“AP’de zafer kazanan aşırı sağ birleşmekte zorlanabilir”

BBC’ye göre AB politikasını etkileyebilmek için birlik genelindeki aşırı sağcı partilerin bir araya gelerek güçlerini birleştirmeleri lazım. Bu da zorlu bir iş.

Aşırı sağın zaferiyle sonuçlanan Avrupa Parlamentosu seçimlerini analiz eden BBC, “AB politikasını etkileyebilmek için birlik genelindeki aşırı sağcı partilerin bir araya gelerek güçlerini birleştirmeleri lazım. Bu da zorlu bir iş.” yorumunda bulundu.

BBC’de yer verilen analiz şöyle:


Avrupa Parlamentosu'nda zafer kazanan aşırı sağ birleşmekte zorlanabilir

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçmişte Brüksel'de düzenlenen AB liderler zirveleri sırasında zaman zaman ilgi odağı olmaya çalışmakla suçlanmıştı.

Her ne kadar istediği şekilde olmasa da Pazar gecesi bunu kesinlikle başardı.

Avrupa Parlamentosu (AP) seçiminde oylar sayılmaya devam ederken Macron manşetlerdeki yerini aldı.

Fransız aşırı sağcı milliyetçilere karşı AP seçimlerinde uğrayacağı yenilgi beklenen bir şeydi. Ancak Ulusal Meclis’i feshetme kararı şok etkisi yarattı.

Fransa’daki son genel seçimlerde hezimete uğrayan Macron'un bu hamleyi şimdi yapmasını çok az kişi bekliyordu.

Bu büyük bir kumar. Üstelik zayıf bir konumdan.

Emmanuel Macron kendisini merkezci ve tutkulu bir Avrupalı olarak tanımlıyor.

Ancak 30 Haziran ve 7 Temmuz tarihlerinde iki turlu olarak yapılacak erken genel seçim, Macron'un Avrupa’ya karşı kuşkulu bir bakış açısına sahip aşırı sağcı bir Fransız başbakanla birlikte çalışmak zorunda kalmasına neden olabilir.

Macron’un siyasi düşmanı olarak lanse edilen Marine Le Pen ise Pazar günü yaptığı açıklamada partisinin hükümete hazır olduğunu ilan etti.

Fransa'da ülkenin en güçlü siyasetçisi pozisyonundaki cumhurbaşkanı ile başbakanın farklı siyasi partilerden olması daha önce de yaşanmıştı.

Ancak yeni başbakan aşırı sağdan gelirse, bu Fransa için bir ilk olacak.

Marine Le Pen son yıllarda siyasi hareketini genişletmek ve aşırılık yanlısı imajını yumuşatmak için çok uğraştı.

Le Pen’in partisi Ulusal Birlik, Cumhurbaşkanı Macron’un Rönesans partisininin iki katından daha fazla oy aldı.

Le Pen ve destekçileri, AB düzeyindeki bu önemli zaferin ülkedeki erken seçimlerde büyük bir zafere dönüşeceğini umuyor.

Le Pen’in hayali, bu başarıların, kendisini ya da oldukça önemli bir şöhrete sahip 28 yaşındaki Jordan Bardella'yı Fransa Cumhurbaşkanı olmaya bir adım daha yaklaştırması.

Fransa'da bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminin 2027'de yapılması planlanıyor.

İklim krizi ve enflasyon karşı karşıya

Avrupa Parlamentosu seçimleri meselesinde ise AB’nin pek çok yerinde aşırı sağ ve milliyetçi sağ, göç, enflasyon ve çevre reformlarının maliyeti konusunda endişeli olan seçmenlerin oyunu alarak büyük kazanımlar elde etti.

Ancak bu siyasi partilerin gelecekteki AB politikasını gerçekten etkileyip etkileyemeyecekleri belirsiz.

AB yasalarının tartışıldığı, değiştirildiği, kabul edildiği ya da reddedildiği parlamentodaki koltukların çoğunluğu merkez partilerin elinde.

AB politikasını etkileyebilmek için birlik genelindeki aşırı sağcı partilerin bir araya gelerek güçlerini birleştirmeleri lazım.

Bu da zorlu bir iş.

Avrupa genelinde aşırı sağcı siyasi partilerin farklı ulusal öncelikleri var.

Ayrıca Rusya'ya karşı Ukrayna'yı ne kadar destekleyecekleri gibi bazı farklılıklar da mevcut.

Aşırı sağın şu anda tüm AB vatandaşlarının hayatına etki ettiği bir konu da çevre reformu.

Söz konusu reform, iklim eyleminde dünya lideri olmak konusunda uzun süredir iddialı olan AB için trilyonlarca euroluk bir öncelik.

Ancak bu Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yeşil partiler tam 20 sandalye kaybetti.

Avrupa’da insanların büyük kısmı hayat pahalılığı kriziyle karşı karşıya.

Bu nedenle de evlerine yeni bir ısıtma sistemi ya da çevreyi daha az kirleten arabalar almak için üzerlerinde baskı kuran yeni çevre kurallarına karşı giderek daha da gergin, hatta daha da dirençli hale geliyor.

AB genelinde çiftçiler, yeni çevre kurallarına karşı kitlesel protestolar düzenledi. Bu yeni kuralları da adaletsiz ve aşırı pahalı olarak nitelendiriyorlar.

Merkezle çizgiler bulanıklaşıyor

Avrupa'nın dört bir yanındaki aşırı sağcılar, “halktan kopuk elitler” olarak tanımladıkları Brüksel'deki ve ulusal hükümetlerdeki politikacılara karşı durmak için, halkın şikayetlerini gözle görülür bir biçimde kullandılar.

Sonuç olarak AB Parlamentosu'nda yapılacak oylama öncesinde bazı AB çevre düzenlemeleri ya önemsizleştirildi ya da iptal edildi.

Bunlardan biri de pestisit kurallarını yönelik düzenlemeydi. Yeşil hedeflerin bu şekilde zayıflatılması, geleceğe yönelik bir gösterge olabilir.

Milliyetçi sağın AB'de gelecekte ne tür bir güce sahip olacağı ya da olmayacağı konusunda kesin tahminlerde bulunmaya çalışırken kullanılan tanımlamalar genellikle o kadar işlevsel değil.

Bazı aşırı sağcı milliyetçiler daha fazla seçmenin ilgisini çekebilmek için daha ana akım bir çizgiye kayıyor.

Öte yandan giderek artan sayıda merkez sağ siyasetçi de destekçilerini kaybetmemek için göç ve çevre gibi gündemdeki hassas konularda aşırı sağın dilini benimsiyor.

Genel olarak merkez sağ, Avrupa Parlamentosu'nda en fazla sayıda sandalye kazanan ve en fazla kazanım elde eden partiler oldu.

Ancak ne kadar birleşebilecekleri soru işareti.

Yorum Analiz Haberleri

Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası
"Mustafa Kemal'in askerleri"ne ne zaman dur diyeceğiz?
Gazze katliamı ve Hasbara’nın iflası
Medyadaki ahlaksızlığa neden göz yumuluyor?