Antep'te Bir İyilik Evi: Darul İhsan

Suriye'deki savaştan kaçanların "ev sahibi" Gaziantep'in her sokağında acı bir hikâye ile karşılaşıyorsunuz. Ancak kentte acılardan doğan güzel hikâyeler de var

Nuriye Çakmak/ Yeni Şafak

Savaş, kapı komşumuz Suriye'de 10 milyon insanı yerinden etti. Bu rakam toplam nüfusun neredeyse yarısına tekabül ediyor. Mülteci konumuna düşen milyonlarca kişiden 3 milyonu komşu ülkelere sığındı ve Türkiye bu rakamın insanların yarısına tek başına ev sahipliği yapıyor. Sayı her geçen gün artsa da kesin olarak bilinen şu ki, ülkemizde 220 bini kamplarda olmak üzere 1,5 milyonun üzerinde Suriyeli savaş mağduru bulunuyor.

Savaşın Mağdur Ettiği Kadınlar

Geçtiğimiz günlerde bölgesinde yaşanan savaşların mağdurlarına her zaman kapılarını açan Türkiye'de ilk kez 'Savaşın Mağdur Ettiği Kadınlar' konusu uluslararası bir panelde ele alındı. KADEM ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen panele, BM başta olmak üzere birçok uluslararası kurum, STK, basın mensupları, uzmanlar ve akademisyenler iştirak etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu'nun da bir konuşma yaptığı panelin sona ermesinin ardından Gaziantep'teki Nizip konteyner kentine bir ziyaret gerçekleştirildi.

Dünyanın en düzenli mülteci kampı

Dünyanın en düzenli mülteci barınma alanlarından biri olarak kabul edilen kentte yaşayanlar oldukça şanslı. Ancak birçok ilde olduğu gibi Gaziantep genelinde yaşayan çok sayıda mülteci için şartlar büyük farklılıklar gösteriyor.

Sınıra olan yakınlığı nedeniyle aktif olarak giriş çıkışın yapılabildiği Nizip'e tedavi için gelen çok sayıda Suriyeli bulunuyor. Tedavi oldukları süre içinde kalacak yer bulamayan sığınmacılar için ise hayırseverlerin öncülüğünde 3 misafirhane açılmış. Kamp ziyareti sonrası her katında onlarca hastaya ev sahipliği yapan merkezlerden birine gittik.

Darul İhsan'dan sonrası belli değil

Darul İhsan olarak adlandırılan binanın her katı tedavisi süren hastalar ve refakatçilerle dolu. Merkeze her türlü hasta kabul ediliyor. Kalp damar hastaları, kanser hastaları, azalarını kaybedenler ya da daha küçük hastalıklar için bekleyenler var. Gaziantep hastanelerinde tedavi oluyor ve tedavi oldukları hastaneye en yakın merkezde kalıyorlar. Bu evlerin masrafları ise hayırseverler tarafından gideriliyor.

Gaziantep hastanelerinde tedavi olanlar, en yakın hasta bakım evinde kalıyorlar. Bu evlerin masrafları ise hayırseverler tarafından karşılanıyor.

Suriye hariç neresi olursa olsun…

Beş yaşındaki Hale Eyyub, Darul İhsan'ın en küçük misafirlerinden. İç organlarında bulunan ciddi bir hastalıkla boğuşuyor, babası ve annesiyle birlikte bu merkezde kalıyor. Tedavisinin ne kadar süreceği belli değil. Eğer uzarsa buradan ayrılmaları gerekecek. Annesine bir sonraki duraklarının neresi olacağını soruyoruz, 'Suriye hariç her yer olabilir, şimdilik bilmiyorum' diyor.

Annesi ile aynı yatağı paylaşan Hale'nin aynı odada birlikte kaldığı dört kadın daha var. Biri kanser hastası, diğerleri de hastaneyle Darul İhsan arasında mekik dokuyor. Binada kalanların sayısı farklılık gösteriyor, gidenler gelenler sürekli değişiyor. Muayene ve kontrol günü belli olanlar, tahlil ya da ameliyat günü bekleyenler çoğunlukta. Tedavisi 15 günden fazla sürecek olanların diğerlerin hakkına girmemesi için kalıcı bir yerleşim yerine gitmesi isteniyor. Hastaların bir kısmı ise muayene olduktan sonra Suriye'ye dönüyor.

En zoru savaşta psikolojisi bozulanlar

Suriye'de Anestezi bölümünden mezun olan 24 yaşındaki Ahmed Samih şimdi Darul İhsan'da gönüllü hemşirelik yapıyor. Yine gönüllü bir doktor gündüzleri merkezde görev alırken, geceleri nöbeti Ahmed devralarak hastalarla ilgileniyor.

Ahmed'e göre Darul İhsan'da bakımı en zor olan hastalar savaş nedeniyle psikolojisi bozulanlar. Ahmed, atılan bombalar nedeniyle aklını yitiren bir kız çocuğunu unutamadığını söylüyor: 'Gündüzleri bir sorun yok, dışarıdan bakıldığında hiçbir şey anlayamazsınız, ama gece olunca birden bağırmaya, ağlamaya ve çırpınmaya başlıyor. Acile götürüyoruz, sakinleştiriciden başka yapılacak bir şey yok. Burada da elimizden bir şey gelmedi, birkaç gün sonra babası onu Suriye'ye geri götürdü.'

En büyük sorun yüksek faturalar

Sekiz ay önce açılan binanın yöneticiliğini Muhammed Abdurrahman yapıyor. Her gelen hastayı almaya çalıştıklarını hiçbir ayrım yapmadıklarını söylüyor. Çok sayıda kişi kaldığı için faturaların yüksekliğinden şikâyet eden Abdurrahman, yerel dernekler ve hayırseverlerin yardımıyla ayakta kaldıklarını belirtiyor.

34 yaşındaki Abdurrahman, Suriye'de belediyelerde görev yapmış, Türkiye'ye geldiği günden beridir de Darul İhsan'ın sorumluluğunu üstleniyor. Savaşta yaralanan kardeşinin Gaziantep'e tedavi olmak için gelmesiyle başlamış her şey. Hastaneye yakın bir yer arayan kardeşi bu daireyi kiralamış. Daha sonra kendisi gibi birçok kişinin olduğunu fark edince de, bakıma ihtiyacı olan hastalar için burayı 'iyilik evi' anlamına gelen Darul İhsan'a çevirmiş.

Bu kapı savaş bitene kadar kapanmayacak

Darul İhsan'da kalanlar hallerinden memnun, hayırseverlere dua ediyorlar. Merkez yetkilileri ise kış mevsiminin gelmesiyle kara kara düşünüyor. Hastaları üşütmemek için daha çok battaniye gerekiyor. Misafirhanede beş kişi çalışıyor ve maaş almıyorlar. Gönüllü olarak hastalarla ilgilenen bakıcılara, bu büyük fedakarlığı ne zamana kadar sürdürebileceksiniz diye soruyoruz, 'Savaş bitene, son kişi gidene kadar bu kapı kapanmayacak inşallah' diyorlar.

 

Suriye Haberleri

Hamas yöneticisi Nassar: “Halkını katleden Esed direnişin timsali olamaz”
Suriye’ye dönüşlerin “gönüllü” olduğundan emin misiniz?
Suriyeli aileye sınır dışı kararı!
İşgalcilerin Şam'daki hava saldırısında 16 kişi katledildi
Rusya'nın gerçekleştirdiği Etarib pazar yeri katliamının 7'nci yılı