Son açıklanan demokrasi paketinden ilköğretimden Andımızın tamamen kaldırılması kararı çıktı ve hızla uygulandı. Hem ulusolcu ve hem de milliyetçi çevrelerden büyük tepki gören eğitim alanında ki bu adım, bir başlangıç olarak elbette önemli. Lakin sadece bir başlangıç olup, asla yeterli değildir ve bir süreç içerisinde mutlaka devamı getirilmelidir. Bu meyanda süreç içerisinde atılması elzem olan adımlar kanaatimce şunlar olmalıdır.
Atatürkçülük Resmi İdeoloji Olmaktan Çıkarılmalı ve Atatürk Algısından Mustafa Kemal Algısına Geçilmesi Sağlanmalı
İnsanlarımızın bir kısmının olumlu, bir kısmınınsa olumsuz baktığı Mustafa Kemal tarihte yaşamış önemli kişilerden biridir, lakin tarihimizin her şeyi ve hiç kimsenin her şeyi değildir. Böyle düşünenlerin olması elbette mümkündür. Lakin bu kendilerini bağlar ve böyle düşünmeyenlere kendi görüşlerini dayatmaları asla kabul edilemez.
Bu nedenle, mitleştirilen Atatürk imajı bunu gönülden benimseyenlere bırakılarak, tarihte yaşamış Mustafa Kemal objektif olarak ortaya konulmalı; hiç kimse tarihte yaşamış önemli bir kişi olan Mustafa Kemal'i, adeta ilahlaştırılmış insanüstü bir varlık olarak tanımlanan Atatürk olarak görmeye ve kabullenmeye zorlanmamalıdır.
Devlet Atatürkçülük ideolojisinden tamamen sıyrılmalı, anayasa, yasalar ve tüm mevzuattan Atatürkçülük ideolojisi ile ilke ve inkılapların bağlılık zorunluluğu kaldırılmalıdır. Devlet eğer cumhuriyet ve demokrasi ile yönetildiği iddiasında samimi ise, bu iddialarının gereğini yerine getirecek bir yönetim tarz ve uygulamasına mutlaka geçmelidir.
Kamusal alanda ve devlet kurumlarında kimse Atatürkçü olmak zorunda olmamalı, bunu ifade etmeye ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalmaya dair milletvekilliği, memuriyet, askerlik ve çeşitli alanlarda yemin etme zorunluluğu kaldırılmalıdır.
Tüm Heykeller, Büstler ve Tablolar Kaldırılmalı
Mitleştirilen Atatürk'ü temsil eden, başta okullar olmak üzere tüm devlet kurum ve kuruluşlarındaki ve kamusal alanlardaki Mustafa Kemal'e ait tüm heykel, büst ve tablolar kaldırılmalıdır.
Kişi ya da özel kuruluşlar bunlardan istedikleri kadar edinip kendi özel alanlarında sergileyip, asabilirler. Lakin bu uygulamanın halkın tamamına ve devlet eliyle dayatılmasından mutlaka vazgeçilmeli, zaman zaman adeta tapınma havası oluşturan tüm törenlerden vaz geçilmeli ve bu törenlerin odağı olan tüm heykel, büst ve tablolar tüm kamusal alanlardan kaldırılmalıdır.
Aynı işlevi gören sınıflardaki ve ders kitaplarındaki Atatürk Resimleri İle Gençliğe Hitabe kitaplardan çıkarıldığı gibi, Okul ve Kurslardaki Atatürk Köşeleri de kaldırılmalıdır
İnkılap Tarihi Kaldırılıp, Tarafsız Yaklaşımla Cumhuriyet ve Yakın Tarih Dersi Konmalı
İnkılap Tarihi Mustafa Kemal'i mitleştirerek Atatürk haline getirmek ve her şeyimiz olduğunu tarihi açıdan ispatlamak üzere ihdas edilmiş bir ders olup, bu ders kaldırılarak yerine mümkün olduğunca tarafsız Osmanlı, Cumhuriyet ve Yakın Tarih dersleri konmalıdır. Zira Osmanlı tarihini doğru bilmeden Cumhuriyet tarihi ile yakın tarihi doğru anlamak mümkün değildir.
Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Dersi Kaldırılıp, Ayrı Ayrı Genel Din Kültürü ve Genel Ahlak Bilgisi Dersleri Konmalı
Genel Din Kültürü dersi İslam dâhil mevcut tüm din, Alevilik dâhil mevcut tüm mezhep ve ekollerin ana hatlarıyla tanıtıldığı zorunlu bir ders olarak yeniden düzenlenmeli. Genel Ahlak Bilgisi dersi de, tüm dinlerin ve insanlığın ortak temel ahlaki değerlerinin tanıtıldığı zorunlu bir ders olmalı; lise, üniversite ve kamu personeli giriş imtihanlarında bu derslerden soru sorulmalıdır.
Zorunlu bu derslerin yanında, halen seçmeli olan Kur'an ve Siyer dersine ilaveten, seçmeli olarak Genel İslam Kültürü dersi ihdas edilerek, ilköğretim birinci sınıftan lise son sınıfa kadar sürecek bu derste, İlahiyat Fakültesi ile İmam - Hatip Lisesi müfredatlarının bir özeti, seviye gözetilerek ve sınıflara yayılarak verilmelidir. Bu dersler seçmeli olduğu gibi, bu derslere katılmak istemeyen hiç kimse, bilhassa dini azınlıklar ve aleviler bu dersleri almaya kesinlikle zorlanmamalı, bu zorlamanın yapılmayacağı önlemler alınmalı.
Dini Azınlıklar ve Aleviler için de, konunun uzmanları ve kendi din adamlarınca hazırlanan seçmeli dersler konularak, arzu edenlerin bu dersleri almasına imkân verilmelidir. Seçmeli din derslerinden lise, üniversite ve kamu personeli giriş imtihanlarında soru sorulmamalıdır.
Ders İçerikleri Gözden Geçirilmeli; Tüm Dersler İdeolojisiz Ve Tarafsız İçerikte Hazırlanmalı
Kaldırılan Andımızın ve resmi Atatürkçülük anlayışının içeriği ilköğretimden üniversiteye kadar hemen hemen tüm derslerin içeriklerine işlenmiş durumda. Bu nedenle tüm derslerin içeriği bu açılardan gözden geçirilip ayıklanmalıdır.
Edebiyat ve Tarih Derslerine de, Türkiye'de yaşayan tüm etnik ve dini grupların edebiyat ve tarihleri geniş şekilde mutlaka okutulmalıdır. Amerikan edebiyatını ve tarihini işlerken, aynı şeyi Kürtler, Aleviler, Çerkezler vd. için düşünmemek, en hafif ifade ile ayıptır.
İstiklal Marşı ve Bayrak Kutsallar Değil, Devletin Varlık Ve Egemenliğinin Sembolüdürler
İstiklal Marşı ve Bayrak birer kutsal ve tabu olmaktan çıkarılarak, devleti temsil eden resmi sembollere dönüştürülmelidir. Bunların kutsal varlıklar değil, devleti temsil eden resmi birer sembol olduğu deklare ve izah edilmelidir.
Bayrak ve marş törenleri ve icrası, askeri serominilerden ve kutsallık havasından arındırılarak, devletin varlığını ifade eden ve kutsallık taşımayan resmi - sembolik tören havasında gerçekleştirilmelidir.
Bayrak ve marş törenleri ile diğer tüm resmi törenlerin anıtkabir, heykel ve büstlerin önünde - huzurunda yapılması ve tüm törenlerde saygı duruşu uygulamalarından vazgeçilmelidir.
Bu uygulamalar memleketi bölmez, belki birleştirir
Yukarıda yaptığımız tekliflerin halkı ve memleketi böleceği, bölünmeye zemin hazırlayacağına dair genel bir ön kabul söz konusudur. Aslında durum tam tersidir. Asıl bu tür uygulamalardır memleketi toprak altında görülmeyen bir fay hattı gibi bölüp, en ufak sarsıntıda yerle bir olması riskini oluşturan.
Yukarıda ki tekliflerin hayata geçirilmesi, bu görülmeyen fay hattının biriken enerjisinin ve toplumsal ve siyasal deprem riskinin azalmasına, daha ileriki süreçte fay hattı çatlağının azalıp, zamanla tamamen ortadan kalkmasına zemin oluşturacaktır kanaatimce.
Ruhban Okulu Açılsın, Ayasofya Müzeden Tekrar Camiye Çevrilsin
Şu anda ele aldığımız konuyla direkt alakalı değil ama bir de şu önerim var. Ruhban okulunun açılması için Atina'da ki birkaç caminin yeniden ibadete açılmasını beklemek yerine, bir kararname ile müzeye çevrilmiş olan Ayasofya yeni bir kararname ile yeniden cami olarak ibadete açılırken, eş zamanlı olarak Ruhban Okulu da açılabilir.
Böylece hem batılıların içlerinde gizledikleri İslam karşı tarihsel kinlerini, hem de içimizdeki batı aşığı gönüllü uşakların İslam düşmanlığı ve Hristiyanlık sevgilerini; hem de batılıların mı yoksa onların gönüllü uşakları olan içimizdeki batı âşıklarının mı daha fazla İslam düşmanı olduğunu da test etmiş oluruz.
Benim öngörüm, içimizdeki batı aşıklarının daha şiddetli tepki vereceği yönünde. Derler ki, uşak ağanın çıkarlarını korumada ağadan daha fazla hiddetli ve şiddetli olurmuş.