“Artık Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak” Derken?

Kenan Alpay, koronavirüsle birlikte neredeyse mutabakata varılmışçasına dillendirilen “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” söylemini değerlendirdiği yazısında değişim iradesi ve istikameti bağlamında çarpıcı tespitlerde bulunuyor.

Kenan Alpay’ın Yeni Akit’teki köşesinde yayınlanan ve sitemiz için genişlettiği “Hiçbir Şeyi Değiştirmeden Her Şeyi Nasıl Değiştireceğiz?” başlıklı yazısından öne çıkan bazı vurgular şöyle:

-“Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” derken tam olarak ne kast ediyoruz? Tek başına Corona Virüs korkusunun emperyalist devletleri, küresel sermayeyi, despotik rejimleri, taşeron cinayet şebekelerini, uyuşturucu ve fuhuş mafyalarını hizaya sokacağını bekliyor olamayız herhalde. İşgal ve sömürü siyasetinin bitişi için, geniş kitleleri yoksulluk ve boyunduruk altında tutan totaliter rejimlerin hızla çöküşü için mehdi bekler gibi ölümcül bir virüsü beklemiş olamayız. Belki bu virüsün saldığı dehşetten yola çıkarak yerel ve bölgeselden küresel ölçeğe kadar adalet, merhamet, özgürlük, dayanışma, eşitlik ve dürüst paylaşım gibi sınırları aşıp vicdanlara huzur ve güven telkin edecek güçlü bir çağrıyı seslendirebiliriz.

- Zulmün yıkılışı, yerine kendiliğinden adil bir düzenin kurulacağı manasına da gelmez ayrıca. Amerika ve Avrupa’nın temsil ettiği liberal kapitalist düzenin, Rusya ve Çin’in temsil ettiği devletçi-despotik kapitalizmin karşısına nasıl bir söylem ve somut örneklikle çıkılacağı dünyanın geleceği için esas belirleyici olacaktır.

- “Yarın ekonomi nasıl olacak?” türü korkularla kalpleri işgal eden cimrilik, mal yığma, servet tutkusu, konfor, israf, bencillik, gösteriş gibi çürütücü tutkuları infak, karz-ı hasen, cömertlik, ikram, ihsan gibi faziletli davranışlarla kökünden söküp atmadıkça yeni bir dünya, yeni bir toplum için söyleyecek sözümüz olamaz. “Eğer hakikati haykırırsam işimi, mevkiimi, yüksek gelirimi ve yöneticiler nezdindeki itibarımı kaybederim” tarzı ödlekçe ve sefil kaygıları sıfırlayacak bir cesaret ve azametin mücadelesini vermekten geri duranların yeni ve adil bir dünya söylemi ancak hoş fakat boş bir hülya olarak kalır.

-Olumlu ya da olumsuz, iyiye doğru veya kötüye doğru asla kendiliğinden bir değişim-dönüşüm olmaz. İnsanın yeryüzündeki misyonu doğruluk, iyilik ve güzellikle donanıp şeytan ve dostlarına karşı sarsılmaz bir irade savaşı vermesinden ibarettir. Bu irade savaşının güzel sloganları da haykırılır, heyecan ve coşkuyu tırmandıran şarkıları da seslendirilir ancak toplumları hayra, iyiliğe, doğruluğa, adalet ve merhamete doğru seferber etmek için önce kendimizi değiştirmek, nefislerimizi arındırmak, kalplerimizden hasedi, fesadı söküp takva üzere hayatımızı inşa etmek mecburiyetindeyiz.

*

YAZININ TAM METNİ >>>

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!