HAKSÖZ-HABER
AYM’nin kararına tepki gösteren Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu, bu haftaki protesto gösterisini bu konuya ayırdı ve Anayasa Mahkemesinin kararını kınadı.
Yapılan eylemde “Anayasa Mahkemesine, Yargı Darbelerine, Yargıçlar Cuntasına, Jüristokrasiye Hayır”, “27 Mayıs Darbesi Ürünü Anayasa Mahkemesi Kapatılsın”, “AYM Amerikan Twitter’ın Değil Türkiye'nin Yanında Ol” yazılı pankart ve dövizler açıldı.
İnsan Hakları Savunucuları Derneği adına basın açıklamasını dernek genel başkan yardımcısı Orhangazi Ergin okudu.
Açıklamanın tam metni:
KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 10.YIL 469. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
Değerli halkımız ve basın mensupları 469.hafta basın açıklamamıza hoş geldiniz. Dünyanın firavunu Amerika, Mısır, Türkiye ve diğer dünya ve İslam ülkelerinde, kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeyi reddeden halklara ve iktidarlara her türlü zulmü yapmakta. Mısır’da, İsrail ve Amerika’nın güdümüyle iş başına gelen Sisi, 529 Mısırlı müslüman için idam kararı vermesini lanetliyoruz. Amerika ve Sisi şunu bilsin ki, ashabı uhdud olmayı göze almış Müslümanları idamla, zindanla, yolundan döndüremezsiniz.
Mısırdaki senaryo’yu Türkiye’de oynamaya kalkan Amerika, elindeki her türlü yapıyı kullanarak, halkın özgür iradesine darbe vurmaya çalışmaktadır. 17 Aralık darbesinden sonra, ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone, TUSKON, Gazeteciler Yazarlar Vakfı için, “evet onlarla görüşüyoruz, bu gruplarla Amerika ve Amerikalılarla ilişkilerin geliştirilmesine ilgisi olan ve yasalara uyan gruplar olarak görüşüyoruz” şeklinde açıklamaları, 17 Aralık darbesini, kimlerin güdümünde olduğunu çok iyi ortaya koymaktadır. TUSKON halkın seçtiği vekillere saygısızca, vekilliği bırakıp, ticarete atılın çağrısı yapmıştı. Demek Amerika ile görüşmelerinde kendilerine bunları söyleyin talimatı verilmiş. Son olarak, usul ve içerik açısından bir hukuk garabeti olan, Amerikan şirketlerinin menfaatlerini korumaya yönelik Anayasa Mahkemesinin Twitter kararı, kuşatmanın boyutunu en güzel şekilde ortaya koymaktadır.
İnsan Hakları Savunucuları Derneği olarak, hukuk tanımaz Amerikan şirketlerinin, insan haklarını hiçe sayan sosyal medya kuruluşları konusunda Anayasa Mahkemesinin kararını kınıyoruz. İç hukuk yoları kapanmadan, sırada bekleyen başka davalar aylarca, senelerce sürerken, söz konusu Amerikan şirketi olunca, Anayasa Mahkemesi şipşak yayın yasağını kaldırarak, şirketin maddi kayıplarının önüne geçmiştir. Soruyoruz Türkiye'den para kazanıp, Türkiye'ye vergi vermeyi reddeden, Almanya'nın, Amerika'nın, Fransa'nın mahkeme kararlarını aynen uymayı tahüt ederken, Türkiye mahkemelerinin kararlarını uygulamayan Amerikan şirketi Twiteri korumak Anayasa mahkemesinin görevi midir?. Anaysa Mahkemesinin kararı, Türkiye reklam pazarından senede yaklaşık 100 Milyon TL kazanan Twitterin haksız kazancını meşru hale getirmiştir. Türkiye’de, 5816 sayılı kanundan dolayı Mustafa Kemal'i eleştiremezsiniz. Bu kanun, Anayasa’nın düşünceleri, ifadeyi özgür bırakan maddesine aykırıdır. Bu konuda hiç bir çalışma yapmayan Anayasa Mahkemesi, üstüne vazife olmayan konularda, Amerikan şirketleri rant kaybına uğramasın diye, hukuk tarihine skandal olarak geçecek kararlar vermektedir.
27 Mayıs darbesi ürünü Anayasa mahkemesi kaldırılmalıdır. Anaysa Mahkemesi son olarak HSYK'nın yapısını değiştiren kanunun, Adalet Bakanı'na verilen yetkilerini düzenleyen hükümlerini iptal etmiştir. Daha öncesinde 411 oyla meclisten geçen “başörtüsüne özgürlük” kararını iptali, gerek başka konularda meclisin aldığı kararları yok sayan bir kurumun olduğu ülkede, “hakimiyet kayıtsız şartsız halkındır” demek, ancak bir mizah olabilir. Bu uygulamalarla görülmüştür ki, hâkimiyet kayıtsız şartsız cumhurun meclisinde olmayıp, Anayasa Mahkemesinin tekelindedir. Bu ülkede Cumhuriyetten değil, ancak yargıçlar cuntasından bahsedilebilir. Bu tür insan hakları ihlallerine yol açacak kararlar alan Anayasa mahkemesinin yanlışlarını hangi kurum denetleyecek? Gerçek cumhuriyetlerde, darbeciler tarafından devlet mekanizması içine konulmuş Anayasa Mahkemesi gibi kurumlar olamaz. Hükümet Anayasa Mahkemesinin varlığını referanduma götürerek halka şunu sormalıdır. Anayasa mahkemesi mi, yoksa halkın meclisi mi? Biz inanıyoruz ki, hukuksuz bir şekilde meclisin kararlarını iptal eden, Amerikan sermayesinin çıkarlarını korumak için hatalı kararlar alan bu yapının varlığına halkımız onay vermeyecektir.
Anayasa mahkemesi olduğu sürece, Türkiye Cumhuriyet ile değil, jürokrasi ile yönetilen bir ülke olacaktır. Ülkemiz ve İslam coğrafyası, İsrail ve büyük şeytan Amerika’nın kuşatması altındadır. Gezi çapulcusundan, Pensilvanya topluluğuna, devletin içindeki kurumlara kadar her türlü argümanı alçakça kullanarak darbe yapmaya kalkan büyük şeytan Amerikayı uyarıyoruz. Türkiye genel valisiymiş gibi Pensilvanya medyasında açıklama yapan, ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone uyarıyoruz. Sizin İslam coğrafyasında, Orta doğuda, Türkiye’de ne işiniz var, bu ülkelerden elinizi çekin. Diyorlar ki “bizim bu topraklarda çıkarlarımız var, ilgilenmek durumundayız”. Ey büyük şeytan Amerika, senin ülkenden 5 bin kilometre uzaktaki topraklarda hiç bir çıkarın olamaz. Mısırdan, Türkiye’den, Iraktan, Suriye’den elini çek, yoksa döktüğün kanda boğulacaksın, mazlumun ahı zalimde kalmaz. Bu toprakları, ne çapulcusuna, ne Pensilvanya grubuna, ne de Amerika’nın çıkarlarını korumayı vazife edinmiş kişi ve kurumlara bırakmayacağız. Müslüman ülkelerin tek hakimi Müslüman halklardır. Amerika kirli ve kanlı ellerini İslam coğrafyasından çek! Basın açıklamasına katıldığınızı için teşekkür ederiz
İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI
ORHANGAZİ ERGİN