Allah’a ve ‘Tek Adamcılık’a Aynı Anda Yaslanmanın İmkansızlığı

​​​​​​​Bazen ölüler, yaşayanların sırtını dayadıkları dayanaklar haline gelir ki, toplumu birarada tutma ve devleti güçlü kılma adına serdedilen bu tutum, aslında Allah’tan, vazettiği ilkelerden ve ıslah mekanizmalarından uzaklaşmanın bir göstergesidir.

Bahadır Kurbanoğlu’nun yorumu:

15 Temmuz darbe girişiminin yarattığı travmayla birlikte adeta pek çok alanda geriye ket vurup katedilen onca yolu gerisin geriye dönmek anlamına gelen bir sürece girdik. Siyaseti, bürokrasisi, medyasıyla, aşıldığını düşündüğümüz konular yeni olmayan bir tarz ama yepyeni bir şevkle tekrardan arzı endam etmeye başladılar.

Anlaşılan o ki, bir şeye karşı olmak, sadece o şeyin pratikte topluma ve siyasete verdiği zararlarla sınırlı kalıp, karşı çıkışın teorisi, mantığı, felsefesi sağlam bir zemine oturtulmadığı vakit, “buzağı ihtiyacı” misali yeniden neşvünema bulması kaçınılmaz olmakta. Tıpkı kurtarıcı, halaskâr, mehdi, mesih ihtiyacının dini seküler farketmeksizin sürekli yeniden üretilmesi meselesinde olduğu gibi.

Meseleyi “İnsanlık tarihi döngüseldir, zaten hep böyle olmakta; peygamberler de bunun için peşi sıra gelmekte” diyerek betimlemek bir parça kolaycılık olmakta. Nitekim o döngüsel olanın içinde bizatihi bizler de imtihan olmaktayız. O halde neye “la” dediğimizi, neden dediğimizi ve niçin illallah safhasında bir patinaj durumu yaşadığımız üzerinde sağlıklı ve güncellenmiş bir şekilde düşünmek zorundayız.

Yazının Devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!