Ankara'dan Ümmetin Başkenti Kudüs'e Direniş Selamı

Ankara'da ABD’nin büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıması ve siyonist İsrail'in saldırıları sonucu 60 Müslümanın şehit edilmesi protesto edildi.

Özgür-Der Ankara Şubesi cuma namazı sonrası Hacı Bayram Veli camiinde bir basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasından önce, şehit edilen 60 Müslüman için gıyabi cenaze namazı kılındı. Kılınan cenaze namazının ardından cemaatin katılımıyla basın açıklamasına geçildi. Açıklama metnini Numan Günay okudu. Katılımcıların tekbirlerle birlikte  "Kahrolsun ABD, Kahrolsun İsrail","Mescid-i Aksa Onurumuzdur", “Şehit Furkan Yolun Yolumuz" sloganları attığı eyleme Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşu ve platform destek verdi.

Basın Açıklamasının tam metni şöyle:

KUDÜS ÜMMETİN ONURUDUR! ÇİĞNETMEYİZ!

Siyonizm ve Emperyalizm İslam dünyasının yeniden dizaynında yeni bir aşamaya geçmek için harekete geçmiş bulunuyorlar.

Bir yanda Kral Selman’ın Yeni Suudisi, bir yanda Birleşik Arap Emirliği, diğer yanda darbeci Sisi’nin açık desteği ile hareket eden ABD bütün bölgeyi İsrail’in güvenliği ekseninde dizayn etmenin adımlarını atıyor.

Siyonizmin yeni hizmetçisi ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa dahil bütün dünyanın itirazlarını görmezden gelerek, ABD elçiliğini Kudüs'e taşıyarak ve burayı Siyonistlerin tanımıyla 'ebedi başkent' kabul ederek ilk adımı atmış oldu.

60’dan fazla Filistinlinin şehid edildiği, binlercesinin ise yaralandığı bir anda Trump, “İsrail için harika bir gün” diye mesaj atarak Siyonistlerin Filistin’i işgal, Mescid-i Aksa’yı yıkma ve Kudüs’ü Müslümansızlaştırma planları için daha büyük katliamların önünü açmış oldu.

ABD büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınması tarihinin hassaten Nekbe’nin yıldönümüne rast getirilmesi bütün İslam dünyasına verilmiş açık bir gözdağıdır.

Tarihe Filistin’de yeni bir katliam, Kanlı Pazartesi katliamı olarak geçecek bu katliam karşısında Trump’ın tavrı ve yaşanan gelişmeler bir kez daha göstermiştir ki ABD yeryüzünün en büyük ve en örgütlü İslam düşmanıdır.

ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde katliamla ilgili “bağımsız ve şeffaf bir soruşturma çağrısı” yapan basın açıklamasını engelleyecek kadar Siyonist bir rejimdir.

ABD’de kabine değişir, başkanlar değişir ama değişmeyen tek şey Siyonist politikalardır.

O nedenle, eğer Siyonizme bir başkent arıyorlarsa orası Kudüs değil Vaşington’dur.

Siyonist rejimin hükümet sözcüsü katliamla ilgili diyor ki; “Bu kadar çok insanı hapse atamayız.”

Yani “öldürmeyip de hapse mi atalım?” diyor.

Bu hadsiz açıklamalar da gösteriyor ki; ABD’nin tam desteğini arkasına alan Siyonist rejim bundan sonra daha hadsiz adımlar atacaktır.

İsrail'in Filistin’de hassaten de Gazze’de yaptığı basit bir öldürme olayı değil açık bir soykırımdır.

Peki, Siyonistler bu soykırıma sürdürürken sadece ABD’ye mi güveniyor?

Tabi ki hayır!

ABD’den de önce bölünmüş parçalanmış İslam dünyasının işbirlikçi liderlerine güveniyor!

Ümmetin umursamaz sessizliğine güveniyor!

Sosyal medya mücahitliğimize güveniyor!

Bizden kendilerine bir slogan bir kınamadan başka hiçbir sesin ve fiilin ulaşmayacağı inancına güveniyor!

Oysa Kudüs’teki bir zeytin ağacı bile işgalci Siyonist rejimden de arkasındaki ABD’den de daha yaşlıdır.

Sadece 6 milyon nüfus, 70 yıllık tarihiyle Siyonist korsan rejimin bu hadsizliği ümmetin utancıdır.

1400 yıllık tarih, 2 milyara yaklaşan nüfus ve 60’tan fazla devletiyle Müslümanlar; Mescid-i Aksa’ya saldırılara, Kudüs’ün işgaline, Müslümanların öldürülmesine kör, sağır ve dilsiz kesilmiş durumdalar.

Bu ağır saldırılara karşı bütün imkansızlığıyla Kudüs tek başına direniyor.

Kudüs’ün, tarih boyunca olduğu gibi bundan sonra da bağımsız Filistin devletinin başkenti olmaya devam edeceğini tek başına haykırıyor dünyaya.

O halde bu katliamların sorumlusu ne kadar Siyonist İsrail ve ABD’yse, o kadar İslam ülkeleri ve yöneticileridir.

Bu katliamların sorumlusu ne kadar BM’nin dilsiz şeytanları ise o kadar Şeyh Yasin’in şikayet Allah’a şikayet ettiği ümmetin sessizliğidir.

Buradan haykırıyoruz;

Müslüman halklara karşı ABD ve Siyonist rejimle işbirliğini artıran İslam ülkelerinin yöneticileri katliamların sorumlusu ve ortağıdır.

Özellikle, ümmetin umudu olan İslami Hareketlere karşı ABD ve İsrail’le işbirliği ilişkisi içine giren Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi ülke yönetimleri büyük bir gaflet ve ihanet içerisindeler.

Değerli kardeşlerim, Aziz Müslümanlar,

Bir Hıristiyan peder bile "Kudüs'ü işgalden kurtarmak için yeni bir Salahaddin'in doğması gerek" diyorsa üzerimize düşen tarihi görevi fark etmemiz, tarihin çağrısına kulak vermemiz, üstümüzdeki ölü toprağını atarak artık kalkmamız ve dirilmemiz gerekiyor.

Çünkü bizler sadece Müslümanların değil Hıristiyanların da umuduyuz.

Hatta Siyonistlerin zulümlerine itiraz eden onurlu Yahudilerin de umuduyuz.

Bizler, bu zorba küresel sistemin içinde zulümle kanla yorulmuş insanlığın umuduyuz.

Ancak bunun için, özümüze dönmemiz, Allah’ın bize yüklediği adil şahitlik görevini yerine getirmemiz gerekir.

Bu ise susarak, seyirci kalarak, oturduğumuz yerden lanetleyerek olmaz!

Ancak, özümüze dönmek, ihtilafları bir kenara koyarak birlik olmak, Siyonizme ve emperyalizme karşı yeni mücadele yöntemleri geliştirmekle başarılı olabiliriz.

Muazzez Kudüs Dostları, Aksa sevdalıları,

Başta Filistin ve Suriye olmak üzere mazlum halklara en çok destek olan ülke halkı ve yönetimiyle Türkiye’dir.

Ancak buna karşın Türkiye daha fazlasını da yapabilir!

Biliyorsunuz, Mavi Marmara Anlaşmasının iptali için meclise sunulan teklif maalesef ki AK Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.

Biz buradan hükümete seslenmek istiyoruz.

Hukuku katleden, şehitlerin hakkını çiğneyen, mağdurların hakkını aramasını engelleyen ve Siyonist rejime hukuk dokunulmazlığı sağlayarak yeni katliamlar yapma cesareti veren, Mavi Marmara Anlaşması derhal iptal edilmelidir.

Siyonist büyükelçinin gönderilmesi olumlu bir adımdır ama yetmez.

Siyonist büyükelçilik ve Tel Aviv’deki büyükelçiliğimiz kalıcı olarak kapatılmalı bütün diplomatik ilişkiler kesilmelidir.

İsrail’le yapılan askeri ve stratejik anlaşmalar iptal edilmelidir.

ABD ve İsrail’in Filistin’deki zulümlerine karşı, uluslararası toplum ve İslam dünyasında daha etkili mücadele için yapısal çalışmalar yapılmalıdır.

Bizler bu meydanı dolduran Müslümanlar olarak;

Siyonistlerin Filistin’deki katliamlarını, Mescid-i Aksa’ya karşı saldırılarını ve buna sessiz kalanları şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz.

Başta Türkiyeli Müslümanlar olmak üzere bütün Müslümanları siyonizme ve emperyalizme karşı etkili bir dayanışma için bir araya gelmeye çağırıyoruz.

Biliyoruz ki bir araya gelirsek;

Rabbimiz ümmetin korkusunu Siyonizmin kalbine yerleştirecek ve öfkemizi siyonizmin kâbusu kılacaktır.

Bugün bu meydanı dolduran kalabalıklar aydınlık sabahların işaretidir inşallah.

İslam’ın ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa onurumuz, ortak davamızdır.

Kudüs, bıçağın kemiğe dayandığı son noktadır.

Ok yaydan çıkmıştır!

Kudüs özgür olana kadar, susmayacağız…

Bugün ümmetin her bir çocuğu “Allah’ın evi esaret altındayken, Selahaddin nasıl kendi evinde yatar?” diyen birer Selahaddin’dir artık!

Kudüs’ten sonrası ancak öfkedir, direniştir, intifadadır.

Kudüs bağımsız Filistin devletinin başkentidir, öyle kalacaktır.

Bedeli ne olursa olsun, Kudüs özgürleşecek ve Siyonizm, İslam dünyasının kalbinden sökülüp atılacaktır.

Siyonizm yenilecek Kudüs özgürleşecektir.

Selam olsun ümmetin onurunu sırtlayan Filistinli direnişçilere!

Selam olsun kalbi Aksa için atanlara!

Selam olsun, çağın Ömerlerine, Selahaddinlerine, Nureddin Zengilerine!

KAHROLSUN ABD, YAŞASIN FİLİSTİN DİRENİŞİMİZ!

EMPERYALİZM YENİLECEK, MESCİD-İ AKSA ÖZGÜRLEŞECEK!

BİRRUH BİDDEM NEFDİKE YA AKSA

 

Haber: Enes Küçükyıldız

Fotoğraf: Bilal Şen

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi