Almanya’da “28 Şubat ve Zulme Karşı Tavrımız” Semineri

Fahrettin Sönmez, Almanya İrşad Kitabevi'nde “Zulüm ve Dayatmalara Karşı Tavrımız Nasıl Olmalı” başlıklı bir seminer verdi.

Hasan Korkmaz / Haksöz-Haber

İrşad Kitabevi / Dar'ul Erkam'da “Zulüm ve Dayatmalara Karşı Tavrımız Nasıl Olmalı” başlıklı seminer 28 Şubat postmodern darbesi ile birlikte değerlendirildi.

Program Şura Suresinin 39-42. ayetlerinin ve mealinin okunmasıyla başladı. Daha sonra programı idare eden Murat Kurt; zulme karşı koymanın ertelenmeyeceğini, zulmün karşı konulmadığı zaman herkesi sarmalına alacağını, Şubat ayının şehidlik ve şahidlik bağlamında müslüman dünyaya bakıldığında ciddi kalıntıları ve tahribatının olduğu, zulme karşı koymanın ibâdî bir sorumluluk bilinci olduğunu zikrettiği giriş konuşmasının ardından asıl konuşmayı yapmak üzere sözü Fahreddin Sönmez'e bıraktı.

Fahrettin Sönmez dinleyicileri selamlayarak başladığı konuşmasında genel hatlarıyla şu değinilerde bulundu:

“Gündemi takip ve gereğince tavır takınma sorumluluğumuz vardır. Bu ertelenemez ve ibâdî bir sorumluluktur. Hz. Peygamber’in hayatına da baktığımızda bunun bariz, açık örneklerini görmekteyiz. Ayrıca Rum Suresinde anlatılan kitâbî bir toplulukla putperest bir topluluk arasında yapılan savaşa atfen müslümanlar; ehl-i kitâb olan Rum toplumunun taraftarı olmuşlardır. Bu da gösteriyor ki Peygamber ve arkadaşları yakın ve uzak çevreyle ilgilenmişlerdir. Bunun gibi olayları sonuç odaklı olarak düşünmemek gerekir. 

Aslolan yerimizin neresi olduğu, kimlerle beraber olduğumuzdur. Bizim görevimiz çalışmak, gayret etmektir. 

Bugünlerde yıldönümü münasebetiyle gündemimizde olan 28 Şubat 1997 darbesi de Türkiye halkının üzerinden silindir gibi geçen bir olaydı. Müslümanlara yeryüzü adeta dar edilmişti bu süreçte. Erbakan hükümetinin düşürülmesi, Sincan’da tankların yürütülmesi, Susurluk hadisesi, Batı Çalışma Grubu ve istihbarat çalışmaları ve oluşturulan çeşitli entrikalarla müslümanlar üzerine devasa bir enkaz yıkıldı. 

Müslümanlar az-çok  demeden muhalif bir duruş sergilediler. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde muhalif ve muvahhid söylem ve duruşu harekete geçirmeye çalıştılar. Islah çabası elbette uzun soluklu bir çabaydı. Bugünden yarına hemen sonuç alınmayabilirdi. Ama ıslah çabası geleceği inşa etmek için şimdiyi, içinde yaşanılan ânı değerlendirmeliydi. Ve öyle de yapıldı. 

En'am 108'de karşımızdakilerin inançlarına ve ilahlarına sövmememiz gerekli olduğu önerilmekte, emredilmektedir. Bizim de inançlarımızı ve ideallerimizi anlatırken, tebliğ ederken Nahl Suresi 125 ve 126. ayetler çerçevesinde; hikmetle, güzel kıssalarla, dengeli bir yaklaşım, mantıklı bir tepki, masumu ve zalimi birbirinden ayırarak  çalışmalar yapmalıyız.

Batı’nın, zorbaların, emperyalistlerin kuşatmalarına karşılık bireysel çalışmalardan daha toplumsal muhalefet bilinciyle hareket etmeliyiz. Burada elbette toptancı yaklaşımlardan da uzak durmaya gayret etmeliyiz. Müslüman dünyanın dışında da makul kimselerin, olumlu kanaat ve düşüncelerin olabileceğini hatırımızdan çıkarmamalıyız. Sürekli şikayet eden değil, üreten zihin ve kurumlar olmalı ve oluşturmalıyız.”

Fahrettin Sönmez konuşmasını; Araf Suresi 163-64-65.ayetlere atıfta bulunarak; Rabbimize karşı görevimizi yerine getirdik anlamında bir mazeretimizin olması için sonucuna bakmaksızın çalışmalarımızı, gayretlerimizi aralıksız sürdürmemiz gerekli olduğunu hatırlatarak bitirdi.

Ardından Murat Kurt konuşmanın kısa bir özetini yaptı. Dinleyicilerin katkısıyla program sona erdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi