Türkiye ile Almanya arasında insan hakları ihlalleri ve gazeteci ve aktivistlerin tutuklanması tartışması büyürken, gerilimi tırmandırmaya yönelik yeni bir karar geldi ve daha önce tutuksuz yargılanmak üzere bırakılan 4 kişi hakkında da yakalama kararı çıkarıldı.
Büyükada’da darbe toplantısı yaptıkları şeklindeki komik bir iddiayla gözaltına alınıp 12 gün sonra 6’sı tutuklanıp, 4’ü serbest bırakılan insan hakları aktivistlerinden serbest kalanlar için de yakalama kararı çıkarıldı!
5 Temmuz’da İstanbul Büyükada’da gözaltına alınan ve 12 gün sonra ifadeleri alınan 10 insan hakları aktivistinden 2’si yabancı uyruklu 6’sı tutuklanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı serbest bırakılan şüpheliler Nalan Erkem, Şeyhmus Özbekli, Nejat Taştan, İlknur Üstün hakkında da yakalama kararı verdi.
Bu kararın alınmasında ne tür hukuki kriterlerin belirleyici olduğu sorusunu sormanın yaşadığımız gelişmeler ışığında pek bir anlam ifade etmediğini görmek lazım. Üstelik de dün yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’ya hitaben “kendisine çeki düzen vermesi lazım” tavsiyesi ortadayken, bu çaba daha da lüzumsuz kaçacaktır.
Yine tam bu bağlamda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun önceki gün Kıbrıs’ta Boğaz Şehitliğini ziyareti esnasında Alman mevkidaşı Sigmar Gabriel'e hitaben yaptığı konuşmada sarfettiği şu sözleri hatırlamakta yarar var: “Tarih boyunca tüm kurulan Türk devletlerinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin hiçbir tehdit ve şantaj karşısında boyun eğmediğini en iyi Almanya bilir, Berlin bilir…”
Eğer Alman Bakan bu müthiş tarih dersinden gereken dersi alamadıysa, artık İstanbul Başsavcılığının son yakalama kararından mutlaka bir şeyler öğrenmiştir!