ANF’nin haberinin tamamını sizin yorumunuza bırakıyoruz:
FEDA, Kültür Bakanlığı’nın 100 kadar Alevi dedesini Umre için Mekke’ye göndereceği haberine ilişkin yaptığı açıklamada, “Alevilerin bir Cami talepleri hiç bir zaman olmadığı gibi Umre ya da Hac gibi bir talepleri de olmamıştır. Çünkü, Aleviliğin ne bu görevlerle ilişkili bir koşulu vardır, ne de zemini” dedi. Kültür Bakanlığı’nın 100 kadar Alevi dedesini Umre için Mekke’ye göndereceği haberlerine ilişkin yazılı bir açıklama yayınlayan Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), Alevilerin bir cami taleplerinin hiçbir zaman olmadığı gibi, Umre ya da Hac gibi bir taleplerinin olmadığını belirtti. Aleviliğin görevlerle ilişkili bir koşulu ve zemini olmadığını belirten FEDA, “Bizim Aleviliğimizin Yol- Erkan ve Meydan zemini, tarihinin hiç bir evresinde ne böylesi bir iman koşuluna ne de Şeriat koşuluna sahiptir. Ama tarihinin her döneminde başına musallat olan egemen yapılar, bu toplumu akla gelebilecek her türlü kıyıma uğrattıkları gibi Yol ve Erkanlarını bozmaya, yarattıkları muğlaklıklardan hareketle, Alevilere ait olmayan kuralları sokuşturmaya çalışmışlardır. Bu hep görülmüştür. Ama, tarihin her döneminde de, bu Yol sahipsiz kalmamıştır” dedi. Böylesi karşı çabaların Cumhuriyet tarihi boyunca yapılageldiğine de dikkat çeken FEDA, Cumhuriyetin, hükümetlerin tamamının Dersim ve Koçgiri kıyımında olduğu gibi Alevileri, hem soykırımlara tabi tuttuklarını, hem de akla gelebilecek her türlü asimilasyon uygulamasıyla önce Türk sonra da Müslüman yazdıklarını belirtti. AKP hükümetinin de bu politikalardan ayrılmadığını vurgulayan FEDA açıklamasında şunları belirtti: “Üstelik daha tehlikeli bir zeminde yürüyerek yapıyor bunu. Güncel Dersim uygulamaları tipik örnek teşkil etmektedir. Bir yandan geçmişe dönük, ‘Dersim Katliamları’ndan sözediyor, bugün düşman göründüğü dünkü ortağı Fetullah Gülen ile el ele, Yolun en temel yapılarına musallat olarak, her türlü hileye başvurmak yoluyla bozma, dağıtma, içinden ele geçirme politikalarını sürdürüyor. Diğer sözümüzde, bir yandan sureten Alevi geçinme ama aynı zamanda Yol düşmanıyla, fikir birliği, dil birliği, hal birliği ve gönül birliği çabasında olanlaradır, aslını inkara hazırlananlaradır.” Devlet ve hükümetin yaklaşımının artık hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açığa düştüğü ve anlaşıldığını da belirten FEDA, “Ama bu zeminde anlaşılamayanlar var. Anlaşılamayan kendisine ‘Aleviyim’ deyip de bu inkar ve münkür zeminlere teşne olanlardır. Alevilerin hangi dönemlerinde "Hacca ya da Umreye" gitmek diye bir talepleri oldu?! Hangi dönemde böyle bir talepleri oldu da devlet ya da devletler, onlara ‘gidemezsiniz’ dedi?!.Ne Ocak bazında, ne de hizmetli bazında, hiç bir Yol büyüğünün isminde, ünvan ya da sıfat olarak Hacı eki bulunmamaktadır. Her dönemde egemenlerce, günün gereklerine göre güncellenmiş Hünkarın, isminin önüne konulan "Hacı" sıfatı, sadece bir kelime oyunudur. Hacılığına ilişkin menakibnameler de, belirttiğimiz üzere egemenlerin tezgahından ibarettir. Ebül Vafa'da mı hacılık vardır? Baba İlyas, Baba İshak, Pir Berxican (Belüncan), Pir Sabûn, Dede Garkın, Baba Düzgün, Koca Kur-Eyş (Kureyş), Ağucan, Hubyar Sultan ve Pirimiz Pir Sultan vb.’lerin de mi vardır. Eğer gerçeğimiz bu ise, söz konusu hükümet uygulamasına teşne olanlar Yol içine sokulmuş zehirli bir hançer olma dışında, Alevilerin hangi sorununa nasıl bir çare olacak, neyi çözecektir” dedi. Kim hangi oyuna başvurursa vursun, Alevilerin Eşit Yurttaşlık temelindeki sevdasının devam edeceğini de kaydeden FEDA açıklamasını şöyle sona erdirdi: ”Gerçek bir demokrasi temelinde yürüyen ‘Barış ve Demokrasi’ kervanımız, demokratik haklar ve özgürlük mücadelesi veren bütün yol arkadaşlarımızla omuz omuza, ülkemizdeki ve bölgemizdeki her dinden, her etniseden, topluluklar arasında kardeşlik kuruluncaya dek yürüyecektir. Bu akıp giden deryayı hiçbir güç bulandıramayacak, durduramayacaktır!..”