ALYA
30.04.2011
Bugün son gece Alya.
Maviye hicret ediyorum.
Hani elimden tutsan da maviyle boyasak karakolları.
Ve kilitleri maviyle açsak, salıversek tutsak cennet yapraklarını.
Hani elimden tutsan da mavinin ezgisini fısıldasak paslı gri mikrofonlara
Ve duyursak özgürlüğün avazını kulaklarına dünyanın.
Hani elimden tutsan da kangren bir zulmün acısını kessek.
Sonra cudiye gömüp de acıyı maviyle örtsek...
Fakat ölümün gözü kırptı hayallerimizi Alya.
Yetim bir sevdayı bohçama koydu da bir hicretin avlusuna bıraktı.
Sen maviye açtın gözünü,
Ben ise grinin tonunda izliyorum yüzünü.
Sen nisan yağmuruyla akıyorsun ayetlere
Ben ise hâlâ kuyusundayım yusufumun.
Gride hükümdar olmak değil; niyetim maviyi bulmak.
Çünkü mavi özgürlüktür Alya.
Özgürlük Allah'a kul olmaktır derdin ya;
İşte güneşin mavileyin doğacağı yere gidiyorum.
Belki dönemeyeceğim belki de gri moloz yığınında kaybolacak mezarın.
Fakat iliklerinden cerahat akan bu teneşire gelesiler
Bir çocuğun sapanından fırlayan maviyle boyanacaklar.
Mavi, kirli paranın obezitesi olmuş vahşi dişli canavarların onmaz zehridir.
Mavi, bir şehrin en meşhur mescidinde huşunun eylemsel halidir.
Mavi antik bir hayatın ontik bir ispatıdır.
Mavi Selman'a aş veren Ebu'd Derâ'dır.
Mavi, Ammar'a sır olan Huzeyfe’dir.
Mavi, Mus'ab'a ev olan Eyyub'dur.
Mavi sensin Alya mavi biziz.
***
Ve bugün son gece Alya.
Biliyorum, yıldızlara asılı binlerce çocukla bakıyorsun bana.
Sırtım gökyüzüne bakıyor dağlanarak.
Yanağımda ise toprağının izi var.
Kulaklarımda annenin yası.
Yürüyorum seke seke sınırına Halep’in.
Adımlarımda vuslatının sesi,
Avucum ise umutlarımın kâsesi.
Maviye çalan bir şarapnel parçasının ihanetidir bu Alya!
Vurur en narin bakışlarına göğsümün.
Vurur da sızım sızım bir özlem fışkırır kemiklerimden.
Ah Alya ah!
Gönlüm, dört mevsime inat zemheri bir kış.
Fecrin şahitliği ısıtır yüreğimi.
Sıra gelen bir vicdan zincirinin neresindedir kopukluk?
Neden görmezler bizi Alya?
Neden duymazlar bizi?
Bak! İşte ordasın, G3 kovanlarının arasında.
Göğsün İnşirah özlemine kavuşmuş.
Maviyle parlıyor gri libasın.
Ben ise burdayım,
Bir yağız teyyarenin gölgesinde.
Çıplak bir alfabenin bütün harfleriyle bağırıyorum.
Ama duymuyorlar Alya,
Bütün pamukları tıkamışlar kulağına dünyanın.
Ve bugün son gecem Alya.
Maviye maviye maviye iz bırakıyor adımlarım.
Çünkü griden korkuyorum.
Gri buldozerler, gri silahlar, gri variller, gri ölüm..
Ve grinin tarafındadır en büyük zulüm.
Maviye yürüyorum Alya.
Çünkü gökyüzüne vuramazlar kelepçeyi.
Sığdıramazlar esaretin kafesine onu.
Ve ben Alya, kafesten çıkmak istiyorum.
Uçmak istiyorum maviye...
------
AHMET LAÇİN / HAKSÖZ-HABER