Anayasa Hukuku dalından profesörlük ünvanını almış, bir süre vakıf üniversitelerinden birisinde rektörlük de yapmış olan Bedii Süheyl Batum Beyefendi, Silivri’deki yargılamaları izlemiş ve orada toplaşan göstericilerin “Sanıkları milletvekili yapın... Cezaevinden çıkarın” isteğine, “Mesaj alınmıştır. Elimden geleni yapacağım” sözü vermiş.
Taktik şu imiş: Darbe sanığı Mustafa Balbay’lar.. TuncayÖzkan’lar. Ve dahi bazı generaller; isnat edilen suçun ağırlığı, delilleri karartma ihtimalleri sebebi ile mahkeme tarafından tahliye edilmiyorlar ya!
Kendilerini devletin üstünde gören uyanıklar da, kanunu dolanıp, darbecileri mahkeme kararı ile değil ama, “yasal dokunulmazlık” gereği tahliye ettireceklermiş..
Bu nasıl olacakmış?
Bu sanıklardan bazıları CHP’den, bazıları da MHP’den milletvekili adayı yapılacak ve seçildiklerinde de milletvekili dokunulmazlığı sebebi ile otomatikman tahliye olacaklarmış!
Plan nasıl?
Dört dörtlük..
Anayasa Profesörü Bedii Süheyl abimiz de, “Mesaj alınmıştır” dediğine göre.. İşe “olur” verilmiş demektir.
Peki mevzuatta böyle bir imkan var mı?
“Anayasa Hukuku Profesörü Bedii abimiz ‘Evet’ dediğine göre, mevzuatta böyle bir imkan var demektir” düşüncesi ile teslim olmayın hemen.
Biz ne gaflar gördük, anayasa prof.’larından.
Ne skandal sözler işittik, ceza profesörlerinden..
O zaman; anayasayı açıp bakalım.
Madde 83: “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14’üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır.”
Demek ki ne imiş?
Kişiler milletvekili seçildiğinde dokunulmazlık kazanırlarmış ama.. Bu kazanımın bazı istisnaları da varmış!
Bu istisnalardan olayımız için önemli olanı da, anayasanın 14. maddesindeki suçlar imiş!
O zaman bir de anayasa 14. maddeye bakalım..
14. madde: “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.”
Maddede belli bir suç tanımı yapılmamış. Genel anlamda “demokratik cumhuriyeti ortadan kaldırma” şeklinde bir ifade kullanılmakla yetinilmiş..
Demek ki, “demokratik cumhuriyeti ortadan kaldırmaya yönelik eylemlerden yargılananlar, anayasanın 83 ve 14. maddesi gereği, milletvekili dokunulmazlığından yararlanamazlar”mış!
Şimdi dönüp bakalım, Bedii Süheyl abimizin ziyaret ettiği ve milletvekili yaparak cezaevinden çıkarmayı tasarladığı sanıklar hangi suçtan yargılanıyorlar?
“Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren iskat ve vazife görmekten men’e teşebbüs etme..”
“TBMM’yi ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs.”
Ben uydurmuyorum, iddianameden aynen aktarıyorum bu isnatları..
Öyle ise?
Öyle ise; bu isnatlar var olduğu müddetçe, o davanın sanıkları, nasıl milletvekili dokunulmazlığını kazanacaklar?
Mümkün mü bu?
Kimsenin onları aday falan yapacağını sanmıyorum ama..
Bedii Süheyl abimiz “Mesaj alınmıştır” dediği için, içerdekiler heveslenmesin diye hatırlatıyorum..
Bu suçların sanıkları, milletvekili seçilseler bile, dokunulmazlıktan yararlanamazlar!
Dolayısı ile, hiç heveslenmesinler..
Tek tek hesabını verecekler..
Malum generale gidip, “Nasıl başlık atalım” diye danışmanın.. Mütedeyyin gazeteleri, televizyon programlarında yere atıp, hakaret ve tehditler savurmanın.. Danıştay’da cinayet işletip, dindar insanların üzerine atma operasyonunun hesabını verecekler..
Ondan sonra çıktıklarında, bu halktan alacakları oy olursa, o zaman milletvekili de olabilirler, CHPGenel Başkanı da..
Anayasa Hukuku Profesörü Bedii abimize, saygılarımızla..
YENİ AKİT