Avrupa Rohingya Konseyi (ERC) kurucularından İbrahim Muhammed, Arakanlı Müslümanlar krizi hakkında, "Bangladeş'e geçmeyen ve Arakan'da kalanlar bize, Müslümanlara yönelik zulmün devam ettiğine dair haber yolluyor. Kundaklamalar, öldürmeler, tecavüzler ve tehditler sürüyor. Myanmar hükümetinin krize kulağını tıkayıp aklındakileri yapmaya devam ettiği görülüyor." dedi.
Muhammed, Myanmar ile Bangladeş hükümeti arasında imzalanan anlaşmayı, Arakanlı Müslümanlar krizindeki son gelişmeleri değerlendirdi.
Arakanlı Müslümanların topraklarına geri dönüşü için imzalanan anlaşmayı "endişe verici" olarak niteleyen Muhammed, şunları kaydetti:
"Her şeyden önce Arakanlı Müslümanların Bangladeş'e neden geldiğini bir düşünmek lazım. Arakanlılar, köylerini, evlerini geride bırakıp sadece canlarını kurtarmak için bu ülkeye geldi. Bu insanları çatışmanın içine tekrar göndermenin iyi bir yanı yok. Evlerine dönmelerini memnuniyetle karşılarız. Ama Birleşmiş Milletlerin (BM) ve uluslararası toplumun dahil edildiği bir süreçle geri dönmeliler. Şu anda Myanmar'da bir güvenlik görmüyoruz."
"ZULÜM DEVAM EDİYOR"
Arakan'da kalan Müslümanlarla iletişim halinde olduklarına işaret eden Muhammed, "Bangladeş'e geçmeyen ve Arakan'da kalanlar bize, Müslümanlara yönelik zulmün devam ettiğine dair haber yolluyorlar. Kundaklamalar, öldürmeler, tecavüzler ve tehditler sürüyor. Myanmar hükümetinin krize kulağını tıkayıp aklındakileri yapmaya devam ettiği görülüyor." diye konuştu.
Muhammed, halen Arakan'daki köylerde olan erkek kardeşiyle her gün konuştuklarını, köylerin birçoğunun terk edildiğini kaydederek "Myanmar hükümeti, Müslümanlardan geriye kalan evleri ve medreseleri yok ediyor. Dışarıdan birileri bu bölgeye geldiğinde 'Burada zaten köy yoktu.' diyorlar. Her şeyi ayarlıyorlar. Arakanlı Müslümanları, Myanmar'a döndüklerinde kamp yaşamına mahkum etmek istiyorlar." ifadelerini kullandı.
Arakan'da 2012'de Müslümanlar ve Budistler arasında yaşanan şiddet olaylarının ardından 120 bin Arakanlı Müslüman'ın ülke içindeki kamplara kapatıldığını hatırlatan Muhammed, "Bize bu kişilerin de evlerine dönecekleri söylendi. Şu ana kadar kim dönmüş? Biz bu anlaşmanın uygulanacağına nasıl inanacağız?" değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan Muhammed, Bangladeş'teki Arakanlı Müslümanları da muson mevsiminin yaklaşmasıyla zor günler beklediğine işaret ederek "Bangladeş'teki kamplarda çok dar bir alanda çok fazla kişi yaşıyor. Muson mevsimi bu insanlar için çok tehlikeli. Bangladeş hükümetinin Arakanlı Müslümanlara daha iyi barınak sağlamak için bir an önce girişimde bulunmasını umuyoruz." diye konuştu.
"TÜRKİYE, BU MESELE İÇİN KALPTEN ÇALIŞAN TEK ÜLKE"
AA’nın aktardığına göre, krizin başlamasından bu yana Türkiye'nin diplomatik girişimlerini ve yardım faaliyetlerini memnuniyetle karşıladıklarını vurgulayan Muhammed, "Türkiye, bu mesele için kalpten çalışan tek ülke. Hem BM'de hem İslam İşbirliği Teşkilatında girişimlerde bulundu. Arakanlı Müslümanlara yardım etmek için Bangladeş hükümetiyle de yakın çalışıyor. TRT'de medya eğitimi alıyoruz. Bize haklarımız için medya ve eğitim yoluyla mücadele etme şansı tanındı." dedi.
Muhammed, Arakanlı Müslümanlar krizinin hala devam ettiğine dikkati çekerek şunları söyledi:
"Uluslararası toplum Ruanda'yı biliyor, Bosna'yı biliyor. Biz 'insanlığa karşı suç' diyoruz, BM 'zulüm' diyor, biz 'soykırım' diyoruz, BM 'etnik temizlik ' diyor. Her zaman geç kalıyor. Uluslararası toplum insanları öldürenlere karşı acil önlem almalı. Myanmar'da vatandaş olmasak bile, bizi tanımasalar da insanları öldüremezler, Çocukların, kadınların yapacak bir şeyleri yok. İnsanları öldürüyorlar. Kimliğimizi, vatandaşlığımızı, insanlarımızı kaybediyoruz. İnsanlar nehirlerin akıntılarında kayboluyor. Bizi kurtarın artık."
ARAKANLI MÜSLÜMANLAR KRİZİ
BM'nin açıkladığı son verilere göre, geçen yıl 25 Ağustos'tan bu yana Myanmar'daki şiddetten kaçan 688 bin Arakanlı Müslüman Bangladeş'e sığındı. Arakan'da 1970'lerde yaklaşık 2 milyon Müslüman'ın yaşadığı tahmin edilirken sistematik saldırılardan kaçış nedeniyle bu sayı 300 binin altına geriledi.
Öte yandan uluslararası insan hakları kuruluşlarının yayınladığı uydu görüntülerine göre, bölgede Müslümanlara ait 350'den fazla köy yakıldı.
Arakanlı Müslümanların topraklarına dönüşü için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri, 23 Kasım 2017'de anlaşma imzalamıştı. Anlaşmaya göre, Myanmar'a dönmek isteyenler, Bangladeş'e geçmeden önce Myanmar'da yaşadıklarına dair belge sunmak zorunda ancak 1982'de vatandaşlık hakları ellerinden alınan Arakanlı Müslümanların Myanmar'da kayıtlarının bulunmaması ciddi sorun yaratıyor. Anlaşmada, Bangladeş'e geçen Arakanlı Müslümanlara bu ülkede BM tarafından verilen belgelerin de Myanmar hükümetinin "onay" sürecinden geçmesi gerektiği belirtiliyor.
Ayrıca anlaşmanın imzalanmasından itibaren 2 ay içinde Arakanlı Müslümanların topraklarına dönüşünün başlaması gerekiyordu ancak Arakanlı Müslümanların eve dönüş sürecinin ertelendiği duyuruldu ve bugüne kadar herhangi bir somut adım atılmadı.