Anayasa Mahkemesi’nde neler oluyor?

Ali İhsan Karahasanoğlu

Anayasa değişikliği ile ilgili davanın, Anayasa Mahkemesi’nde 5 Temmuz’da, usûl açısından görüşülmeye başlanacağı açıklanmıştı.

Aslında bu da, tam bir açıklama sayılmazdı..
Acar muhabirlerin, duyumundan ibaretti.
Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesine, son günlerde daha sık girmeye başladım.
Orada, gündem ile ilgili duyuruları takip ediyorum..
Anayasa değişikliği ile ilgili dava için de bir gündem var.
Ama 8 Haziran’daki gündem.
O günkü gündemde netice de, şöyle açıklanmış sitede: “Dosyada eksiklik bulunmadığından, işin şekil yönünden incelenmesine”..
İncelenmesine de..
Ne zaman?
Gayri resmi olarak, 5 Temmuz tarihi alınmıştı..
Ama 5 Temmuz’da bir görüşme yapılıp yapılmadığı henüz belli değil.
Çünkü bir açıklama yok.
Sadece haricen edinilen bilgilere göre, dosyaya verilen bir müdahale dilekçesi reddedilmiş.. Yine bir redd-i hakim dilekçesi kabul görmemiş!
Ama bunları mahkeme açıklamıyor da, müracaat sahiplerinin verdiği bilgiye göre öğreniyoruz..
Bu durumda merak ediyorum, 5 Temmuz’da mahkeme heyeti gerçekten redd-i hakim müracaatını görüştü mü, görüşmedi mi? Bir karar alındı mı, alınmadı mı?
Anayasa Mahkemesi’nin görüşmelerinin gizli olacağı kanunda yazılı.
Ama alınan kararların da gizli olduğuna dair bir hüküm yok.
Tam aksine, genel kural “yargılamanın aleni olması” yönünde..
Bu durumda mahkeme, aldığı kararları niye açıklamıyor?..
Ara kararı niteliğinde de olsa..
Redd-i hakim talepleri ile ilgili de olsa, mahkeme tüm kararları açıklamak zorunda.
Aleni yargılama ancak böyle olur.
Öyle kapalı kapılar ardında.. Hangi aşamada olduğu belirsiz bir şekilde yargılama yapılmaz.
Tamam, “Görüşmelerinize her isteyen katılıp, sizi seyretsin.. Kim ne diyor, izlesinler” demiyoruz..
Ama en azından, alınan ara kararları, yapılan müracaatları, müracaatlar hakkında verilen kararları, dosya içinde bekleyen dilekçelerin ne zaman görüşüleceğini de, halka duyurmalı değil misiniz?
Şeffaf devlet, aleni yargılama böyle olmaz mı?
Mahkeme açıklama yapmıyor..
Biz de bilemiyoruz, “Fulya Kantarcıoğlu Hanım hakkındaki, Seyfi Dede ile ilgili konuşmalar, davadan çekilme sebebi sayıldı mı, sayılmadı mı?”
Bilemiyoruz, “Fulya Hanım kendisi çekilmiş olmasa da, bu konuda talepte bulunan hukukçuların talepleri üzerine, ne karar verildi?”
Bu konularda bir karar verildi ise, gerekçesi ne?
Fulya Hanım, “kanundaki hükümleri aktardım” açıklaması yapmıştı..
Ama her dava, zaten kanundaki hükümlerin uygulanmasından ibarettir.
Yani, şu an mahkemenin bizden gizli yaptığı görüşmede de, her mahkeme üyesi, kendi bildiğince, kanundaki hükümleri aktarıyor, bir diğerine..
Bunu “gizlidir” diye halka açmıyorsunuz da..
Fulya Hanım, Seyfi Dede’ye kendi görüşünü niye açıyor?..
Açıyorsa, bunu niye “normal” gibi gösteriyor?
Eğer gerçekten, Fulya Hanım’ın bu konuda görüşünü açıklaması normal ise, mahkeme heyeti ile birlikte yaptığı görüşmelerdeki açıklamalarını niye dinleyemiyoruz?
Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın HaşimKılıç, kamuoyunun merakını gidermelidir.
Birileri şu an, Anayasa değişikliği hakkındaki kararın Cuma günü açıklanacağı yönünde kulisler yaparak, çok büyük ekonomik çıkarlar elde ediyor.. Büyük paralar, bir yerden bir yere aktarılıyor..
Kimin, ne hakkı var, böyle puslu bir hava oluşturmaya?..
Çıkar açıklarsınız, her şeyi net olarak..
Halk da bilir, ne zaman, neyin olacağını..
Bir dava hakkındaki görüşmenin ne zaman yapılacağı bile belli değil ise..
Hatta Mahkemenin kaç üye ile iptal kararı verebileceği bile belli değil ise..
Böyle bir ortamda, hukuka güven sağlanabilir mi?
Devlete güven, sürdürülebilinir mi?

VAKİT