Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, "Arap isyanlarının açtığı çatlaklar, fay hatları çok derin. Bu fay hatları öyle pek kolay toparlanacak gibi değil. Yeni gelişmeler, bölgesel güçler arasındaki rekabetler bu fay hatlarını gittikçe derinleştiriyor. Bu itibarla bölgemizin yeni düzensizliklere hazır olması gerektiği bir dünyaya gidiyoruz." dedi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Ortadoğu Enstitüsü tarafından düzenlenen "Ortadoğu'da Siyaset ve Toplum" kongresi, SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde başladı.
"Türkiye Dış Politikası ve Ortadoğu" başlıklı panelde konuşan Duran, Türkiye'nin, "klasik Arap dünyasından uzak durma durumu"nu Arap Baharı ile değiştirdiğini söyledi.
Duran, isyanların başladığı dönemde Ortadoğu'ya yeni bir düzenin gelmesinin beklendiğini hatırlatarak, bu düzenin demokrasiye, halkların tercihlerine doğru arzu edildiğini fakat durumun beklendiği gibi olmadığını dile getirdi.
Ortadoğu'daki olaylar ve yaşanan gelişmeler hakkında bilgi veren Duran, şöyle devam etti:
"Arap isyanlarının açtığı çatlaklar, fay hatları çok derin. Bu fay hatları öyle pek kolay toparlanacak gibi değil. Yeni gelişmeler, bölgesel güçler arasındaki rekabetler, bu fay hatlarını gittikçe derinleştiriyor. Bu itibarla bölgemizin yeni düzensizliklere hazır olması gerektiği bir dünyaya gidiyoruz.
Türkiye türbülans meselesine son 5 yıldır hazırlanıyor. Gezi olaylarıyla başlayan, 17-25 Aralık ile devam eden fakat altını kazıdığınızda Suriye meselesine çıkan bir türbülans dönemine girmiştik. Bu türbülans döneminden de tümüyle çıktığımızı da söyleyemeyiz. Etrafındaki Suriye ve Irak'ın yaşamış olduğu iç savaş, terörle mücadele konuları ağırlıklı bir gündem teşkil ediyor."
Duran, Türkiye'nin yeni bir güvenlik konseptine geçmek zorunda kaldığını anlatarak, "Sınırlarınızda iki istikrarsız ülke varsa kendi iç güvenliğinizi korumak için sınır ötesi operasyonları yapmakla yetinemezsiniz, orada daha da bir varlık oluşturmak gerekir. Türkiye kendini ve kapasitesini buna hazırladı. Bu kolay bir süreç değil. Türkiye olarak biz de Arap isyanlarının dalgalarından, onun oluşturduğu istikrarsızlıktan çok etkilendik fakat Türkiye bunu ayakta kalarak karşıladı." ifadelerini kullandı.
"Avrupa medyası Türkiye için karalama kampanyası uyguluyor"
SAÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat da Avrupa medyasında yaklaşık 4-5 yıldır başta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere birçok siyasetçiye karşı karalama kampanyası olduğunu gördüklerini söyledi.
Türkiye'nin bunun son bulmasını istediğini aktaran İnat, "Türkiye, egemenliğine, dış politikasını kendi şekillendirme hakkına saygı gösterilmesini istiyor. Batı ile yaşadığımız sorunlar bunlardan kaynaklanıyor. Amerika Birleşik Devletleri ile henüz bu konuda çok adım atamadık. Din adamı Andrew Craig Brunson ve PKK/PYD meselesinde bunu görüyoruz. Avrupalılar da adım atmaya başladık. Avrupa'yla son dönemde söz konusu olan yakınlaşmanın artık Avrupalıların bu yeni Türkiye'yi kabullenmeye başladıklarının bir işareti olarak görmek istiyorum." diye konuştu.
İnat, Türkiye'nin eski müttefikleriyle sağlıklı ilişki kurmasının temelinin, Türkiye'yi eşit, egemen bir ülke olarak kabul etmekten geçtiğine işaret ederek, "Türkiye'yi eşit ortak olarak kim kabullenirse Türkiye yoluna onunla devam edecek. Bu, çok net gözüküyor." dedi.
Yerli ve yabancı akademisyenlerin katıldığı kongre, 12 Ekim'de sona erecek.