Allah Resulü'nün (sav) hayatını yazmaya adanan 25 yıl: M. Asım Köksal

Nuriye Çakmak Çelik, M. Asım Köksal'ın hayat hikayesine odaklanıyor.

Nuriye Çakmak Çelik / Yeni Şafak

Efendimiz’in (sav) hayatını yazmaya adanan 25 yıl: M. Asım Köksal

Mustafa Asım Köksal, 5 Eylül 1913 günü Kayseri’nin Develi kazasında dünyaya geldi. Pir Veli Oğulları olarak anılan bir sülaleden gelen Köksal’ın babası Hafız Mehmed Edip Efendi, annesi Döne Hanım’dı.

Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı dönemlerinde Develi’de geçimini sağlamakta zorlanan babası, Asım henüz 6 aylıkken çalışmak için binlerce kilometre öteye, Arjantin’e gittiği ve 22 yaşına gelene dek dönmediği için babasız büyüdü.

İlk öğrenimini Develi Merkez Numune Erkek Mektebi’nde gördü. Okul bittikten sonra Kayseri Lisesi imtihanlarına girdi. Kazanan on kişi arasındaydı fakat fakirlik belgesinin gelmesi geciktiği için okula kayıt yaptıramadı. Aynı yıl bu kez Erzurum Askeri Lisesi sınavlarına girdi ve yine kazandı. Ancak kadronun Erzurum’dan katılanlar tarafından doldurulduğu söylendiği için bu okula da giremedi. Daha sonraları hayatının bu döneminden bahsederken, okullara giremeyişinin ilim yolculuğunda kendisi için daha hayırlı olduğunu söyleyecekti.

Mustafa Asım Köksal, resmi tahsil alması konusunda önüne çıkan engellerden sonra Develi Müftüsü İzzet Efendi’den “Mukaddimât-ı ulûm” eğitimi aldı. Hayranı olduğu Mehmet Akif’in Safahat’ından etkilenerek 1927 yılından itibaren dini manzumeler yazmaya başladı. Bir yandan da Develi Ticaret ve Sanayi Odası Başkatibi olarak çalıştı.

1933’te ilmi çalışmalara yoğunlaşmak niyetiyle Ankara’ya gitti. Diyanet İşleri’nde katiplik sınavına girdi ve 35 kişi arasından birinci seçildi. Bu sınav onun 31 yıl sürecek Diyanet İşleri memuriyetinin başlangıcı oldu. Köksal, emekli olacağı 1964 senesine kadar Tahsis Memurluğu, Sicil Şefliği, Yazı İşleri Müdürlüğü, Yayın Müdürlüğü, Hayrat Hademesi İşleri Müdürlüğü, Zat İşleri Müdür Vekilliği ve Müşâvere ve Dinî Eserleri İnceleme Kurulu Başmuavinliği vazifelerinde bulundu.

Milli Şairimizin 1936 yılında Mısır’dan ülkemize dönmesine en çok sevinenler arasındaydı. Kendisini ziyaret edebilme hayali kurarken vefat haberini aldı. Mehmet Akif’in vefatından kısa süre önce hastaneye gelen gazetecilere “Eğer Allah nasip eder de kurtulursam, Peygamberimizin hayatını Haccetü’l-Vedâ adlı bir eserle nazmedeceğim” açıklamasında bulunduğunu okudu. Bunun üzerine harekete geçerek onun gerçekleşemeyen bu hayali için ilk eserini kaleme aldı ve ilk baskısı 1944’te yayınlanan ‘Peygamberimiz’ kitabı ortaya çıktı. O dönemde bir benzeri bulunmayan ve Türkçe siyer alanında tek kaynak olma özelliğine sahip 300 sayfalık, hece ölçüsü ve beyitlerle yazılmış bu manzum eser, dönemin Diyanet İşleri Reisi Şerefeddin Yaltkaya’nın desteği ile Diyanet İşleri Yayınları arasında basıldı.

1939 yılında ilk şiir kitabı Armağan, 1946 yılında Gençlere Din Kılavuzu ve Ezanlar isimli eserleri yayınlandı. Orijinal nazım ve kafiye sistemini bu kitaplarında da kullanan Asım Köksal, ilmihal geleneğinde bir yeniliğe kapı açmıştı.

Hayatının dönüm noktasını İtalyan şarkiyatçısı müsteşrik Caetani’nin İslam ve Peygamberimiz hakkında inkar ve iftira dolu, profesör ve rahiplerin yardımlarıyla yazdığı, Hüseyin Cahid tarafından dilimize çevrilip İslam Tarihi adıyla yayınlanan 10 ciltlik kitabının ülkemizde ve İslam dünyasında yayılmaya başladığını tespit etmesiyle yaşadı. Bu kitapları incelemek için tam 5 yıl çalıştı ve tespit ettiği sayısız yanlış, isnad ve iftiralar hakkında bir reddiye kaleme aldı. Bu eser, dünyada ve İslam ülkelerinde bu iftiralara karşı yazılmış ilk ve tek eserdi.

Peygamber Efendimiz (sav)ile ilgili kaynak eser sıkıntısı bulunduğunu gözlemlemesi üzerine ‘Hz. Muhammed Aleyhisselâm ve İslâmiyet’ eserini kaleme almak için 31 yıllık memuriyetinden emekliğini istedi ve 19 Eylül 1964 tarihinde emekliye ayrıldı. Bu tarihten, vefat ettiği 1998 yılına dek sadece eser yazmakla meşgul oldu ve ilerleyen yaşına rağmen sabah namazında başlayan mesaisini yatsı namazına dek sürdürerek çalışmaya devam etti.

30 yıl süren bu zaman diliminde emeklilik hayatının tamamını yazı masasında geçiren Asım Köksal, 18 ciltlik İslam Tarihi’ni yazarken takip ettiği çalışma usulünü kendi cümleleri ile şöyle ifade etmişti: “Bu eseri hazırlarken günde en az 12 saat çalışmışımdır. Bir olayı günlerce, hatta haftalarca araştırmışım ve ondan sonra yazmışımdır. Çalışmam esnasında çevremle irtibatımı tamamen keserek kendimi araştırmaya vermişimdir. Çevremde olan hadiseler, sesler ve konuşmalar beni hiçbir zaman etkilememiş ve çalışmama engel olmamıştır. Ne bir istirahat ne bir gezinti yapmadan, hatta bayramlarda bile fırsat buldukça çalıştım. Böyle hızlı bir çalışmanın sonucu, böyle bir müddette [23 senede] tamamlayabildim”.

İslam Tarihi isimli eseri, 1983 yılında Pakistan’da açılan Milletlerarası Siretünnebi yarışmasında dünya birinciliği alan M. Asım Köksal, Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı tarafından İslam tarihi alanında yaptığı çalışmalar ve kazandırdığı eserler sebebiyle 1995 yılının kültür adamı seçildi. 1996 yılında, Kültür Bakanlığı tarafından “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”ne layık görüldü.

“Peygamberimizin (sav)hayatını en geniş, en mevsuk bir tarzda yazmak, aynı zamanda İslam düşmanlarının türlü isnat ve iftiralarını inceleyip reddetmek için 25 yılını harcamış ve daha fazlasını da harcamayı göze almış bir kimse” olduğunu ifade eden büyük İslam Alimi Asım Köksal, bir nebze olsun ara vermediği yazarak hizmet etme vazifesinde Ahiret Yolculuğu adını verdiği manzumesinin son beyitlerini bitirdikten sonra cuma namazına giderken fenalaştı ve 28 Kasım 1998 günü vefat etti. Ankara Keçiören’de bulunan Bağlum Semt Mezarlığı’na defnedildi.

Biyografiler Haberleri

"Afiye Sıddıki'ye yönelik Amerikan zulmü sürüyor"
İşgal rejimi Gazze kuzeyinde 20 günde 770 kişiyi katletti
Türkiye Yazarlar Birliği Kurucu Başkanı Mehmet Doğan vefat etti
İşgalci İsrail’in kabusu Yahya Sinvar kimdir?
Filistin cihadına adanmış bir ömür: İsmail Heniyye