Alkol taassubu - rakı fetişizmi ve sarhoş cinayetleri!

Türkiye’de alkole yüklenen “siyasal ve mistik anlam” ona karşı bütün kesimlerce yürütülmesi gereken mücadeleyi imkansız kılıyor.

Kadınlı erkekli beş hovarda kafayı çekip sarhoş naraları atarak gittikleri gece kulübünde adice kavga çıkarıp hunharca cinayet işliyor. Fakat olay sarhoşluk ve hovardalık bağlamından çıkarılıp tamamen politik bir malzemeye dönüştürülüyor ve teşvik edilen lümpen kültürün toplumun başına açtığı belalar ustaca gizleniyor.

Ali Osman Aydın’ın Yeni Akit gazetesinde yayınlanan yazısı:

Bir hafta önce İstanbul’da biri kadın üç kişinin bar korumalarından yediği dayağı izlemiştik. Korumalar öldüresiye dövmüşlerdi üç kişiyi. Sonrasında iş büyüdü, silahlar patladı...

Bu hafta yine bir solistin uğradığı saldırıyla gündeme geldi barlar. Söylenene göre istek parçayı çalmadığı için iki çocuk babası bir solist öldürülmüş üç saldırgan tarafından.

Basit bir Google aramasıyla barlarda çıkan kanlı olayların uzun ve ürkütücü listesine ulaşmanız mümkün.

Ben birkaç örneği sizlerle paylaşayım.

Mesela, 25 Mart 2022’de çıkan bir haberin spotu şöyle: “Bardan çıkarılan grup silahla geri döndü: 1 kişi öldü 2 kişi yaralandı.”

13 Temmuz 2022’den bir başka haber: “Aydın'da eğlenmek için gittikleri barda 3’ü polis, 4 kişi olay çıkardı. Polis olmayan kişi, polislerden birinin beylik tabancasını alarak güvenlik müdürünü yaraladı.”

15 Mayıs 2022… “Bar çıkışı ‘Uzi’li çatışma: 1 ölü, 3 yaralı”

22 Ağustos 2022’de, Niğde’de bir şahıs barda tartıştığı kişiyi tabancasıyla vurarak öldürüyor.

24 nisan 2019’da, yine Niğde’de barda silahlı kavga çıkıyor ve bu kez 2 kişi ölüyor, 4 kişi ağır yaralanıyor.

15 Mart 2022’de “Mersin'in Tarsus ilçesinde gittiği barda çalışan kadınları rahatsız ettiği öne sürülen 26 yaşındaki Abdullah Taşkıran bıçaklanarak öldürülüyor.”

Çoğu “bilinmeyen” nedenlerden çıkmış yığınla bar çatışması var haberlerde. Bunların ciddi bir kısmında birileri de ölmüş.

Bar bir insan olsaydı, ne zaman karşısındakinin boğazınıza yapışacağı belli olmayan suç dosyası çok kabarık bir serseri olurdu muhtemelen. Toplum onu bir rehabilitasyon merkezine ya da cezaevine göndermenin yolunu arardı. Çünkü dışarıda serbestçe dolaşmasının toplum güvenliğini yok edeceğinden şüphe edilmezdi.

Alkolün otokontrolü azalttığı, denge sorunu oluşturduğu, insandaki bazı yıkıcı içgüdüleri tahrik ettiği, anlama yetisini bozduğu, öfke kontrol mekanizmasını zayıflattığı bilimsel olarak kanıtlanmış. Türkiye’de ve dünyada trafik kazaları ve kadına şiddet başta olmak üzere bireysel suçlarla ilgili en etkili faktör alkol gösteriliyor. İçeni, kendisinin daha alt versiyonu başka biri haline dönüştürüyor. Bu yüzden normalde yapılmayacak şeyler alkollüyken kolayca yapılabiliyor.

Bar gibi eğlence mekanları eğlenceyle alkolü bir arada sunduğu için sadece reklam arası kadar bir süre sonra mayın tarlasına dönüşüyor. Bu mekanlarda işlenen tek suç adam yaralamak ya da öldürmek değil ayrıca. Cinsel suçlar da işleniyor... Çünkü barlarda sadece alkol tüketilmiyor.
Bakın bir başka haber… Ankara’da bir grup silahlı şahıs tarafından bara baskın yapılıyor ve çatışma çıkıyor. Nedeni ise bar sahibinin uyuşturucu satışına izin vermemesi. Bar sahibi çatışmada öldürülüyor.

Yani bazı barlarda uyuşturucu da tüketiliyor. Bu da, mevcut durumu daha da kontrol edilemez hale getiriyor ki zaten o kan dondurucu görüntülerin arkasında bu gerçek olsa gerek!
Salon Kavgası adında ve Vahşi Batı’da (barda) geçen 3D bir bilgisayar oyunu bile var. İnternet üzerinden oynanan bu oyunun tanıtım yazısında kelimesi kelimesine şunlar yazıyor: “Çılgın Vahşi Batı’da yaşayanlar her şeyi yıkıp geçiyor ve hiç durmadan kavga ediyorlar. Sende kavgaya katıl ve diğer dövüşçüleri yenip kahraman ol. İyi bir yumrukla bu kavgacıları dizlerinin üzerine indir. Şişeleri, fıçıları ve masaları kafalarında kır. Kavgacıları kaldırıp diğer kavga edenlerin üzerine at. Özel saldırılarını güçlendirerek birden fazla rakibi aynı anda yere yık!”

Televizyon ve internetle birlikte oyunlarda da şiddet bu kadar revaçta olunca, antrenmanı yapılan şiddetin, alkolün etkisiyle, beklenmedik bir anda korkunç bir şekilde patlaması kimseyi şaşırtmasın. Hatta bu ihtimali hep hesaba katın. Alkolün bağlarını çözdüğü gözü dönmüş şiddet sarhoş bir şoför, üst kat komşusu yahut yan masada oturan bir müşteri kılığında sizi ya da sevdiklerinizi ansızın yakalayabilir. Şiddet kültürünü içselleştirmiş sarhoş bir damat ailece kabusunuz olabilir!

Alkole karşı samimi ve dürüstçe bir mücadele gerekiyor. Fakat bu mücadele ülkemizin kendine özgü bazı durumlarından dolayı yapılamıyor. Çünkü alkole yüklenen “siyasal ve mistik anlam” ona karşı bütün kesimlerce yürütülmesi gereken mücadeleyi imkansız kılıyor. İnsan sağlığına olağanüstü zararları konusundaki onca bilimsel kanıta rağmen hala alkol tüketimini “gelişmişliğin”, uygarlığın ve aydınlanmanın göstergesi olarak kabul eden küçük burjuva topluluğu var bu ülkede.

Bu kişiler kadehlerini gururla kaldırıyor ve kadehli fotoğraflarını paylaştıkça prestij kazanıyor, daha kuvvetli alkışlanıyorlar. Mesela Müjdat Gezen dünkü yazısında Aydın Boysan’ı, “Yazar, mimar, iyi rakıcı” diye tavsif ediyor. Sanki “rakı içmek” insanın kıvanç duyması gereken bir vasfı! Hangi “kötü alışkanlığın” bu kadar iftiharla, insanların gözüne sokarcasına parlatıldığını gördünüz. “Rakıcılık” öyle bir hadde varmış ki, rakının kendisini bırakın mezesine bile Kıbrıs’ı vermeye hazır bir güruh türemiş. Rakı vatana denk bir takas değeri olmuş.

Ehli rakının itikadı ve itiyadı bu olunca alkolün aldığı kurbanlara üzülemiyorsunuz bile çünkü onlar kurbanlara alkolün değil başka şeylerin sebep olduğunu söyleyerek gerçeği çarpıtıyorlar. “Cezaları artırmak lazım” diyerek alkol faktörünü gizlemeye, kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar. Alkolün yol açtığı suçlara karşı savaşılabilir ama bunun için önce ehli rakının alkol taassubunu yıkmak gerekiyor.

Yorum Analiz Haberleri

İnsan ve psikoloji
Geçmişten ders çıkarmadan bugünü kurtaramayız
İsrail zulmü anlatılırken farkında olmadan Siyonist propagandaya hizmet mi ediliyor?
Siyonistlerin dokunulmazlık zırhı kırılıyor
İrticai anaokullarından CHP’li kreşlere…