Alluş: Astana’da Sonuç Çıkmazsa Zafere Kadar Direnmeye Devam Edeceğiz!

Astana’da yapılacak görüşmelerde muhalifleri temsil edecek heyetin başkanı Muhammed Alluş, görüşmelere Suriye’deki ateşkesi sağlamlaştırmak için katılacaklarını ve hedeflerinden birinin, Rusya'nın İran üzerindeki etkisini test etmek olduğunu söyledi.

Kazakistan'ın başkenti Astana'da düzenlenecek Suriye görüşmelerine katılacak muhalefet heyetinin başkanı Muhammed Alluş, Ankara'da düzenlenen toplantılarda muhaliflerin çoğunun Astana'ya katılma konusunda destek verdiğini belirtti. Alluş, "Bizler halkımızın çıkarları için Astana’ya gidiyoruz. Ateşkesin ciddi bir şekilde sağlanması için gidiyoruz" dedi.

Aynı zamanda silahlı muhalif gruplardan Ceyş-ul İslâm’ın (İslâm Ordusu) temsilcisi olan Alluş, Astana'da önceliklerinin ülkede akan kanın durması olduğunu vurgulayarak, Esed rejimin şu ana kadar, 30 Aralık'ta ilân edilen ateşkese uymadığına dikkat çekti.

AA’ya verdiği demeçte Suriye’de Rusya ve İran arasında çok büyük bir ayrılık bulunduğunu söyleyen Alluş, şöyle konuştu:

"Rusya, bizlere siyasi çözüme inandığını göstermeye çalışıyor ya da böyle düşündüğünü söylüyor. Rusya’nın 2016 yılının başındaki ile şu anki tutumu, hitap şekli farklı duruyor. Bizler halkımızın çıkarları için Astana’ya gidiyoruz. Ateşkesin ciddi bir şekilde sağlanması için gidiyoruz. Özellikle de Barada Vadisi, Doğu Guta ve Şam'ın güney kırsalındaki saldırıların durması gerekiyor.

Astana’ya ateşkesin bu bölgelerde kalıcı olması ve resmi bir şekilde uygulanması için gidiyoruz. Ateşkesin sağlanması önceliğimizdir. Bölgeye gözlemcilerin gelmesi ateşkesin bir parçasıdır. Sivilleri kim öldürüyor? Kim vuruyor? Bakın göreceksiniz, Şii milisler kimseyi dinlemiyor. Ne Rusya’yı ne de rejimi. Ateşkese rağmen Barada Vadisi’nde geçen günler (rejim ile yerel muhaliflerin arasında müzakereleri yürüten) Ahmet Gadban'ı öldürdüler.”

"Rusya’nın İran’a baskı yapıp yapmayacağını göreceğiz"

Alluş, Rusya'nın ateşkes sürecindeki etkisine dair de, "Astana'da Rusya'nın İran üzerinde baskı yapıp yapmayacağını göreceğiz. Yaparsa da İran Rusya'yı dinleyip milislere söz geçirecek mi sorusunun yanıtını dinleyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Alluş Al Jazeera'ye verdiği bir demeçte ise, Rusya'nın İran'a söz geçirememesi durumunda, Cenevre'de 8 Şubat'ta yapılması planlanan Suriye görüşmelerine gitmeyeceklerini belirtti.

"Muhalefet Astana'ya destek veriyor"

Muhaliflerin ateşkese uyduğunu ancak rejim güçlerinin uymadığını ifade eden Alluş, karşı tarafın sorumluluklarını yerine getirmesi beklediklerini kaydetti. Alluş, bazı Şii milislerin ülke dışından gelip Barada Vadisi’nde sivilleri hedef aldığını, İran'ın ve rejimin Madaya halkının kenti terk etmesini kutlamasını anlamadığını dile getirdi.

Muhaliflerin genel hedeflerde birleştiğine ve ateşkesi meşru gördüğüne dikkat çeken Alluş, Ankara’da kendi aralarındaki toplantıların 6 gün sürdüğünü, tartışmalarının çok net ve yapıcı olduğunu söyledi.

Alluş, Astana’daki görüşmelere katılmayacağını ancak oradan iyi sonuçlar çıkarsa destekleyeceğini açıklayan Ahrar-u Şam grubuyla ilgili şöyle konuştu:

"Bu toplantılarda çoğunluk Astana’ya gitmeye destek verdi. Bazı gruplar gitmeyecek gibi şeyler sızdırılsa da dün (Çarşamba) birkaç grup daha Astana’ya gidecek heyete dâhil oldu. Şu an bir grup kaldı gitmeyen. O da büyük ihtimalle gidecek. Katılması bizlere ve görüşmelere güç katacaktır. Hatta temsilci göndermese bile Astana’da alınacak sonuçlara destek verecek.

Astana’daki hedefimiz ateşkesin kalıcı bir şekilde sağlanması, tutukluların serbest kalması özellikle de kadın ve çocuk tutuklular ve ablukaların kaldırılması olacak. Bunların gerçekleşmesi bizim adımıza büyük bir başarı olacaktır. Bu saydıklarım gerçekleşirse siyasi çözüm için ilerleme sağlanır."

"Bu ülke herkese yeter"

Alluş, rejim güçlerinin elindeki tutukluların serbest bırakılmasından vazgeçmeyeceklerini, halkı yüzüstü bırakmayacaklarını, rejim kuşatmasındaki bölgeleri unutmayacaklarını kaydetti.

"Ailelerimiz orada küflü ekmek yiyip direndiler. Direnişlerine devam ediyorlar" diyen Alluş, Astana'daki görüşmelerden sonuç çıkması halinde bunun halkı memnun edecek türden olacağını ifade etti.

Alluş, Suriye halkına ve muhalefetine şu mesajları verdi:

"Görüşmelerde hiçbir şekilde haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Sürekli bir savaşa da girmeyeceğiz. Akan kanın durmasını istiyoruz. Suriye halkının acılarını azaltmak istiyoruz. Evlerinden çıkmak zorunda kalan, ülkelerini terk etmek zorunda kalan dünyadaki bütün Suriyeli mültecilerin geri dönmesini istiyoruz.

Özellikle de bizi destekleyen dost ülkelerden Astana’da da yanımızda durmalarını istiyoruz.

Bütün dünyaya seslenmek istiyorum, bizler özgürlük ve barış isteyenleriz. Ülkemizin yeniden kalkınmasını istiyoruz. Halkımızın refah içinde, onurlu ve özgürce yaşamasını istiyoruz. Irk ve mezhep ayırt etmeksizin bu ülkede herkesin bir arada yeniden yaşamasını istiyoruz. Arap, Kürt, Asuri, Türkmen fark etmeksizin bu ülke herkesin, herkese yeter.

Güvenliğin, adaletin ve barışın hakim olduğu bir ülke olmasını istiyoruz. Ülkede halkın kendi geleceğini belirlemesi, liderini özgürce seçme hakkına sahip olmasını istiyoruz.

Ülkeyi yönetecek kişinin denetlenebilmesi, diktatör olmaması gerekiyor. Bu söylediklerim devrimin hedefleri."

"Astana’da sonuç çıkmazsa silahlı direnişe devam"

"Astana'da bu istediklerimiz gerçekleşirse ne mutlu bize. Tersi olursa, silahlarımızla direnişimize devam edeceğiz. Zafere kadar savaşacağız inşallah" diyen Alluş sözlerini şöyle tamamladı:

"Davamızı her yerde temsil etmekten çekinmeyeceğiz. Yeri gelir gösterilerde, yeri gelir savaş meydanlarında, yeri gelir siyasi alanlarda. Aynı şekilde medyada ve ekonomi platformlarında da davamızı savunmaktan geri adım atmayacağız. Arzumuz, bu ülkenin onurunu korumak ve beklentilere karşılık vermektir."

Suriye Haberleri

Ahmed el-Şaraa: Türkiye her zaman Suriye'nin yanında yer aldı, bunu unutmayacağız
Hakan Fidan: Doğru tarafta yer almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye devrim lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü
İşgalci Çin’den Suriye’nin yeni yönetimine Uygur küstahlığı
Suriye'de 14 yıl sonra köyüne kavuşan Semir Akça evini mayınlarla çevrili buldu