Allah Resulü'nün (sav) hadislerinde bayramlar

Üsve-i Hasene olan Allah Resulü (s)’nün bayram hakkındaki hadislerinden bazıları…

HAKSÖZ HABER

Allah Resulü (sav) ümmetin ordularının komutanı, idarenin başı, ailesinin reisi olarak bütün bir hayatı kuşatan bir örneklik koydu önümüzü.

Nicelikleri gereği büyük işler olarak bilinen yaşanmışlıkların ötesinde ise Allah Resulü’nün küçükmüş gibi görünen hususlarda gösterdiği incelikler bilinmeden onu gerçek anlamda tanımak çok mümkün gözükmüyor. Bir çocuk ile konuşurken gösterdiği letafet, hanımlarıyla olan ilişkisindeki nezaket, ashabı ile kurduğu muhabbet bugün bizlere çok şey anlatıyor.

Allah’ın inşa ettiği mizan insanın Rabbiyle, insanın insan ile ve insanın âlem ile kuracağı ilişkinin de esasını teşkil ediyor. Rahman suresinde belirtilen ayetler de buna işaret edilmektedir: “Rahmân Kur'an'ı öğretti. İnsanı yarattı. Ona açıklamayı öğretti. Güneş ve ay bir hesaba göre (hareket etmekte) dir. Bitkiler ve ağaçlar secde ederler. Göğü Allah yükseltti ve mîzanı (dengeyi) O koydu. Sakın dengeyi bozmayın.”  Aleme koyulan nizam insanın insan ile ilişkisine dair tavsiyelerle devam ederken netice olarak “O halde, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?” ayeti kerimesi ile insanın Rabbi ile olan ilişkisi dikkat çekilmektedir.

Allah Resulü ise şüphesiz ki insanların içinde ‘mizanı’ en iyi bilendir. Onun şahitliği ve ahlakı bütün bir insanlık için kurtuluş reçetesini de içinde taşımaktadır. Ümmeti Muhammed’in Ramazan Bayramını  tekrardan mübareklerken bu hafta hadis çalışmasında bayram konusuna odaklanmayı uygun gördük.


“Ramazan ve Kurban bayramının gecelerini ihya eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez.” 

İbni Mace, Taberani

 

“Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, tövbe reddedilmez. Ramazan bayramının ve Kurban bayramının birinci geceleri, Berat gecesi ve Arefe gecesi. “

İsfehani

 

“Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi.”

İbni Asakir

 

Hz. Ebu Bekir, kızı Âişe validemizin evine gidince, iki cariyenin tef çalıp oynadığını gördü. Onlar ensar-ı kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan söylüyorlardı. Hz. Ebu Bekir, Resulullah’ın evinde böyle şey yapılmasının uygun olmayacağını bildirerek, onların susmalarını söyledi. Peygamber efendimiz, Hz. Ebu Bekir’e, “Onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir“ buyurdu.

Buhari

 

Hz. Aişe validemiz anlatıyor:

“Bir grup Habeşli, bir bayram günü mızrak ve kalkanlarıyla gösteriler yaparken rakseder gibi oynuyorlardı. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam beni çağırdı. Başımı onun omuzuna dayadım. Bu vaziyette onların harp oyununa bakmaya başladık. Ta onlara bakmaktan ilk vaz geçen ben oluncaya kadar.”

Müslim

 

Ebû Hüreyre anlatıyor:

Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

Bayramınızı tekbir getirmek suretiyle süsleyiniz.” 

El-Askalani

İslam Düşüncesi Haberleri

Felah; fıtrat ve vahiyle yeniden buluşmamızda!...
Diyanetten hatırlatma: Tüm kumarlar haramdır!
Kemalistlerin cehaleti uçsuz bucaksız saçmalama özgürlüğü sunuyor!
İ’tizâl ile itidal arasında Allah nerededir?
Mutlak kötüye karşı el-Kassam’ın özgürleştirici ribatı ve cihadı