Almanya'da günlük vaka sayısının arka arkaya 4 bini aşması, eyaletlerin alınan tedbirler konusunda ortak bir çizgide anlaşamaması üzerine başlayan tartışmalar sürerken, Başbakan Angela Merkel, bütün eyalet başbakanlarını çarşamba günü Berlin'e çağırdı. Şimdiye kadar daha çok video konferans şeklinde yapılan zirvelerden farklı olarak Merkel'in eyalet başbakanlarıyla bizzat görüşmekte ısrar ettiği bildiriliyor.
Başbakanlık Dairesinin Başkanı Helge Braun’un, "tartışma tarihi boyut alabilir" diye nitelediği belirtilen zirve öncesi Robert Koch Enstitüsü de pandemiyle mücadelede önümüzdeki aylara ilişkin bir strateji raporu açıkladı. Almanya'da federal hükümetin pandemiyle mücadeledeki bilimsel kuruluşu Robert Koch Enstitüsü'nün (RKI) raporunda, önümüzdeki süreçte karşılaşılması muhtemel senaryolar, onlarla mücadeledeki önlemler ve hedefler sıralanıyor.
Aşı bulunsa da tedbirler sürecek
Enstitü, her şeyden önce korona yorgunu halkın normale dönme özlemini ertelemesi gerektiğine işaret ediyor. Robert Koch Enstitütüsü'nün strateji raporuna göre, yakın zamanda bir korona aşısı bulunması halinde bile normale hızlı dönüş mümkün olmayacak.
Almanya'da mesafeyi koruma, hijyenik önlemler, maske takma ve havalandırma tedbirleriyle vatandaşlar daha uzun süre yaşamak zorunda. Zira enstitüye göre, aşı bulunmasından sonraki dönemde de malzeme sınırlı olacağından öncelik risk gruplarına aşı yapmada olacak, dolayısıyla da geri kalan vatandaşlar şimdiye kadar uygulanan korunma tedbirleriyle bir süre daha yaşamaya devam etmek zorunda. Bir veya daha çok aşının ise seneye hazır olacağından yola çıkıldığı belirtiliyor.
Pandeminin yayılmasına ilişkin üç senaryo
Robert Koch Enstitütüsü'nün hazırladığı strateji raporunda pandeminin önümüzdeki süreçte gelişmesine ilişkin üç senaryo üzerinde duruluyor:
- Lokal ve belli zaman dilimiyle sınırlı, az sayıda görülen yeni enfeksiyonlar, ki bu durumda RKI, riske göre mevcut imkanların yetkili dairelerce gözden geçirilip, lokal bazda tedbirler alabileceğini belirtiyor.
- Aile içi kutlamalar, okul, yuva veya eğitim kurumlarındaki yeni vakaların sonbahar ve kış bağlantılı olarak, kapalı alanlarda daha çok vakit geçirmekle ilişkili artacağına dikkat çekiliyor.
- Üçüncü senaryoya göre de enfeksiyon zincirinin takibinin zor olacağı bölgesel ve aynı anda bir kaç şekilde karşı karşıya kalınabilecek yayılma.
RKI'nin bugün açıkladığı raporunda, yeni vakaların ortaya çıkış biçiminden bağımsız olarak pandemiyle mücadelede en önemli hedefin, eğitim kurum ve kuruluşları da dahil ekonomik ve toplumsal yaşama olumsuz yansımayı minimal tutma olduğu vurgulanıyor. Sağlık sisteminin karşı karşıya kalacağı yükün az tutulması, Covid-19 hastalığının uzun vadeli etkilerinin ve vefatların engellenmesi için çabalanması gerektiğinin altı çiziliyor. Bunlar için alınacak tedbirlerin karşı karşıya kalınan riske uygun, hukuki ve uygulamada makul ve pratik olması gerektiği kaydediliyor.
Okul ve yuvalar kapatılmamalı
Okul ve yuvalar ile eğitim kurumları, pandemide belirleyici rol oynayan yerler olsa da çocukların eğitimi ve sosyalleşmesi için büyük önem arz ettiğine dikkat çekiliyor ve hem bu sebeple hem de ebeveynlerin çalışabilmesi için açık kalmaları gerektiği vurgulanıyor. Bu amaçla hijyen ve mesafe kurallarına dikkat edilmek kaydı ile faaliyetlerini sürdürmeleri, bunun sağlanması ve vakalardaki gelişmeye göre derhal müdahale edilebilmesi yönünde hazırlık yapılması gerektiği hatırlatılıyor. Böylece yayılmanın sınırlı tutulabileceği ve okul ve yuvalar ile diğer eğitim kurumlarının kapanmasının engellenebileceği bildiriliyor.
Seyahat konusunu da büyüteç altına alan RKI raporunda, bir bölgenin doğrudan risk teşkil etmetiği, virüsün daha ziyade oradaki bireylerin davranışıyla alakalı yayıldığı kaydediliyor. Testler konusunda da iyi bir strateji geliştirmenin şart olduğunu tekrarlayan RKI, önceliğin semptom gösterenler ile risk grupları olduğunu belirtiyor. Ayrıca risk gruplarında yaygın şekilde influenza ve pnömokok aşısı yapılmasını tavsiye ediyor.
RKI: Aşı stratejisi gerekli
Robert Koch Enstitüsü, halihazırda bir aşı geliştirilmemiş olsa da hükümetin şimdiden bir aşı stratejisi oluşturması gerektiğini vurguluyor. Enstitü, aşının depolanması, soğutucu koşullarda işleyen bir tedarik zincirinin oluşturulması, dağıtımını düzenleyen lojistik planlamanın yapılması, öncelikli grupların tespiti, aşının güvenli koşullarda saklanması ve emniyetinin sağlanması konusunda şimdiden iyi bir hazırlık gerektiğini belirtiyor.
Ayrıca aşıyla bağlantılı bütün aktörlerin yakın iletişim içinde olması ve bu şekilde yalan haber ve komplo teorilerinin de engellenmesi gerekliliğine dikkat çekiliyor. Almanya'da korona pandemisi boyunca aşı karşıtları, aşırı sağcılar ve komplo teorilerine inananların öne çıktığı çok sayıda hükümet karşıtı protesto gösterisi düzenleniyor.
AB lamba çözümünde uzlaştı
Avrupa Birliği üyesi ülkeler, haftalar süren müzakerelerin ardından korona pandemisiyle mücadele amaçlı alınan seyahat kısıtlamaları konusunda uzlaşma sağladı. Buna göre risk bölgelerindeki durumun renklerle belirleneceği bir lamba sistemi planlanıyor. Yeşil, turuncu ve kırmızı renkleriyle işlemesi hedeflenen sistem 14 günlük dilimde 100 bin nüfusta yapılan test oranı ve pozitif vaka durumunu yansıtacak. Üye ülkeler, bu rakamları Avrupa Birliği'nin Bulaşıcı Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi'ne (ECDC) bildirecek.
Yeşil, 100 bin nüfusta 25'ten az vaka görülen ve pozitif test oranı yüzde 4'ü geçmeyen, bu nedenle sınırlama gerekmeyen bölgelere verilebilecek. Turuncu, bir bölgedeki yeni vaka sayısının 50'den az olduğu ve yine yüzde 4 veya üzeri pozitif test görülen ya da 100 bin nüfustaki yeni vaka sayısının 25-150 arasında olduğu, aynı zamanda pozitif test oranının da yüzde 4'ün altında kaldığı bölgeler için kullanılabilecek. Kırmızı ise 100 bin nüfusta yeni enfeksiyon rakamı 50'yi geçmişse ve pozitif test oranı da yüzde 4'ün üzerine çıkmışsa veya yeni enfeksiyon sayısı 150'yi aşmışsa uygulanacak. Bütün üyelerin onaylamadığı lamba sistemi konusundaki uzlaşı tavsiye niteliğine sahip, pratikteki uygulama ulusal hükümetlerin takdir yetkisine bağlı. (Deutsche Welle)