Almanya'da geçtiğimiz günlerde mültecilere yönelik iki saldırı, ülkedeki ırkçı gruplarla ilgili tartışmayı gündemin baş sırasına yerleştirdi.
Söz konusu saldırılardan ilkinde, Saksonya eyaletindeki Chemnitz kasabasına mültecileri getiren bir otobüsün önü, ırkçı gruplar tarafından kesildi.
“Defolun” ve “Biz halkız” sloganlarını atan 100 kişilik grup otobüsün gitmesine izin vermeyince olay yerine polis çağrıldı.
Polis, Saldırganları Değil, Mültecileri Suçladı!
Ancak polislerin otobüste bekleyen çocuk ve kadınları zorla, sürükleyerek otobüsten indirdiğini gösteren görüntüler kamuoyunda tepkilere neden oldu.
Hemen ardından açıklama yapan Chemnitz kasabasının emniyet müdürü Uwe Reissman, polisin ölçülü davrandığını iddia ederek, asıl mültecilerin provokasyona neden olduğunu öne sürerek, bu nedenle haklarında soruşturma başlatılacağını söyledi.
Bu açıklamaya tepkiler dinmemişken, yine Saksonya'da bulunan Bautzen'da mülteci barınağına çevrilmesi planlanan eski bir otel ateşe verildi!
Mülteciler İçin Hazırlanan Bina Yanarken “Utanç Verici” Sevinç Gösterileri!
Bina yanarken 25-30 kişilik bir grubun alkışlayıp sevinç gösterisinde bulunması, bazılarının yangını söndürmeye çalışan itfaiye çalışanlarını engellemeye çalışması, olayı Almanya gündeminin başına taşıdı.
Polis binanın kundaklandığını tahmin ediyor.
Hükûmet sözcüsü Steffen Seibert, Saksonya'da olup bitenleri “Çok utanç verici.” diye tanımladı.
Saksonya eyaleti Başbakanı Stanislaw Tillich ise savunmaya geçerek, “Demokrasiyi sâdece siyasetçiler ve polis değil, toplum da savunmalı, vatandaş desteği şart.” dedi.
Clausnitz'deki mülteci barınağının “sağcı” popülist Almanya için Alternatif Partisi'ne (Afd) üye olan yöneticisi görevden alındı.
Saldırılara Pegida Desteği!
Bu saldırılara İslâm düşmanı PEGIDA'nın önde gelen isimlerinden Tatjana Festerling'den de destek geldi.
Festerling, Dresden'de 2 binden fazla göstericinin alkışları eşliğinde Clausnitz'deki saldırıyı övdü ve “Bu, vatandaşların cesaretidir.” dedi.
“Mültecilere Yönelik Saldırılar Beş Kat Arttı”
Federal İstatistik Dairesi'nin verilerine bakılacak olunursa ırkçı saldırılar yeni değil ama Almanya'da özellikle 2015 yılında mülteci yurtlarına yönelik saldırılar bir önceki yıla oranla beş kat artarak 1005'e ulaştı.
Saldırıların büyük bölümü Almanya'nın doğu eyaletlerinde düzenleniyor.
Saksonya da bunlar arasında.
Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir'e göre Saksonya Eyalet Hükûmeti olup bitenlerde sorumluluk taşıyor.
Medyada da bu tür yorumlar yapılıyor.
Örneğin Hessiche Niedersächsische Allgemeine, Saksonya Başbakanı Stanislaw Tillich'in “aşırı sağ”a çok uzun süredir göz yumduğu yorumunu yaptı ve “Tillich, PEDIDA'ya destek verenlerin tezlerini sert biçimde eleştirmek yerine onların orta sağa kaymasını bekledi, agresif atmosferi tehlikesizmiş gibi gösterdi.” dedi.
Der Spiegel'den Irkçılara: Hayır, Siz Halk Değilsiniz
Der Spiegel dergisi de konuyla ilgili yorumunda ırkçı gruplara seslendi ve “Hayır, siz halk değilsiniz” başlığını attı.
Dergi, “Köyünüzün adını lekelediniz. Savunduğunuzu iddia ettiğiniz memleketinize zarar verdiniz. Siz Almanya değilsiniz, Saksonya ya da Clausnitz de değilsiniz. Siz sâdece zayıfların üzerine gittiğinde kendisini güçlü hisseden korkaklarsınız.” görüşüne yer verdi.
Reutlinger General-Anzeiger gazetesi ise 1990'lı yıllarda Türkiyelilerin de hayatını kaybettiği ırkçı saldırıları hatırlattı.
“Irkçılarla Hükûmetler ve Güvenlik Organları Arasındaki İlişki Araştırılmalı”
Berliner Zeitung‚ “Mültecilere yönelik saldırılar sadece Saksonya'nın sorunu değil.” görüşünü savundu ve “Aşırı sağcı hareketler ile eyalet hükûmetleri ve güvenlik organları arasındaki ilişkiyi araştırmanın tam zamanı.” dedi.
“Aşırı Sağ, Almanya’nın Sorunu”
Sol Parti Berlin Eyalet milletvekili Hakan Taş'a göre ise sorun sâdece Saksonya eyaletinin sorunu değil.
Taş “Sâdece Saksonya'da değil, Almanya genelinde son dönemlerde aşırı sağcı ve mültecileri hedef alan saldırılar düzenleniyor. Saksonya'da bu daha fazla, daha açık ve daha net. Oysa yabancı düşmanlığı, aşırı sağ, Almanya'nın sorunu.” dedi.
Irkçı grupların geri adım atmadığı da hesaba katıldığında tartışmalar, Almanya gündeminden bir süre daha düşmeyecek gibi görünüyor.
BBC Türkçe