Amasya'da "Kur'an'a Göre Cinsellik" Semineri

Amasya'da Mustafa Siel'in sunumuyla, "Kur'an'a Göre Cinsel Hayat" konusu işlendi.

Amasya Özgür-Der'de Haksöz yazarlarından Mustafa SİEL tarafından Mearic Suresi 29-31. ayetlerinin tefsiri ışığında işlenen konu şu şekilde özetlendi:  

Mearic Suresi 29. Ayet Meali:

“O hakkınca namaz kılan musallin ki (vellezinehum) cinselliklerini korurlar (lifurucihim hafizun).”

Cinselliğin Mahiyeti

Cinsellik olarak meallendirdiğimiz furuc terimi, elbisenin dikili olmayan, ancak üst üstü getirilerek vücudu örten (düğmelenen) ön kısmını ifade ferace kökünden türetilmiştir. Erkek yada kadın her bir insanın, cinsellik konusunda elbisedeki dikili olmayan bu kısım gibi, ancak bazı durumlarda açılabileceğini, bunun dışında daima kapalı olması gerektiğini ifade etmektedir.

Cinselliklerin muhafaza edilmesi çok geniş bir anlam sahasına sahiptir. Cinselliğin  maddi ve manevi (somut ve soyut), açık ve gizli (zahir ve batın) boyutlarda  korunmasını ifade eder.

Cinsellik Sadece Erkekler İçin Değil Kadınlar İçin de Çok Önemli Bir İmtihan Alanıdır

Sanılanın aksine cinsellik sadece erkeklerin değil, kadınlarında (belki erkeklerden daha) ağır imtihan altında oldukları bir alandır. Fıtratları gereği erkekler ağırlıklı olarak kadınların cazibesine kapılmamakla imtihan edilmekte iken, kadınlar ise ağırlıklı olarak erkekleri cezbetmeye çalışmamakla imtihan edilirler. Nitekim 24.Nur Suresi 31. ayette hem erkeklere hem de kadınlara, karşıt cinse cinsel arzularla bakmamaları emredildikten sonra, kadınların örtünmeleri ve cinselliklerini ortaya koyacak davranışlardan kaçınmaları emredilmektedir. Yani erkek bakmayacak (cazibeye kapılmayacak), kadın ise bakmayacak (cazibeye kapılmayacak) ve baktırmaya çalışmayacaktır (cazibesine kaptırmaya çalışmayacak).

İslami Örtünme (Tesettür) Cinsellikle İlgili En Açık Unsurdur

Cinselliği muhafazanın çiğnendiği en bariz (maddi – açık ve görünür) olduğu alan kadın ve erkeğin islami kurallara göre giyinmemesi – örtünmemesidir. Kadınlar için tesettür (islami giyinme - örtünme), evlenmeleri daimi haram olmayan erkekler yanında ve kamusal alana çıktıklarında 33.Ahzab Suresi 59. ayet gereğince tüm vücudu bürüyen geniş elbise (cilbab,  pardösü vb,) ile 24.Nur Suresi 31.ayet gereğince tüm başı örtüp cilbabın (pardösünün) yakaları üzerine sarkan başörtüsü (hımar) şeklindedir.

Büluğa ermiş Müslüman kızlar ve kadınlar ancak bu şekilde giyinirlerse ayette geçen cinselliklerini koruma emrini yerine getirmiş, aksi halde ayete aykırı davranmış ve büyük bir günah işlemiş olurlar. Bu günahın daimi işlenmesi bir Müslüman kadın için asla düşünülemez.

7.Araf Suresi 26 ve 27. ayetten anlaşılacağı üzere, büluğa ermiş Müslüman erkekler içinde İslami tesettür söz konusu olup, bu tesettürün asgarisi erkekler yanında belden dizkapağına kadar kapalı olmak, evlenmesi daimi haram olmayan kadınların yanında ise abdest uzuvlarından başka tüm vücudun örtülü olmasıdır.

Zina En Büyük Günahlardandır

Cinselliği muhafazanın çiğnendiği en bariz (maddi – açık) ikinci alan ise, aralarında meşru nikah (evlilik) olmayan bir kadın ve erkeğin zina yapması olup, 25.Furkan Suresi 68’den 71’e kadar olan ayetlerde Allah’a şirk koşmak ve haksız yere adam öldürmekle beraber en büyük günahlardan olarak sayılmış olup, tevbe edilip vaz geçilmeden ölünürse ebedi cehennemlik olmaya sebep olacak kadar büyük bir günahtır.

Eğer iki kişinin zina ettiğine 4 adil kişi şahit şahitlik ederse, 24.Nur Suresi 2. ayete göre bu kişilere toplum huzurunda 100 değnek vurularak cezalandırılmaları Yüce Allah’ın emridir. Bu ceza onların günahını silmez, ayrıca tevbe edip bir daha tekrarlamamaları gerekir.

Zinaya Götüren – Yönlendiren (Teşvik Eden)  Şeylerde Zinadan Sayılır

Cinselliği muhafazanın en bariz (maddi – açık) üçüncü alan ise, kendisine evlenmesi ebedi haram olmayan birini cinsel arzuyla öpme, okşama, değme gibi maddi temasları – duyuları ifade eder. Bunun bir alt düzeyi ise, böyle birine cinsel arzuyla bakmayı, konuşmayı, dinlemeyi, koklamayı ifade eder. Nitekim, 24.Nur Suresi 30 ve 31. ayetlerde, erkek ve kadınların eşlerinden başkasına cinsel arzuyla bakmayarak cinselliklerini muhafaza etmeleri (yehfuzu furucehum) emredilmektedir. Cinsel arzuyla bakmak haram olunca, dokunma ve konuşmanın da haram olacağı açık olup, 33.Ahzab Suresi 32 ve 33. ayetlerde cinsel arzuyla konuşma ve dinleme ile kendisine bakılmasını sağlamaya çalışmanın haramlığına işaret edilmiştir.

Cinselliği muhafazanın bariz olmayan (gizli – batın) boyutu ise, düşünce ve hayal kurma gibi duyusal suçları ifade eder. Yani bir kadın ve erkek, cinsel amaçla eşinden başkasına dokunamayacağı, bakamayacağı, konuşamayacağı, dinleyemeyeceği, koklayamayacağı gibi; eşinden başkasını cinsel arzuyla düşünemez ve hayalleyemez.

6.Enam Suresi 151 ve 7.Araf Suresi 33. ayetlerde fuhşun (cinsel suçların) zahirinden (maddi ve açık olanlarından) ve batınından (gizli ve kapalı olanlarından) kaçınılması emredilmiş olup, düşünme ve hayalleme fuhşun (cinsel suç – günah) batini (gizli ve kapalı) olanlar kapsamına girer.

Yüce Allah 2.Bakara Suresi 284. ayette, içimizde (duygu ve düşüncelerimizde) olanları açıklasak ta açıklamasak ta bildiğini ve bunlardan dolayı bizi hesaba çekeceğini bildirerek duygu ve düşüncelerimize sahip çıkmamız gerektiği konusunda bizleri uyarmaktadır. Burada şu noktaya da değinmek gerekir.

Medya Cinsel Suçlara Teşvikte Şeytanın En Önemli Aracıdır

Günümüzde cinsellik alanında Allah’ın hudutlarını çiğneyen yazılı ve resimli roman, dergi ve gazete gibi yayınlarla; sesli ve görüntülü radyo, televizyon ve internet yayınları bu bağlamda ciddiyetle üzerinde durulmayı gerektirmektedir. Bakma, duyma, düşünme ve hayallemenin her boyutunu en uç sınırlara kadar içeren bu yayınlar, 17.İsra Suresi 32. ayette geçen zinaya yaklaşmayın ayeti kapsamında değerlendirildiğinde, zinaya yaklaşmayın emrine muhalefet eden açık haramlar olduğu net olarak ortaya çıkar.

Bunların 7.Araf Suresi 27. ayette anlatılan, şeytanın insanları cinsel yönden günaha sürüklemek amaçlı kullandığı çok tehlikeli cinsel tuzaklarını içerdikleri açıktır. Bu nedenle, cinsellik alanında Allah’ın hududlarını çiğneyen tüm medya vasıtalarından, zaruret halinde, kendine hakim olarak ve zaruret kadar yararlanılabileceği unutulmamalıdır. Yani tüm medya vasıtaları aslen helal iken, cinsel suçlara vesile olduğu durumlarda haram olurlar.

Zinaya Götüren (Yönlendiren – Teşvik Eden) Her Şeyden Mutlaka Sakınılmalıdır

Buraya kadar açıkladıklarımızın hepsi cinselliğin korunmaması anlamına gelip, çeşitli derecelerde suç ve günahlardır. Tabii ki, en büyük suç ve günahlardan olan ve zina olarak nitelenen cinsel birleşmenin günahı ile, daha alt düzeyde suçlar olan dokunma ve hayallemenin günahlarının derecesi aynı değildir. Lakin, günahı daha azda olsa bunlarda suç ve günah olduğu gibi, aynı zamanda bu küçük günahlardan sakınılmadığı takdirde, büyüklerine doğru kayma söz konusu olacaktır.

Nitekim 17.İsra Suresi 32. ayette, çok çirkin bir iş (fuhuş) ve kötü bir yol olan zinaya yaklaşılmaması (ve la tegrabuz zina) emredilmektedir. Burada zina yapmayın değil, zinaya yaklaşmayın deniliyor. Çünkü düşünme ve hayalleme bakmaya ve konuşmaya, bakma ve konuşma dokunmaya, dokunma ise zinaya yöneltecek ve itecektir.

Bir misalle durumu anlatacak olursak. Bir ekin tarlasının sınırları vardır. Çoban hayvanlarını bu sınırlara yaklaştırmazsa, hayvanlar ekin tarlasına asla zarar veremez. Çoban sınırdaki otlara tamah ederek hayvanları sınırda otlatırsa, hayvanların ekin tarlasına girip zarar vermesi, en azından başını uzatıp sınıra yakın olan ekinleri koparıp yemesi söz konusu olacaktır.

Cinsel Suçlar (Günahlar) Konusunda Kişi Gücünün Yettiği Her Şeyden Sorumludur

Tabi ki cinsel arzunun ne zaman oluşacağı kişisel iradeyi aşan bir durum olduğundan, kişilerin eşlerinden başkalarına zaruri olmadıkça bakmamaları, özellikle göz teması kurmamaları; bakmak ve göz teması kurmak zaruri olursa, kendilerine hakim olarak bakmaları ve zaruret miktarını aşmamaları gerekmektedir.

53.Necm Suresi 32. ayette, gerçek mü’minlerin büyük günahlar ile kaçınılması mümkün olmayan cinsel günahlardan (el fevahişe illa lemem) kaçındıkları ifade edilmektedir. 2.Bakara Suresi 286. ayette geçen, hiç kimseye gücünün üstünde bir sorumluluk yüklenmeyeceği kaidesi gereğince, kişinin iradesi dışında farkına varmadan bir anda gerçekleşen dokunma, bakma, hayalleme gibi durumlardan, farkına vardığı anda hemen vazgeçerse, bunlardan dolayı sorumlu olmaz. Farkına vardığı halde eğer dokunma, bakma, düşünme ve hayallemeyi devam ettiriyorsa, bu durumda cinselliğini muhafaza etmemiş olup, suç ve günah işlemiştir.

Özetle, düşünme ve hayalleme dahil küçükte olsa cinsel suçlar hem bizatihi günah olmaları, hem de daha büyük cinsel suçlara yol açmaları nedeniyle kesinlikle uzak durulması gereken suçlar olup, çeşitli derecelerde cinselliklerin muhafaza edilmemesi anlamına gelir.

Namaz Her Türlü Cinsel Suçtan (Günahtan) Alıkoymalıdır

29.Ankebut Suresi 45. ayette Yüce Allah namazın mü’minleri münker (kötü, çirkin, haram olan şeylerden) ve fuhuştan (her türlü cinsel suç, günah) alıkoyacağı bildirilmiştir. Namaz daimi namaz kılan bir mü’min eğer yukarıda açıkladığımız zahir ve batın (açık ve gizli) tüm boyutlarıyla fuhuştan uzak duramıyorsa, namazında sorun olduğu anlamına gelir. Bu sorun, bu sürenin 34 ayetinde belirtilen namazlarını koruyanlardan – muhafaza edenlerden olmadıkları ve bu nedenle 22. ayette belirtilen gerçek manada namaz kılanlardan (musallin) olmadıkları anlamına gelir.

 

Mearic Suresi 30. Ayetin Meali- Ancak ve sadece meşru nikahla sahip oldukları (ev ma meleket eymanuhum) eşlerine karşı cinsellik gösterirler (illa ala ezvacihim). Bu cinsellik onların helal ve meşru hakkı olup, bundan dolayı asla eleştirilemezler (fe innehum ğayru melumin).

Karı Koca Arasında Cinsellik Suç Değil Görevdir

Cinselliğin muhafaza edilmeyeceği tek kişi, kadın yada erkeğin, islami kurallar çerçevesinde helal ve meşru şekilde sahip - evli olduğu eşidir. Kişi cinselliğini, hayallemeden başlayıp maddi cinsel ilişki olan cimaya  kadar varan düzeylerde sadece meşru şekilde nikahlandığı (ma meleket eymanuhum) eşine (evzacihim) karşı gösterebilir. Bu onun hem meşru hakkı ve hatta görevi, kulluğun – ibadetin bir boyutudur.

Yüce Allah 30.Rum Suresi 21. ayette, cinselliğin Allah’ın rahmeti ve ayetlerinden olduğunu, 7.Araf Suresi 189. ayette cinselliğin eşlerin birbirleriyle sükun bulmalarına ve çocuğa vesile olduğunu, 2.Bakara Suresi 187. ayette ise, eşlerin birbirleri için, haram cinsellik arayışlarından koruyucu elbise oldukları belirtilmektedir. Ayete göre eşler birbirlerini cinsel yönden tatmin ederek, cinsel haramlara bulaşmaktan muhafaza eden bir elbise görevi ifa ederler.

Kur’ana göre, kişinin eşine karşı her türlü cinsellik durumu, bir suç ve günah, çirkin bir durum (fuhuş), kötü bir yol olması bir yana; eleştirilebilecek bir durum bile değildir. Değil eleştirilmek, insanlığın ve kulluğun – ibadetin vaz geçilmez bir boyutu, insanlığın devamı için en güzel yoldur.

Kişinin eşiyle her türlü cinsel münasebetini çirkin görmek asla islami değildir. Kur’anda ve gerçek sünnette eşler arasındaki her türlü cinsellik değil çirkin görülmek, güzel görülmüş ve övülmüştür. Haram cinsellikler ne kadar çirkin ve kötü ise, helal cinsellikler de o kadar güzel ve hoş görülmüştür.

Evlenmek fıtri bir farz olup, buna rağmen kişi evlenmezse açıkça günah işlediğini söyleyemeyiz. Lakin evlenen bir kadın yada erkek, eşine karşı cinselliğini mutlaka göstermekle sorumlu, elinden geldiği halde göstermiyorsa suçlu ve günahkardır. Çünkü evliliğin hikmetlerini ve yukarıda açıkladığımız ayetleri ihlal ediyor, eşini cinsel ihtiyaçlarından mahrum ettiği gibi cinsel haramlara bulaşmasına sebep oluyor demektir.

Bu nedenle eşler cinsel yönden birbirlerini ihmal etmemeli, birbirlerini sükunete erdirecek ve haram cinsel arayışlardan muhafaza edecek seviyede bir cinsellik yaşama konusunda bir ibadet bilinciyle azami gayreti göstermelidirler.

Karı Koca Arasındaki Cinsellikle İlgili Sınırlar

Eşlerin birbirlerine karşı cinsellikle ilgili sınırlamalar, oruçlu ve hacta olmaları ve kadının hayızlı olması durumlarıyla sınırlıdır. 2.Bakara Suresi 187 ile 197. ayetlerden anlaşıldığı üzere, oruçlu ve hacta iken, hayalleme, cinsel arzuyla bakma ve dokunma dahil her türlü cinsellik (rafese) haramdır. 2.Bakara Suresi 222 ve 223. ayetlerden anlaşıldığı üzere, kadının büyük abdest uzvundan yaklaşmak ve kadın hayızlı iken, sadece cima şeklinde cinsellik haram olup, hayızlı haldeki eşine dokunma, hayalleme ve diğerleri helaldir. Karı koca arasında,  cinsellikle ilgili başka hiç bir sınır yoktur. Burada açıklanan oruç, hac, hayız ve büyük abdest uzvundan yaklaşmama ile ilgili sınırlara riayet etmek kaydıyla, eşlerin her ikisinin de arzuladıkları her şekilde cinsellik yaşamaları meşrudur.

Cariyelerle Cinsellik Meselesi

Ayetteki sağ ellerinin malik oldukları ifadesi (ma meleket eymanukum), genelde cariyeler olarak anlaşılmış, kişinin eşinden başka sahip olduğu istediği kadar cariyesi (kadın kölesi) ile her türlü cinselliğin helal olduğu şeklinde yorumlanmıştır.

Oysa, bir Müslüman erkeğin aynı anda en fazla 4 meşru eşe sahip olabileceği 4.Nisa Suresi 3. ayette net olarak ifade edilmiştir. Bu eşlerin Müslüman yada ehli kitaptan iffetli kadınlar olabileceği ise, 5.Maide Suresi 5. ayette ifade edilmiştir. Bir Müslüman erkek, eğer cariyesi Müslüman yada ehli kitaptan ve iffetli ise,  4 eşi geçmeyecek şekilde, cariyesinin de rızası varsa, nikahı açıkça ilan etmek suretiyle kendine nikahlayabilir. Ehli kitap olmayan müşrik cariyelerle sahibinin nikahsız cinselliği haram olduğu gibi, evlenmek suretiyle cinselliği de haramdır. Kanaatimce 24.Nur Suresi 32 ve 33. ayetler, kişinin cariyesi ile değil nikahsız cinsellik yaşamasını, cariyesinin rızası yoksa nikah kıymasını bile yasaklamaktadır.

4.Nisa Suresi  24 ve 25. ayette anlaşıldığına göre, kendi cariyesi ile nikah kıyarken, hür kadınlara vermesi gereken mehri vermesi gerekmemekte ise de; başka birinin cariyesini sahibinin izni ile nikahlarsa, o cariyeye mehir vermesi gerekir.

Müslüman bir erkeğin aynı anda 4 hür kadın eşe sahip olduğu gibi, sayısız cariyesi ile de cinsellik yaşayabileceği; Kur’andaki ilgili ayetlerin o günkü arap gelenekleriyle yanlış yorumlanmasından kaynaklanan çok yanlış bir uygulamadır.

Yine muta denen, bir erkeğin bir kadınla belli bir bedel karşılığında belli bir süreye kadar evlenmesi meşru olmadığı gibi, toplumdan gizli olarak kıyılan nikahla yapılan evliliklerde geçersizdir. Evliliğin Kur’anda belirtilen hikmetlerine aykırı olarak, sadece cinsel arzusunu tatmin amaçlı ve adeta gizli dost (metres) tutma amaçlı olarak yapılan bu uygulamalar, 4.Nisa Suresi 25 ile 5.Maide Suresi 5. ayetlerde açıkça yasaklanmıştır.

Mearic Suresi 31. Ayetin Meali “Kim ki meşru eşinden başkasına karşı cinsellik ararsa (femenibtiğa verae zelike), işte onlar cinsellik konusunda meşru sınırları aşanlardır (fe ulaike humul adune).”

Yukarıda açıkladığımız hususlar çerçevesinde meşru eşiyle her türlü cinsellik ne kadar meşru ise, bu sınırların aşılması da o kadar gayri meşrudur. Bu durum hem kadın, hem de erkek için geçerli olup, cinsel haramlar her iki cins için eşit derecede geçerlidir.

Günümüzde kadınların namuslu olması, kızların bekaretini koruması gerektiği konusundaki geleneksel hassasiyetin, erkekler içinde aynı derece de gözetilmesi gerekir. Namus ve iffet sadece kadınlardan değil, erkeklerden de beklenilen erdemlerdir. Kur’andaki konuyla ilgili tüm ayetler bir yana, sadece 24.Nur Suresi 2 ve 3. ayetleri okumak bile yeterlidir bu konuyu anlamak için.

Namuslu – İffetli Olmak Allah’a Karşı En Önemli İbadetlerimizdendir

Namus ve iffet, sadece eşi için değil, asıl ve öncelikle Allah için korunur. 4.Nisa Suresi 34. ayette, gerçek mü’minlerin ğayb olan Allah ve ahiret için, Allah’ın cinsellikle ilgili sınırlarını koruyacakları (muhafaza edecekleri) bildirilmektedir. Bu nedenle, tesettürsüzlük, zina, bakma, hayalleme ve başka şekillerde eşine ihanet eden kadın yada erkek, aslında Allah’a ihanet etmekte; üstelik bu ihaneti kendisini her daim gören ve her türlü duygu ve düşüncesinden her an haberdar olan Allah’ın huzurunda gerçekleştirmektedir.

Bu nedenle gerçek bir mü’min kadın yada erkek cinselliğini, sadece insanların gördüğü yerlerde ve şeylerde değil, görmediği yerlerde ve şeylerde (düşünce ve duygularında dahi) her daim korumaya azami gayret etmelidir. Cinsellik konusundaki açıkladığımız sınırları pervasızca çiğneyenlerin, 25.Furkan Suresi 42 ve 43 ile 45.Casiye Suresi 23 ve 24. ayetlerde söz konusu edilen, hevasını (haram arzularını) ilah – tanrı edinenler durumuna düşmeleri söz konusu olacaktır kaçınılmaz olarak.

Haksöz-Haber

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi