Antepte Yaşananlar Barış Ortamına Sıkılan Bir Kurşundur

Türkmen, Antep'te yaşanan olayları yorumluyor.

Haksöz Dergisi yazarlarından Hamza Türkmen, dün Gazi Antep’te yaşanan olayları değerlendirdiği yazısında, vakıayı ilk defa sağlanan barış ve siyasi diyalog sürecine sıkılan bir kurşun olarak tanımlıyor. Durumun, Esed ve İsrail rejimlerinin Suriye ve Filistin halklarına karşı yürüttükleri politikadan farklı olmadığını ifade eden Türkmen, dün Türk asabiyesinin ortaya koyduğu cahiliye politikasının bir tekrarının Kürt asabiyesi şeklinde oluşturulduğunu belirtti.

Bu iki asabiyenin de amacının Müslümanları alt kimliğe itmek olduğunu belirten Türkmen, bu pratiğin geriletilmeye çalışıldığını söylediği o yazısı:

Hamza Türkmen

20 Ağustos Antep Katliamı

PKK’nin  son Ramazan Bayramı mesajı, 20 Ağustos’ta Gaziantep’te gerçekleştirdiği katliam oldu. Saatli bomba haline getirilen bir aracın ana güzerğah kenarında patlatılması sonucunda 8 kişi öldü 66 kişi yaralandı. Ölenlerden bazıları halk otobüsü içinde yanarak can verdi.

Türkiye halkını/halklarını ve Müslümanları Kürt-Türk çatışmasına zorlamak isteyen bu katliam, Cumhuriyet tarihinde Kemalist çetelerin ve militarizmin kısmen sindirilmesine bağlı olarak Ak Parti Hükümeti ile ilk defa yakalanan barış ve siyasi diyalog imkanına bilinçli bir saldırıdır. Bu saldırı Kürt ulusalcısı mebus Leyla Zana’nın ve “Yeni CHP”nin çözüm konusunda AK Parti Hükümeti’ni bir imkân olarak görmelerine ve Barzani ile çözüm arayışı çalışmalarına da sıkılmış birer kurşundur.

Bu katliam ve saldırı süreç itibariyle statülerini tahkim etmek isteyen İsrail’in Filistin halkını, Esad Rejimi’nin Suriye halkını bombalamasından farklı değildir.  Bu katliam, hem Ortadoğu İntifadası ile bölgenin Müslüman halkları arasında gittikçe güçlenen İslami uyanış ve dayanışmanın alternatifleşmesinden; hem Türkiye’nin ulusal ölçeklerle de olsa ekonomik kalkınmada  istikrar periyodunu yakalamasından rahatsız olan bölgedeki diğer ulusçutotaliter yapıları, Siyonist rejimi, ayrıca pazarlarını Türkiye’ye kaptırmak istemeyen yeni ve eski kapitalist ülkeleri memnun etmiştir.

Roboski/Uludere katliamının arkasında yatan Türk ulusalcılık kini ne ise, Gaziantep katliamının arkasında yatan Kürt ulusalcılık kini de aynı asabiyeden beslenmektedir. Ancak doğrudan savunma veya direniş halini içermeyen ve sivil halkın zarar gördüğü bu saldırı 17 sivil insanın öldüğü ve 150’den fazla kişinin yaralandığı 27 Temmuz 2008 Güngören saldırısının bir tekrarıdır. İzmir ve Ankara’da yakalanan bombalı katliam-süikast araçlarının varlığı da aynı cani zihniyetin görünümleridir.

Yazının devamı için tıklayınız...

Yorum Analiz Haberleri

Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?