Armağan: Tarihçiler Susturulmaya Çalışılıyor

Atatürk’ün eşi Latife Hanım’ın 1926 yılında Boston Sunday Advertiser gazetesinde yayınlanan mektubunu neşrettiği için 1 yıl 3 ay hapis cezası verilen Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Armağan, Radyo Selam’a konuştu.

Zafer Burakmak’ın hazırlayıp sunduğu programa bağlanan Mustafa Armağan, süreci aktarırken cezanın kesinleşmesi halinde, “Bu ülkede tarihçiler bir belge yayınlarken bir değil bin defa düşünmek zorunda kalacaklar. Belki de nemelazım ben yayınlamayayım diyecekler. Dolayısıyla bu kararla tarihçilere de gözdağı verilmiş oldu ve artık resmi tarihe karşı gerçek tarihin önü kapanmak üzere.” ifadelerini kullandı.

“2017’DE TARİHÇİLERE TEK PARTİ YASAKLARI İHDAS EDİLİYOR GİBİ BİR DURUM ORTAYA ÇIKAR”

“Bu Türkiye için bir şeref vesilesi değildir. Benim için ise ahirette işime yarayacak bir şeref madalyasıdır. Necip Fazıl’ı 2 yıllık hapis cezasıyla mezara sokan 5816 Sayılı Kanun'dan ceza almak ödüllerin en büyüğüdür" diyen Armağan, “Biz son bir umut olarak çırpınıyoruz. Bu alan kapanmasın, diye uğraşıyoruz. Doksan yıldır öğretilen CHP tarihini yıkalım, bunun yerine gerçek tarihi yazalım diyoruz. 15 Temmuz direnişi bir halk hareketiydi. Halk sokaklara dökülerek bir irade gösterdi. Dolayısıyla bundan sonra tarihte de halkın gerçek tarihi yazılsın diyorduk. CHP’nin, tek partinin tarihi yazılmasın diyor bunun için çırpınıyorduk. Ama eğer bu çabalarımız bir sonuç vermeyecekse o zaman tam bir teslimiyet dönemi başlayacak. CHP, 1950’de iktidardan gitti ama 2017’de tekrar adeta o tek parti döneminin yasakları ihdas ediliyor gibi bir durum ortaya çıkacak. Umarım büyüklerimiz, bu kadar acı sonuçları olan kritik noktayı tekrar dikkate alırlar ve bu sürece dur derler.” vurgularını yaptı.

DERİN TARİH DERGİSİ

Atatürk’e hakaret ettiği için tutuklanan Hasan Akar’ın tutukluluk kararının İstinaf Mahkemesi tarafından bozulmasının umut verici olduğunu belirten Armağan, linç kampanyasından ötürü televizyon programının yayından kaldırılmış olduğunu, gazete yazılarına da bir süre ara verdiğini belirtirken daha çok Derin Tarih Dergisi üzerine yoğunlaştıklarını belirtti. Derin Tarih Dergisi’nin bu ayki dosya konusunun “Osmanlı’yı İçerden Yıkan Misyoner Ajanlar” olduğunu belirten Armağan, konunun kimi zamanlar Alman Vakıfları üzerinden gündeme geldiğini ancak Türkiye tarihinde Amerikan okulları üzerinden yürütülen bir çabanın olduğunu kaydetti.

“BURSA’DA MİSYONER OKULUNDA 3 MÜSLÜMAN KIZIN HIRİSTİYAN OLMASI İNFİAL YARATMIŞTI”

Misyonerlik faaliyetlerinin daha çok Osmanlı’nın son dönemlerinde başladığını belirten Armağan, “Daha çok kendi Hıristiyan mezheplerinden okullar açmaya ve bu okullar üzerinden misyonerlik faaliyetleri yaymaya çalışıyorlar. Müslümanları Hıristiyanlaştırmak daha zor, bu nedenle örneğin Ermeniler gibi kesimleri kendi mezheplerine çekmeyi hedefliyorlardı. Beyrut’tan Edirne, Maraş, Antep ve Diyarbakır’a kadar birçok yerde bu okullar açılıyordu. Hedef, Müslümanlara Hıristiyanlığı sevdirmek ve ilişki kurmak, olmuyorsa da Ermeniler gibi gayri Müslimleri kendi mezheplerine çekmek olarak görülüyordu.” ifadelerini kullandı. Özellikle Sultan Abdülhamid döneminde sınırlama ve tedbirler getirtildiğini belirten Armağan, İttihak ve Terakki döneminde palazlandıklarını ve “1928 yılında Bursa’da 3 Müslüman kız Hıristiyanlığa geçmişti.Bu olay patlak verince, Türkiye Cumhuriyeti’nin uygulamakta olduğu laik politikanın ne kadar sıkıntılı olduğu açığa çıkmış oldu. Çünkü gençleri dini bilgiler ile donatmadan yetiştirir ve bu okullara gönderirseniz kolay bir şekilde Hıristiyanlaşacaklardır. Bu hadise gazetelere haber oldu, ardından toplumda bir infial uyandı ve bu okulların kapatılması kararı alındı. Ancak Amerikalılar araya adamlar sokarak okulların kapatılmamasını sağladılar. Bu okullar, faaliyetlerine hala devam ediyorlar ve hatta Başbakan falan da çıkardılar bu ülkede.” sözlerini sarf etti.

Kaynak: Yöneliş Haber

Gündem Haberleri

ABD'den Türkiye'ye "Hamas'a ev sahipliği yapmayın" uyarısı
10 Kasım dayatmasında yeni dönem: Törene katılmayan öğrenci için veliden savunma istediler
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: UCM'nin kararı "umut verici"
Orhan Miroğlu: Bilimsel düşüncenin önündeki en büyük engel Kemalizmdir
HÜDA PAR’dan İslam âlimi Şeyh Said için soru önergesi