Yaser Arafat'ın eşi Süha Arafat, bir süre önce, eşinin son günlerinde giydiğini söylediği kıyafetleri İsviçre'deki bir laboratuara inceleme için göndermişti.
Laboratuar, giysilerde, radyoaktif polonyum 210 kalıntıları saptadı.
Süha Arafat; “Bulunan çok tehlikeli bir zehir. Ancak bu bulgu bizi rahatlatıyor, çünkü en azından gerçeği öğrenme konusunda bir başlangıç” diye konuştu.
İncelemeyi yapan bilim insanı Derek Hıll; “8 yıl sonra, şunu söyleyebiliriz ki, bulduğumuz kalıntılar, ilk konsantrasyonunun iki milyonda biri kadar etkin, yani artık radyoaktif değil. Ancak yine de bu maddeler çok güçlü ve yıllar sonra da saptanabiliyor. Dolayısıyla, zehirlendiyse, yıllar sonra da olsa kalıntılar bulunabilir” dedi.
İşte bu kalıntıların olup olmadığının anlaşılması için Arafat'ın mezarının açılması gerekiyor. Yaser Arafat'ın eşi Süha Arafat, mezarın açılmasına onay verdi. Süha Arafat, 8 yıl önce neden otopsi yapılmadığına da şu sözlerle atıfta bulundu.
Süha Arafat; “Öldüğünde naaşını apar topar Ramallah'a götürdüler. Kimse otopsi yapılmasını düşünmedi. Fransız doktorların, eşimin tedavisi için ellerinden geleni yaptıklarına güvenimiz sonsuz, ancak o dönemde radyoaktif madde olup olmadığıyla ilgili nükleer bir araştırma yapmadılar” dedi.
Beyin kanaması nedeniyle öldüğü açıklanan Arafat'ın son bulgular ışığında, İsrail tarafından zehirlenmiş olup olmadığı yönündeki bir soruya ise, Süha Arafat temkinli yaklaştı ve şunları söyledi:
“Buna şu an bir şey söylemek zor. Bunun için incelemelerin derinleştirilmesi gerek. Ancak yine de ister istemez insan şunu düşünüyor, nükleer maddelere kimin erişimi var? Çok fazla ülkenin değil. Bu sadece araştırmanın derinleştirilmesi gerektiğini gösterir bir iddia.”
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, tartışmaların yeniden alevlenmesi sonrasında bir soruşturma komitesi oluşturulmasını istedi.
İsrail de, Arafat'ın ölümü sırasında da ortaya atılan iddiaları, Filistin'in eski liderinin, gücünü kaybettiği dönemde böyle bir girişime ihtiyacı bulunmadığı cevabını veriyor ve reddediyor.