covid-19 kaynaklı vaka ve ölümlerin yaşandığı 2 yıl boyunca verileri kamuoyuna açmak yerine istediği zaman ve istediği şekilde kamuoyuna sunduğu hatırlandığında güven kırıklığı oluştuğu biliniyor.  

Yine bugün ısrarla aşı kampanyalarına davet eden sözde sağlıkçı olduğunu ifade edenlerin “aşı karşıtı” olmayın uyarısı yapmaları da manidar bulunuyor.

Turizm sektörünün canlanması için feda edilen önlemler; vaka ve ölüm oranlarını arttırırken bu durumu “aşı karşıtlığına” bağlamak doğru bir saptama olacak mıdır?

Yorum Analiz Haberleri

"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye