Alın size, Doğan’ın görmezden gelinen bir ihlâli daha!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Deniliyor ki, “Doğan’a yönelik vergisel işlemler, siyasidir..” Bunu sadece Doğan’ın militan yazarları söylese önemli değil.

Ama aynı itirazı, objektif görünen Doğan Grubu yazarları ile onlardan etkilenen farklı cenahtaki isimler de dile getiriyorlar.

Örneğin, olaylara objektif yaklaştığı izlenimi veren Hürriyet yazarı Enis Berberoğlu, geçtiğimiz gün CNN’de alaycı bir tarzda anlatıyordu: “Ne yani, vergi denetmenleri yolda yürürken, Hürriyet’in önünden geçiyorlarmış da, kendi aralarında, ‘Şuraya bir bakalım’ demişler de, içeri girip, defterleri mi istemişler? Devamında, ‘Defterlerde şu yanlışlıkları bulduk, size ceza keseceğiz!’ mi demişler? Yok böyle bir şey.. Vergi denetmenleri tesadüfen gelmiyor. Ceza kesmek üzere geliyorlar Doğan Grubu’na..”

Böyle diyordu Enis Bey..

Ben ise tam aksini iddia ediyorum.

Şu an Doğan Grubu’na kesilen cezaların, kesilmesi gereken cezalara göre cüzi bir oran olduğunu söylüyorum. Aslında siyasi koruma olmasa, Doğan yıllar önce bu cezalara, hatta çok daha fazlasına muhatap olacaktı diyorum.

Aslında bugün de ciddi bir inceleme yapılmış olsa, Doğan’a çok daha büyük cezaların verilmesi işten bile değil. Doğan’ın, fiilen şirketlerin başında durması bile mümkün değil..

Örnek mi?

Çok basit. Daha bu konuda hiçbir inceleme yokken bunu yazıyorum.. İnceleme olması gerekirken, resmi kurumlar bu konuda hiçbir adım atmadılar daha.. SPK’nın bu konuyu irdelemesi gerekirken, küçücük bir araştırma bile yok.

Şimdi kuralı hatırlatacağım. Belki 3 ay sonra, belki 5 ay sonra, resmi görevliler “Aaaa. Doğru ya.. Burada bir yanlış uygulama var” deyip, inceleme başlatacaklar. Sonra da bunun adı yine “siyasi baskı” olacak..

Oysa konu siyasi baskı değil. Konu; hukuki düzenleme..

Olay ne?

Hürriyet gazetesinin sahibi olan anonim şirkette yönetim kurulu üyeliği yapanların, aynı faaliyet alanında çalışan bir başka anonim şerkette de yönetim kurulu üyeliği yapmaları..

Medyada zaman zaman alevlenen bir tartışma vardır.. Bir patron, birden fazla televizyona sahip olabilir mi? Bir patron, birden fazla gazeteye sahip olabilir mi?

Bu konuda mevcut kanunlarda, sadece televizyonlar için, o da kısmi bir yasak var.

Bu yasağa da, kağıt üstünde uyuluyor gibi görünüyor.

Ama dikkatlerden kaçan/kaçırılan daha genel bir düzenleme var kanunda.. Sadece medya organları için değil, tüm şirketler için “rekabet yasağı” dediğimiz, Ticaret Kanunu’nda öngörülen bir yasak var..

Anonim şirketler için bu yasak, 335. maddede düzenlenmiş!

Başlık şöyle: “Rekabet yasağı”

Madde metni de şöyle: “İdare Meclisi azalarından biri, umumi heyetin müsaadesini almaksızın, şirketin konusuna giren ticari muamele nevinden bir muameleyi, kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı nevi ticari muamelelerle meşgul bir şirkete mesuliyeti tahdid edilmemiş olan ortak sıfatiyle de giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan idare meclisi azasından, şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan muameleyi şirket namına yapılmış addetmekte ve üçüncü şahıslar hesabına akdolunan mukavelelerden doğan menfaatlerin şirkete aidiyetini talep etmekte serbesttir.”

Burada öngörülen yasak, bir şirketin yöneticisi olan şahsın, aynı faaliyeti, bir başka şirket çatısı altında da yürütmemesidir. Bunu yürütmeye kalkışıyorsa, önceki şirketinden izin alması zorunluluğudur.

Peki Aydın Doğan ve ailesindeki birçok kişi, hem Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.’de, hem de Doğan Gazetecilik A.Ş.’de yönetim kurulu üyesi değiller mi?

Her iki şirket de, gazete çıkartılması konusunda faaliyet gösteren şirketler değil mi?..

Bir yönetim kurulu üyesi, hem Hürriyet’in, hem de Milliyet gazetesinin sahibi olan şirkette yönetim kurulu üyesi olursa, hangi şirketin menfaati için daha fazla çaba sarfedecektir? Veya bu şirketlerden birisi lehine, diğeri aleyhine karar alınmasını gerektirecek bir çaba içine girmesini nasıl önleyeceksiniz?

Hele hele bunlardan birisi halka açık şirket ise..

Alın size, henüz resmi görevlilerin harekete geçmedikleri, Doğan Grubu’nda sık sık yaşanan bir hukuka aykırılık daha...

Bunun gibi daha nice kanuna aykırılıklar var.. Ama üzerlerine giden, ciddi bir kamu görevlisi yok. Daha doğrusu, yoktu! Şimdi kenarından köşesinden başlandı..

Yoksa yaşananların, hakkedilmeyen bir muamelenin hayata geçirilmesi ile bir ilgisi yok. Çok daha fazlası hakkedildi de; şimdiye kadar uygulayacak adam çıkmadı!

VAKİT