Artık yalancının mumu sönmek için yatsıyı beklemiyor!

AK Parti'nin kapatılması istemiyle açılan davanın raportörü, raporunu hazırlayıp Anayasa Mahkemesi üyelerine teslim etti. Raportörün iddianameyi yetersiz bulması bir hayli önemli.

Raportör Dr. Osman Can, "İade koşullarının oluştuğunu" söylüyor raporunda. Yani Yargıtay Başsavcısı'nın 162 sayfalık iddianamesinin yetersiz olduğunu, bu yüzden somut delillere dayanmayan bu iddianamenin geri iadesinin mümkün olduğunu belirtiyor. Raportörün ikinci görüşü ise iddianamenin Anayasa Mahkemesi'ne ulaşması ile sürecin zaten başlamış olacağı, dolayısıyla bir geri iadenin teknik olarak mümkün olmadığı yönünde. Hatırlarsanız yaklaşık 1 yıl önce yine bugünlerde benzer bir konuyu tartışıyorduk.

O zamanki tartışma konusu "367" katakullisi, hokkabazlığı idi. Sonradan bazı CHP'liler de bunun saçmalıktan ibaret olduğunu kabul etmişti. "367" ile ilgili incelemeyi yapan raportör de, böyle bir dayatmanın yasal zemini olmadığını söylemişti. Söylemişti ama raportörün iddiasını dikkate alan olmadı. Anayasa Mahkemesi üyeleri bizce sonradan çok utanacakları bir karara imza attılar o zaman.

Bu olayın üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen hâlâ aynı yerde olmamız da doğrusu ülkemizin hali pür melalini anlatan trajik bir durumdur. Hani bazıları diyor ya, herkes bir adım geri adım atsın. Yahu bırakın bir adımı, zaten 1 yıl gerideyiz. Seçim oldu, bir parti rekor oyla iktidar oldu, cumhurbaşkanı seçildi ama birileri geri adım atmaktan bahsediyor. Zaten yeterince geride değil miyiz?

Dünya hızla akarken, biz hala Anayasa Mahkemesi üyelerinin siyasi mi, yoksa hukuki bir karar mı alacağını tartışıyoruz. Hatta bazılarımız bunu tartışmıyor bile. Birçok insan, Mahkemenin siyasi bir karar alacağını düşünüyor. İnsanlar korkuyorlar, ürküyorlar. Bir büyük gazete ise Başbakan'ın "Medya sağduyulu yayınlar" yapsın sözünden hemen sonra ardı ardına çarpıtmalara başvurmaktan çekinmiyor.

Bunlardan bir tanesi raportöre dayandırılarak verilen "AK Parti kapatılsın" manşeti. Neyse ki sadece gazetenin internet sitesinde kaldı bu manşet. Kendi kendilerini 1 saat içinde 3 kez yalanladılar. Ama bu yetmedi. Şimdi de YÖK Başkanı'nın maaşının yüzde 200 zamlanacağını manşetten duyurdular. Üstelik haber baştan aşağıya komikliklerle dolu. Bir kere YÖK Yasası, YÖK Başkanı'nın maaşının en yüksek devlet memuru maaşının iki katını geçemeyeceğini yazıyor. Hal böyleyken, bu iki katını yüzde 200 gibi anlayan gazetenin acar muhabirleri, 5150'yi 3'le çarpıp, 15 bin YTL gibi inanılmaz bir rakam bulmuşlar.

Halbuki iki katı demek, yüzde 100 zam demektir. Bunu ilkokulda okuyan çocuklar bile bilir. Bu da 10 bin YTL civarında yapar. Yapılacak zammın yüzde 30 civarında olmasına ise hiç değinmiyorum. Bu kadar ayıp onlara yeter de artar bile.

Bugün gazetesi