Hasan Hüseyin Kulaoğlu / AA
Darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsü'nde bulunan özel bir şirketin kameramanı Fatih Koca, "Boğaziçi Köprüsü'nde kardeşime ulaşamamıştım, belki de kardeşimi kaybettik. O sırada annemi aradım. Enes'i oradan canlı alamayacağımızı söyledim. Annem de deli yürekli bir kadın, 'Sakın şehit olmadan gelmeyin, sizi mehter marşıyla gömeceğim. İslam birliği için elinizden geleni yapın.' dedi." ifadelerini kullandı.
AA muhabirine konuşan Koca, FETÖ'nün darbe girişimini duyar duymaz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kısıklı'daki evinin önüne gittiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Kısıklı'dan sonra Boğaziçi Köprüsü'ne gittim. Köprüde karşılaştığımız manzara gerçekten içler acısıydı. Kötünün kötüsü de varmış. Bu kadarını da beklemiyorduk. Belli bir saatten sonra köprüdeki kalabalık arttı. Bu sırada cuntacılar, FETÖ'nün terörist grubu, ateş ediyordu. Plastik mermi ile değil G3 silahlarıyla yarım duruş ve ayakta nişan alarak ateş ediyorlardı."
"Bunlar belge niteliğindedir"
Bunun için köprüde yaşanan her şeyi videoya aldığını belirten Koca, "Kardeşlerime 'her şeyi çekmeye çalışın' dedim. Çünkü diğer cenah bunu her türlü kullanacaktır. Köprüde neler olduğunu herkesin görmesini istedik. Bunlar bir belge niteliğindedir. Her şekilde kaos ortamı geçtikten sonra istemediğimiz kitle, bunu çok farklı şekillerde kullanacaklar ve servis edecekler. O kalabalıkta biz de bu görevi üstlendik." diye konuştu.
Köprüdeki olayların sabaha kadar sürdüğünü anlatan Fatih Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Köprüde yaralılar vardı. Bu yaralılarımızı almak için ambulans geldi, yaralıları alacakları yönünde anons etti ama ambulansa ateş açtılar. Ambulansların gelememe sebebi bu yüzdendir. Sonra halkımız hızlı olur düşüncesiyle sivil araçlarla yaralıları taşımaya başladı. Çünkü yarım saattir yerde yatan yaralılar vardı, şehit olanlar vardı. Akabinde bunlara da ateş edilmeye başlanınca sıkıntı olmaya başladı. O anda daha hızlı olması amacıyla motosikletlerle yaralılar taşınmaya başladı. Bu arada hem olayın şokunu yaşıyorum hem de diğer taraftan yaralıların taşınmasına yardım etmeye çalışıyoruz."
"Annem, 'Sakın şehit olmadan gelmeyin.' dedi"
Darbeci askerlerin köprüde tank ile atış yaptığını hatırlatan Koca, şunları söyledi:
"Kardeşim Enes, gişelerin yanına gitmişti. O sırada oraya bir saldırı oldu. Sonuç ne olursa olsun kardeşimin oradan canlı çıkamayacağını düşündüm. Çünkü orada işi bilen de bilmeyen de düşüyor ve şehadet şerbetini içiyordu. Belki de kardeşimi kaybetmiştik. O sırada annemi aradım. Enes'i oradan canlı alamayacağımızı söyledim. Annem de deli yürekli bir kadın, 'Sakın şehit olmadan gelmeyin, sizi mehter marşıyla gömeceğim. İslam birliği için elinizden geleni yapın.' dedi. Kardeşime ondan sonra ulaşabildim, telefonu açabildi. Kardeşime annemin dediklerini söyleyince onun da verdiği manevi cesaretle daha çok askerlere yaklaşmaya başladı."
"Erdoğan, 'Öl' dese ölürüz. Biz onun emriyle beraber hareket ederiz"
"Biz bu yola baş koyduk, vatan demek, can demektir, namus demektir, her şey demektir. Her şeyin olmazsa evladını da yetiştiremeyeceksin." diyen Koca, "Biz imani ve itikadi yolda günahlarımız da olsa ilerlemeye çalışan insanlarız. Neslimizi, ceddimizi unutmamaya ve bunu evlatlarımıza da aktarmaya çalışan insanlarız. Vatanımızı vermeyiz. Başkomutanımız da, Recep Tayyip Erdoğan reisimiz de o doğrultuda yaptığı işlerle de halkına kendini ispatlamıştır. 'Öl' dese ölürüz. Biz onun emriyle beraber hareket ederiz." ifadelerini kullandı.
"Darbeci askerler yaralıların alınmasına bile izin vermedi"
Fatih Koca'nın kardeşi Enes Koca ise o gece yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Boğaziçi Köprüsünde cuntacıların dibine kadar girmiştim. Benimle beraber 10 kişi daha vardı. Yanımda bir kişi vardı, başını uzatır uzatmaz keskin nişancı onu direk kafasından vurdu. Onu alıp götürmek zorunda kaldık, ölmüştü, Allah rahmet eylesin. Bir de cuntacıların yakınlarında bir yaralı vardı ve saat 03.00 sıralarında onu almak için bir ambulans gelmişti. Tam ambulans yaralıyı yerden alacaktı, o esnada darbeci askerler ateş açtı. Yaralının alınmasına bile izin vermediler. En duygusal anlardan biri buydu."
Kalabalıktan yaşlı bir kişinin askerlere yaklaştığını anlatan Koca, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hacı abi ne yapıyorsun, şimdi seni vuracaklar' dedim. Bana 'Ses çıkarma' dedi. Sonra bu kişi HGS kulesinin yanına gitti. 'Hey asker siz Türk evladısınız, Müslümansınız. Bunlar Türk insanı, Müslüman, kardeşinize neden ateş ediyorsunuz' deyince top mermisi HGS kulesini vurdu. O sırada ölmüştür diye düşündüm ama sonra bir baktım sürüne sürüne çıktı dışarıya. Hiçbir şey olmamış."
AA