ABC Grubu'na hitap ettiğini 'varsayan' Ana Haber Bültenleri, bir nevi muhalefet partisi kimliğinde hazırlıyorlar haberlerini.
İnanılmaz bir Savaş Taraftarlığı/Askeriye Kutsamacılığı ve Şehit Edebiyatlaması'yla bezdirdikleri yetmedi: Şimdilerde, feci bir Krizden Batan Memleket yelpazelemesine, dadandılar.
Daha bu yaz nerdeyse Alışveriş Kanalı kılığında; her akşam 'Orda ucuz daire', 'Burda bedavadan gibi araba' diye diye milletin Kredi Kartı Kullanma ve Borçlanma Bağımlılığını azdıran bu kanallar değildi sanki!
Bunca SATIŞ'tan hazin bir tamamen BATIŞ'a nasıl da kaygısızca geçiverdiler!
Diyelim Vatan Gazetesi'nin, Milliyet'in, Cumhuriyet'in satış rakamları ortada: Yani, Türkiye Geneli böylesi bir kendini sosyaldemokrat zanneden yobazlaikçilik, zımni ya da açık ulusalcılık ve de ordu+savaş sevicilikten her nevi kıblesini şaşırmış Seçkin(ci)
Azınlık'tan oluşmuyor!
Böylesine; Genel Seyircinin siyasi temayüllerini YOK sayarak hazırlanmakta olan Büyük Kanalların Ana Haberleri, son zamanlarda Kürt Düşmanlığının, Zımni Ulusalcılığın ve Savaş Kışkırtıcılığının sembol haberi olarak kafayı (kaz modeli görüşsüzlüklerini)
İmralı'daki 'gelişmelere' taktı.
Bir nevi CHP Kafası'ndan da tutucu/tutturuk bir kıvamı tutturmakta ısrarcı bu ana haberlere kalırsa; İmralı'ya Abdullah Öcalan'ın yanına başka mahkûmların da gönderilmesi
demek, ülkenin 'bölünmez bütünlüğüne' kast etmesine 5 kalmış bir 'gelişme' demek.
Onlara kalırsa yalnızca gelişmeme olsun bu topraklarda. İç savaşın hızını kesebilecek hiçbir girişimde bulunulmasın. (Giden gitsin: onlar da uzun uzadıya Şehit Cenazesi gösterip zırlar bir dille uğurlarlar el âlemin çocuklarını. Bir güzel. Ağır yapmacık.)
Hep böyle bir ultra ulusalcı (olduğunu çaktırmadıklarını varsaydıkları) yaklaşım! DTP'li vekillerin seçim gezilerini, konuşmalarını yansıtırken de aynen öyle. Gelen kalabalıkları eksik, az göstermece. Lafları makaslayarak en zararlı kolajları yaratıklandırmaca!
SÜREKLİ bir yangına körükle gitme hali! Provokasyon dili!
Bütün bu MedyaAltılamalara karşın, CHP gitti çarşaf+başörtüsü 'açılımını' gerçekleştirdi. Apansızın.
İkiyüzlülükle, çıkarcılıkla, denize düşen yılan'a sarılır kafasıyla: neyse ne!
Bu 'açılım'ın olumsuz olduğunu söylemek için kafayı ÖlmüşCHPÇizgisi'yle çizmiş bir Vatan/ Mill(iy)et yazarı filan olmak lazım.
Şimdi AK Parti'nin yakın zamanda bakanlarıyla, başbakanıyla yaptığı onca şoven edebiyattan sonra; çaktırmadan da olsa (ya da anahaberlerin 'tonu' sayesinde
bütünüyle tü kaka'lanarak+müzevirlenerek) İmralı'da 'insani' hapishane koşullarını tesis
etmeye çalışması-
Son 'bahtsız' zamanlarımızın yegâne olumlu gelişmesidir- bu kadar.
Bu memlekette 'Savaşa Hayır!' demek konusunda samimiyseniz- Büyük İnsan Hakları İhlâlcisi Hürriyet'in İnsanHaklarıÇufÇuf'u gibi değil diyelim-
Şovdan tren, üfürükten tayyare; yar bana da bir doğrumsu artist kimlik! değil de; harbiden ülkenize ARTIK barış gelsin, Türk'ün de Kürt'ün de çocuğu ölmesin artık! hissiyatınızda yüzde yüz samimiyseniz-
Hakikaten BARIŞTAN YANAYSANIZ: Abdullah Öcalan gerçeğini 'acknowledge' etmek (Türkler'de olmadığı için karşılığı bulunmayan bir kelime) durumundasınız.
Bu kadar. Nokta.
Abdullah Öcalan'a tecritte, hapiste yaşatılan koşulların 'insani' olmaması bir yana-
Ona yapılan herrr kötü muamele, Savaş'ta yolsuelektrik: daha çok ölüm, daha çok kin, daha da bilenme, olarak dönüyor işte bize.
“İmralı'da NELER oluyor ayol komşu huuuu!” diye adi bir jurnalcilikle, anahabercilik
görevlerini ifa ettiği intibaını gazlamak isteyenler-
Esasında: yıllardır bezdirici bir kıvama ulaştırdıkları Militarist Dil+Savaş Kışkırtıcılığından taviz vermeme savaşındalar.
'Oturtmuşlar' bir kere dilleri. Dillerini.
Alışmışlar (kudurmuştan bin beter) sürekli Askeriye Yağdanlığına. Savaş Borazanlığına.
Şehit cenazelerinde 'istenmeyen' şeyler söylerse yavrularını 'ne idüğü belirsizleşmiş büsbütün' bir savaşa kurban verenler-
Cırt (makas hamleleri) göstermeyiverirler. Duymayız bu 'sakıncalı', samimi isyanları!
Ama SavaşDilininGönüllüRobotları “Babamın yerine, ben giderim!” “Bu oğlum gitti; yenisini alın!” filan gibi insanoğlunun/kızının her nevi güdüsüne aykırı laflar etmekteyseler: DAYA anahaberlerde! Ver gazı, ver tuzu: giden senden çok uzaklardaki sınıfların/toprakların evlatları.
Ne kadar savaş gazlarsan, militarizm gazlarsan o kadar sınıf birinç'i sensin. Paşan,
okşar belki resepsiyonlarda, yanaklarını. Avrupa Birliği Standartlarının nemalanma oranını düşürmesinden korkan patronun, saçlarını tarar.
Son zamanlarda sardırdıkları Ekonomik Kriz Titanikçiliği'yle olsun, “Amanin: bugün İmralı'ya başka mahkûmlar; yarın ne olur dostlar?” kışkırtıcılığıyla olsun-
Bütün büyük kanalların anahaber bültenleri “Yuh olsun sizin küflenmiş dilinize! Kandan
beslenen kariyerlerinize!”
denmeyi suratlarına, suratlarına; ziyadesiyle HAK ediyorlar.
Diyoruz işte.
RADİKAL