Fatih Demir / HAKSÖZ HABER
Cumhuriyetçiler arasında meydana gelen Trump ayrışması 2020’de gerçekleşen ön seçim kampanyası sırasında açıkça görülüyordu. Trump destekçilerinin 6 Ocak’ta başlattığı Capitol isyanından bu yana da bu ayrışma hızlandı.
ABD’nin Cumhuriyetçi Partisi eski Başkanı Donald Trump'a bağlılık konusunda parçalandı. Memnuniyetsiz Cumhuriyetçiler ve eski "Asla Trumpçılar" grubu bugünlerde yeni bir parti kurmayı tartışıyor.
2020'de ayrılmayı planlayan Cumhuriyetçilerin Trump’a karşı yarışan eski lideri Bill Weld, "Bu herkesin aklını meşgul ediyor. Yeni bir parti fikri etrafında bir miktar kaynaşma olmasını umuyorum. Sanırım bu gerçekleşecek.” dedi.
Trump, kendisini 6 Ocak saldırısından sorumlu tutan Cumhuriyetçi Senato lideri Mitch McConnell'i "asık suratlı biri" olmakla ve "gülünç siyasi bir hile" yapmakla suçladı. Trump ayrıca McConnell'i, kendisine ait olan "Amerika'nı Yeniden Harika Yap" programını desteklemeyen adaylara birincil zorluklar çıkaran kişi olarak nitelendirdi.
Şu sıralar parti içerisinde konuşulmaya başlanan ayrılık konuları Cumhuriyetçilerin gündemini oldukça meşgul ediyor. 5 Şubat'ta bir grup tanınmış Cumhuriyetçi, eski üçüncü şahıs başkanlık bileti olan Evan McMullin ve şu anda “Stand Up Republic” adlı bir grubun direktörü olan Mindy Finn tarafından düzenlenen bir toplantıya katıldı. Programın ana konusu: “Hoşnutsuz Cumhuriyetçiler ayrılmalı mı yoksa partiyi içeriden tamir etmeye mi çalışmalı?” olmuştu.
McMullin de pazartesi günü Washington Post'a verdiği demeçte, "Bazı yerlerde yeni bir şeye duyulan ihtiyaç hakkındaki aciliyet duygumuz şimdi daha da güçlendi." demişti.
5 Şubat konferansına katılan Weld, kendisinin ve diğerlerinin "yeni partinin yanına sıkıca bağlandığını" söylüyor.
15 Şubat'ta yayınlanan bir Gallup anketine göre, Cumhuriyetçilerin yüzde 63'ü ve genel olarak Amerikalıların yüzde 62'si, üçüncü bir tarafa ihtiyaç olduğunu söylüyor. Bu, Gallup tarafından Cumhuriyetçiler arasında üçüncü bir taraf için şimdiye kadar ölçülen en yüksek destek seviyesi. Daha önce bu oran yüzde 40'ı geçememişti.
ABD’de üçüncü bir taraf oluşturmak ise oldukça zor
Uzmanlar, yeni bir partinin kurulmasının mümkün olduğunu, ancak çok fazla çalışma gerektireceğini ve organizatörlerin 2022'deki kongre seçimlerini beklemek yerine şimdi başlamak zorunda kalacaklarını söylüyor.
ABD'de çok az parti var. Bağımsız aday Ross Perot’un Reform Partisi’nin 1995-1999 yılları arasında başkanlığını yapmış bir siyasi danışman olan Russ Verney, “iki parti de utanç verici” diyor.
Verney, "Üçüncü bir taraf kurulabilir ve başarılı olabilir mi? Evet inşa edilebilir, ancak oluşturma süreci olağanüstü derecede zor.”
Ballot Access News editörü ve küçük partiler için siyasi faaliyetleri gözetleyen Richard Winger, 50 eyaletin tamamında cumhurbaşkanlığı oy pusulasına girmenin işin kolay kısmı olduğunu, ABD Senatosu ve Meclis adayları için dilekçe imzalama koşullarının ise daha göz korkutucu bir olay olduğunu söylüyor.
Winger üçüncü bir parti olmanın zorluğunu şöyle özetliyor, “Büyük parti adaylarıyla cumhurbaşkanlığı yarışı aşamasına geçme eşiği oldukça zor. Çünkü popüler anketlerdeki desteğin yüzde 15'ini almak gerekir ki bu durum da neredeyse imkansız bir şey.”
Winger ayrıca, "Cumhuriyetçi Parti bölünecekse, ayrılan insanlar Trump’ın halkı olmayacak. Trump’ın halkı Cumhuriyetçi Parti'de yer alabilir gibi görünüyor, bu yüzden Evan McMullin gibi insanlar da partide olmalı." dedi.
Yeni bir parti kurmayı düşünen ve böyle bir oluşumu destekleyenler savlarını Trump karşıtlığı üzerinden kuruyor. Peki ABD’de üçüncü bir partinin başarılı olma ihtimali nedir?
Üçüncü partiler modern ABD siyasi tarihinde hiçbir zaman tutunamadı. 1970'lerin başında kurulan Özgürlükçü Parti'den adaylar, 2020 ve 2016'da ABD başkanlık oy pusulasındaydı ancak oyların yalnızca bir kısmını kazanmayı başarabilmişti.
1992'de ABD'li işadamı Perot, 50 eyaletin tamamında ABD başkanlık oy pusulasına katılmaya hak kazandı. Karşısındaki adaylar olan Bill Clinton ve George HW Bush ile tartışma aşamasına davet edildi. Perot, Clinton'la giriştiği seçimde oyların yaklaşık yüzde 19'unu kazanmayı başarmıştı. Buna rağmen 1996'daki ikinci başkanlık girişiminde Perot oyların sadece yüzde 8'ini alabildi.