Amasya İHH Doğu Türkistanlı kadınlar için sesini yükseltti

​​​​​​​Amasya Genç İHH Hanım Komisyonu üyeleri tarafından "8 Mart Dünya Kadınlar Günü"nde Çin'in Doğu Türkistan'daki kadınlara yönelik uyguladıkları zulümleri tüm dünyaya duyurmak için basın açıklaması gerçekleştirildi.

Yavuz Selim Meydanı'nda toplanan grup, "Müslüman uyuma Türkistan'a sahip çık" ve "Türkistanlı müminler yalnız değildir" şeklinde slogan atıp Doğu Türkistanlı Müslümanlar için dua etti.

Zalim Çin Yönetiminin Doğu Türkistan bölgesinde illegal yollarla kurulan toplama kamplarında kadınlığı, anneliğiveenbaştainsanlığıgaspedenbuişgalinin kınandığı belirtilen basın açıklaması Amasya Genç İhh Hanım Komisyonu Başkanı Alanur Kazancı tarafından okundu. Ardından Amasya Genç İHH Başkanı Oğuzhan Cömert tarafından başta Doğu Türkistan olmak üzere dünyadaki tüm mazlumların kurtuluşu için yaptığı dua ile basın açıklaması sona erdi.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

DOĞU TÜRKİSTANLI KADINLARA SES VERİN!

Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve bizler bugün burada dünyadaki tüm kadınların eşit, hür ve insani yaşam koşullarına ulaşabilmeleri için toplanmış bulunuyoruz. Doğu – Batı fark etmeksizin her kadının öncelikle yaşama, giyinme, yeme-içme, inanç ve ibadetlerini özgürce ifa etmesi gayesiyle birleşiyoruz. Kadınlarımızın ötekileştirilmemesi, zulüm görmemesi ve baskın ideolojilerin galip geldiği coğrafyalarda sesini duyuramamasından dolayı tüm kısık seslerin nidası olmak adına farklı meydanlardan farklı megafonlardan aynı cümleleri zulme karşı kaldırıyoruz!

Ele geçirilen Doğu Türkistan bölgesinde illegal yollarla kurulan toplama kamplarında kadınlığı, anneliği ve en başta insanlığı gasp eden bu işgali kınıyoruz. 8 Mart gününün anlam ve önemine binaen amacımız; Doğu Türkistan başta olmak üzere yaşayan her kadının onuruyla, inancıyla ve öz benliğiyle hayatına devam edebilmesi. Rızasız ve anlaşmasız yapılan erdem dışı muamelelerin son bulması. Çalınan, elkonulan, yok sayılan hakların iadesi. Muhacirliğin ve göçün sürüklediği göçebe hayatın, dehşet verici ölümlerin açlık ve sefaletin bitmesidir.

Günümüzde Doğu Türkistan’da olduğu gibi kadınlar savaşların en çok kaybeden cephesi olmuştur. Suriye, Yemen, Libya, Filistin ve Mısır’da çatışma ortasında kalan kadınların uluslar arası sözleşmelerdeki haklarını en güçlü puntolarla yazıp altını çizerek ihlal edildiğine dikkat çekmek ve bu ihlallerin son bulması için kanunların icra edilmesi gerekliliğini ortaya koymak üzere harekete geçildi.

Bu hareket Doğu Türkistanlı kadınların Çin’in işgal süreciyle birlikte gelen sistematik ihlallerinin korkunç bir seviyeye ulaştığını dünyaya duyurmak, atılamayan çığlıklar adına başlatılmıştır. Başlarda Çin Komünist Partisi yönetiminin tamamen kapalı tutup saklamaya çalıştığı bu ihlaller kamp şahitlerinin ve gerçekliği ispatlanan raporların, işkencenin ve sistematik soykırımın boyutlarını dünyanın gözü önüne sermiştir. Sadece kadınlara yönelik ihlaller, tüm insanlık vicdanını isyan ettiren korkunç suçlardır.

Kamplarda uygulanan zorbalıklar:

1- Haksız ve keyfi tutuklama, hapsedilme,

2- İşkence ve toplu tecavüz,

3- Zorunlu kürtaj ve kısırlaştırma uygulaması,

4- Asimilasyon, özbenlik kaybettirme provakasyonları,

5- Dini anlam ifade eden isimlerin değiştirilmesi,

6- Aile Olmak Projesi adı altında ev içine Çinli erkeği zorla kabul ettirme, evlendirme,

7- Zorla Çin’in uzak bölgelerine taşınarak, buralarda zorunlu çalıştırma,

8- Aile parçalanması ve çocukların annelerden alınması,

9- Kılık kıyafet ve etnik, kültürel ve inanca dair pratiklerin tamamen yasaklanması,

10- Ömür boyu çalışmaya mahkûm edilecek şekilde, sistematik para cezaları.

Sadece Doğu Türkistan Hoten bölgesindeki 15.000 kadının tutulduğu bir kamp olması çok sayıda kadının sesi olmamız gerektiği gerçeğini birkez daha gözönümüze sermektedir.

Çin’in Doğu Türkistanlılara etnik ve dini gerekçelerle yapmış olduğu bu sistematik ihlaller, uluslar arası hukuka göre soykırım ve insanlığa karşı suçlar kategorisinde olan suçlardır. Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesidir ve Birleşmiş Milletler bünyesindeki çok sayıda insan hakları sözleşmesine taraftır. BM ve BM üyesi tüm devletler Çin’in yapmış olduğu bu suçları durdurmakla sorumludur.

Biz buradan Dünyanın Tüm Kadınlarına Sesleniyoruz;

Dini, inancı, uyruğu ne olursa olsun dünyanın tüm kadınlarını Doğu Türkistanlı kadınlarla dayanışmaya davet ediyoruz. Bizim hakkımız sizin de hak alanınızdır. İhmal etmelerine izin vermeyin. Lütfen bize ses verin.

Uluslar arası Topluluğa Sesleniyoruz;

Çin’in işlediği bu soykırım suçu ve insanlık suçlarından dolayı yargılama başlatın. Çinli yetkililerin ve sorumluluğu olanların yargılanmasını ve cezalandırılmasını sağlayın.

İslam Alemine Sesleniyoruz;

Müslüman Uygur kadınlarına yapılan bu korkunç vahşi zulmü durdurun, bu acı ve utancı taşımayın. İslamiyet zulme boyun eğmez mazlumun yanındadır. En kutsal olan can ve namustur. Tüm İslam ülkeleri gereğini yapmalı ve ayrıca Doğu Türkistanlı kadınların bedenine basarak üretimini sürdüren Çinle olan ekonomik ilişkisine son vermelidir.

Son olarak

Tüm Dünya Liderlerine Sesleniyoruz;

Çin’in, Doğu Türkistanlılara yapmış olduğu bu zulmü durdurmak için hala hiçbir şey yapmayacakmısınız? Çin’e yaptırımlar uygulayın. Zira Birleşmiş Milletler Sözleşmesi bu suçları işleyenlere yaptırım uygulanmasını emreder.

Hakkı, hürriyeti, onuru insanca yaşamayı koruyun ve tüm dünyaya iade edin.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Özgür-Der Gazze’de sıcak yemek ve temiz su dağıtımı gerçekleştirdi
Muşlu Müslümanlardan Gazze'ye destek eylemi
Aziz Mahmûd Hüdayi Vakfı Gazze’ye yardımlarını sürdürüyor
15 Temmuz Şehitler Köprüsüne Filistin bayrağı asıldı
Özgür-Der Gazze’de temiz su dağıtımını sürdürüyor