Anlamsız ve yanlış bir tartışma: Esed zalimiyle görüşülmeli mi?

MİT Başkanı Hakan Fidan’ın Şam’da görüşmelerde bulunduğuna dair asparagasa ilişkin değerlendirmesiyle Hakan Albayrak yanlış bir kapıyı zorluyor!

HAKSÖZ-HABER

Hakan Albayrak bugün köşesinde anlamsız, gereksiz ve de yanlış bir öneri-savunma yazısı kaleme almış. Bunca mücadelenin, bunca şehidin ve şahit olunan bunca zulmün ardından hiç açılmaması gereken bir tartışma başlatmış.  MİT’in başındaki isim olan Hakan Fidan’ın Şam’da Esed rejimi ile görüştüğü iddiasına ilişkin değerlendirmesinde özetle birtakım faydalarına binaen bunun olabileceğini, bunda bir beis olmadığını söylemiş.

Öncelikle bu iddiaların yıllardır Esed-İran-Rusya lobisinin tekrarladığı, gündemleştirmeye çalıştığı propaganda faaliyetinin bir parçası olduğu kanaatimizi belirtelim. Bu şebbiha unsurları sürekli bu tür iddiaları gündemleştirerek Suriye’de mücahitleri destekleyen Türkiye’nin aslında tutarsız ve güvenilmez bir konumda olduğu iddiasını yaymaya çalışmaktalar. Aslında Türkiye Silahlı Kuvvetleri Esed rejimiyle karşılıklı mevzilenmişken bu tür iddiaların ne anlama geldiğini ve ne kadar tutarlı olduğunu yorumlamak çok zor olmasa gerek.

Buna rağmen velev ki iddialar doğru olsa ve Türkiye bugüne kadarki tutumundan çark etme sinyalleri veriyor olsa bizim açımızdan konu ne ifade eder? Bu tür bir gelişmeyi biz nasıl değerlendirmeliyiz? Hakan Albayrak’ın dediği şekilde üçüncü ülkelerin manipülasyonlarını önlemek için bunda fayda mülahaza edilebilir mi?

Albayrak şunları söylüyor:

“…Şimdi soru şu:  

Bu imkânın değerlendirilmesi yolunda Esed rejimiyle -hatta bizzat Esed’le- doğrudan görüşmekte fayda mülahaza edildiğinde bundan her şeye rağmen imtina mı edilmeli, yoksa her şeye rağmen buna tevessül mü edilmeli? 

Elinde en az Esed’inki kadar ve belki ondan da fazla Suriyeli kanı olan Rusya Devlet Başkanı Putin -ve Uygulara kan kusturan Çin Devlet Başkanı Şi- ile görüşülebiliyorsa, gelinen noktada Esed’le de icabı halinde pekala görüşülebilir. 

Belki üçüncü ülkelerin bazı manipülasyonlarının önüne geçmek bakımından da faydalı olur bu. 

Önemli olan neyin görüşüleceği ve görüşmede nasıl bir tavrın takınılacağıdır…”

Hayır, bu asla kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Aradan “Rusya çıksın da doğrudan muhatap olalım” demenin mantığı ne ki? Hiçbir şekilde Esed denilen katille muhatap olunmamalı! Bu tür bir tavrın adalete, ahlaka ve İslami değerlerin tümüne tepeden bir karşıtlık olduğunun altı çizilmeli.

Velev ki Türkiye devletinin yetkilileri böyle bir tutum içerisine girecek olsalar bile biz asla bu tutumu meşru göremeyiz, görmemeliyiz. Her türlü cefaya, sıkıntıya, katlanma pahasına, her türlü bedeli ödemeyi göze alarak Suriyeli kardeşlerimiz mücadele etmeyi sürdürürken ve asla zalim rejimle ilişkiyi kabul etmezken bu tür bir tavır değişikliğinin haktan ve adaletten sapma olduğunun altını çizmeliyiz.

Hakan Albayrak’ın başından itibaren Suriye meselesinde ciddi çabalar gösterdiği ve yüreği yaralı bir şahsiyet olduğunu herkes biliyor ama çözüm diye zalimi meşrulaştırmaya yönelik bir yaklaşıma kapı aralaması hiç hoş olmadı. İyi niyetli olduğuna emin olduğumuz değerli kardeşimizin bu tartışmayı devam ettirmesinin hiçbir yarar doğurmayacağını, sadece zihin bulandıracağını hatırlatıyoruz.

Yorum Analiz Haberleri

Gazzeli kadınlardan öğreneceğimiz çok şey var!
Değerlerin erozyonu ve toplumsal çözülme
"Benzersizlik" Anlatısı ve Aynılaşma
Kurtuluşun tek çaresi Allah'a dönmektir
Mazlumlar için elimizden geleni yapıyor muyuz?