Ankaralı Yetimlerden Suriyeli Yetimlere Mektup

Ankaralı yetim çocuklar Suriyeli minik kardeşlerine uçan balonlarla mektup gönderdi.

HAKSÖZ-HABER

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 372. hafta basın açıklamasını Gençlik Parkı girişinde yaptı.

Platform adına Vahdet Vakfından İsmail Aydar'ın okuduğu açıklamada Müslümanlar mazlum Suriyeli kardeşlerine elleriyle, dilleriyle ve mallarıyla yardıma davet edildi. Zalim Esed yönetimine karşı savaşırken şehit düşen kardeşlerimizin yetimlerine sahip çıkmanın, ailelerine yardım etmenin bir sorumluluk olduğu vurgulandı.

Açıklamanın ardından Ankaralı yetim çocuklar Suriyeli kardeşlerine yazdıkları mektupları uçan balonlarla sembolik olarak gönderdi.

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU’NUN

23 MART 2013 TARİHLİ 372. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Değerli basın mensupları ve sevgili misafirler! Basın açıklamamıza hoş geldiniz.

Son günlerde Türkiye’de ve dünyada çok önemli olaylar yaşanıyor. Bu yoğun gündem arasında Suriye konusu yürekleri kanatmaya devam ediyor. Bilindiği gibi Suriye’deki olaylar Kuzey Afrika’daki halk ayaklanmalarının etkisiyle Suriye’nin Dera kentinde gençlerin duvarlara yazı yazmasıyla başladı. Zalim diktatörlerin zulmü halkı zaten patlama noktasına getirmişti. Diktatör Beşşar Esed halkın taleplerin cevap verecek reformlar yapacağı yerde, duvarlara yazı yazan gençlere işkenceler ederek çok sert tedbirler aldı. Bu gelişmeler üzerine Suriye halkı “zillet içinde yaşamaktansa ölüme bile razı olduklarını” ilan ederek direnişe geçti.

Bugün Suriye direnişi ikinci yılını doldurdu. Bu direniş süresince bir yanda zalim Esed ve ordusu ile ona destek veren Rusya Çin ve İran bulunurken, karşılarında mazlum Suriye halkı vardı. Bu iki yıl içinde resmi rakamlarla 70 bin insan katledilmiş, 225 bin insan yaralı ve sakat kalmıştır. Milyonlarca Suriyeli komşu ülkeler ve Suriye içinde mülteci durumuna düşmüştür. Öldürülenlerin 10 bine yakınının kadın ve çocuklardan oluşması, Suriye ordusunun uçak, tank ve roket gibi ağır silahlarla kendi halkını katletmesi vicdan sahibi bütün Müslümanları derin üzüntüye boğmuştur. Bu iki yılda Türkiye ve çevre ülkelere göç etmek zorunda kalan Suriye halkı; açlık, soğuk ve hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Suriye’de kalan kadınlar için hayat daha da zordur. Tutuklamalar, işkenceler ve tecavüzler halen devam ediyor. Olayların başlamasından bu yana zaten akraba olan Güneydoğu halkı ile birlikte Türkiyeli Müslümanlar kardeş Suriye halkına ellerinden gelen yardımları yapmaya başladılar. Ancak medyada çıkan bir takım kafa karıştırıcı yorumlar nedeniyle yardımların gerektiği kadar yapılmadığına inanıyoruz. Türkiye’de Suriyeli muhaliflere karşı çıkanları şöyle özetleyebiliriz:

Suriye’deki Baas rejiminin yıkılmasını istemeyen Türkiye’deki ulusalcı, Ergenekoncu ve sol çevreler.

Suriye’deki zalim Beşşar Esed rejimine desteğini açıkça ilan İran’ın Türkiye’deki lobisinin tesirinde kalanlar.

Suriye halkının ayaklanmasında üzerine Ak Parti Hükümeti’nin muhalefeti desteklemesi yüzünden, sadece Ak Parti karşıtlığı nedeniyle Suriyeli muhaliflere karşı çıkanlar.

Türkiye’deki bu çevrelerin tezi; “Esed rejimine karşı ayaklanan muhaliflerin ABD, AB ve İsrail’in oyununa geldikleri” şeklinde özetlenebilir. Ancak yaşanılan gerçekler tam aksi bir tablo ortaya çıkarıyor. Suriye ordusu siviller üzerine havadan ve karadan ağır silahlar ve füzelerle saldırırken, Özgür Suriye Ordusu hafif silahlar, ordudan firar eden askerler ve baskınlarda ele geçirdikleri araçlarla savaşıyor. Esed rejimi Rusya, Çin ve İran’dan yardım alıyor. Rusya silah yardımı yaparken, İran silahlı milislerle Suriye’de bizzat savaşıyor. Keskin nişancıların Müslüman avı televizyonlardan izleniyor. Buna karşı Esed sonrası İslâmî bir rejimin kurulacağı korkusu ile ABD ve Avrupa Birliği Suriyeli muhaliflere silah ambargosu uyguluyor. Daha geçen hafta Avrupa Birliği muhaliflere karşı uyguladığı silah ambargosunu kaldıracağını açıkladı.

Suriyeli mülteciler için uluslararası toplumun 1,5 milyar dolar yardım sözü vermesine rağmen B.M. Mülteciler Yüksek Komiserliği söz verilen yardımların ancak %21’inin toplanabildiğini açıkladı. Öte yandan Birleşmiş Milletler Esed rejimine 520 milyon doları insanî yardım adı altında ödedi.

Suriye olaylarında batının tek önceliği İsrail’in güvenliğidir. Mısır’dan sonra Suriye’de de İslâmî ağırlıklı bir yönetim kurulması ihtimali batılıların huzurunu kaçırmaktadır. Bunu iyi değerlendiren zalim Esed rejimi ise bütün dünyanın gözleri önünde Müslüman katliamına devam etmektedir.

Müslümanlar her an imtihan üzere olduklarını unutmamalıdırlar. Mazlum Suriyeli kardeşlerine elleriyle, dilleriyle ve mallarıyla yardıma devam etmelidirler. Zalim Esed yönetimine karşı savaşırken şehit düşen kardeşlerinin yetimlerine sahip çıkmalı,  ailelerine yardım etmelidirler.  Bizler Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu olarak mazlum Suriye halkının yanında olduğumuzu bir kere daha ilan ediyoruz. Zalim Esed yönetimi yanında yer alarak Suriye’deki katliamın günahına ortak olan çevrelere ahirette verecekleri hesabı hatırlatıyoruz. Suriye’de zulme karşı savaşırken şehid düşen Müslümanları saygıyla selamlıyoruz. Suriye halkının şanlı direnişini zaferle sonuçlandırmasını Allah-u Teâlâ’dan (cc) niyaz ediyoruz.

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Özgür-Der, Gazze’deki kardeşlerimizle dayanışmasını sürdürüyor
Batman Özgür-Der’de ‘’İslam ve İnsan’’ konuşuldu
Sağlık çalışanları Gazze'deki soykırımı Antalya'da protesto etti
Saraçhane'de direniş ve zafer coşkusu: Özgür Gazze, Özgür Suriye!
Suriye zaferi Bingöl’de tebrik edildi