Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Nuray Başaran'a “yayınlanmamak kaydıyla” konuşmuş; Referans yazarı da izlenimlerini aktarmış…
Buna göre, Yalçınkaya'nın kapatma-toto oynadığını görüyoruz:
“40 milletvekiline yasak gelebilir” diyor, Başsavcımız…
Kendisini neden ısrarla “Yargıtay Cumhuriyeti” Başsavcısı diye andığımı şimdi daha iyi algılıyorsunuzdur:
Başsavcımız bir eliyle kapatma davası açıyor; diğer eliyle Anayasa Mahkemesi'nin yerine geçiverip 40 vekile yasak getiriveriyor:
Görüyorsunuz, Anayasa Mahkemesi'nin kararını beklemeye gerek kalmadı: Abdurrahman Bey AKP'yi bir hışımla nasıl da kapatıverdi!
Yargıtay, AK Parti'ye açılan kapatma davasıyla ilgili yayınlar konusunda medyayı uyarırken; Yargıtay'ın Başsavcısı medyaya konuşup dava için “iddaa” kuponu dolduruyor!
* * *
Yalçınkaya, “AKP türban uyarısına kulak verseydi bu dava açılmayacaktı” diye konuşmuş…
Memlekette türban yasağı hakkında herhangi bir kanun olmadığı halde…
Anayasa Mahkemesi'nin “hukuk dışı” yorumuna dayalı olarak, türban üniversitelerde yasaklanmışken…
Yıllardır sürdürülen bu hukuk dışı durumu ortadan kaldırmak üzere Anayasa değişikliğine gitmek “suç” kabul ediliyor ve…
Sırf bu gerekçeyle düzenlemeyi yapan iktidar partisi hakkında kapatma davası açılıyor:
Demek ki neymiş?
Herkes hukuka uyacak: Gel gelelim, yargı adamları için böyle bir mecburiyet olmayacak!
* * *
Yalçınkaya'nın türban serbestisi ile kapatma davası arasında ilişki kuran ilgili sözleri…
Başsavcımızın kapatma davası açmasının güncel nedenlerinden birinin Anayasa Mahkemesi'nin türban hakkındaki kararını etkilemeye yönelik olduğu gerçeğini açığa çıkarmış bulunuyor…
* * *
Diğer güncel neden ise Ergenekon soruşturmasını sekteye uğratmaktı…
Yalçınkaya, kapatma davasından eşinin bile haberi olmadığını söylüyor…
Eşinize haber vermemiş olabilirsiniz:
Ancak, bu bazı yerleri haberdar etmediğiniz anlamına gelmez…
Mesela, Hürriyet ve Cumhuriyet'in artı CHP yönetiminin haberdar edildiğine bahse girebilirim…
Ayrıca, iddianamenin iki gün öncesinden İP Genel Merkezi'ndeki bir bilgisayarda kayıtlı olduğu hakkındaki haberleri bir kere daha hatırlatıyorum…
İP'in tutuklu genel başkanı Perinçek mapus damından gönderdiği bir açıklama ile “Benim bilgisayarımda kayıtlı olduğu haberi yalandır” diyor:
İP Genel Merkezi'nde sadece Perinçek'in bilgisayarı yok ki!
Konu hakkındaki haberlerde, iddianame ile ilgili CD'nin Perinçek'in değil “adamlarının bilgisayarında kayıtlığı bulunduğu” vurgulanıyordu, unutmayalım!
* * *
Bu ülkede, Eski Statüko kalıntıları çok istedikleri “darbe”yi yapamadıkları için…
'Yargıtay Cumhuriyeti' Başsavcısı, laik-demokratik cumhuriyetimizi bir “yargı darbesi”yle şarampole yuvarlamak istemiştir: Hadise budur…
İddianameden haberdar edilen Hürriyet-Cumhuriyet ikilisinin ortak özelliği Ergenekon çetesine “yok” muamelesi yapmalarıdır…
Başka?
Her iki gazete de, Sarıkız ve Ayışığı kod adlı muhtıra girişimlerinin “altyapı ünitelerinden biri olan” ve darbe hazırlığı yaptığı ispatlanan Ulusalcı Ergenekon çetesine toz kondurmuyorlar…
Yargıtay Başsavcısı, kanıtlanmış Ergenekon-Danıştay bağlantısını es geçmiştir…
Dahası iddianamesinde Danıştay saldırganının hem eylemini, hem de müebbet hapse çarptırıldığı son duruşmadaki sözlerini Erdoğan'ın aleyhine “delil” olarak sunmuştur!
Emekli Oramiral Özden Örnek'in “Darbe Günlüğü” tuttuğu İstanbul Emniyeti'nce ispatlandı:
Sahi, Yargıtay Başsavcısı bu sarsıcı gerçek karşısında ne düşünüyor, acaba?
Yeni Şafak gazetesi