Hakkâri’de masum sivilleri katleden mayın patlarken şöyle bir ses de çıkardı:
Ufukta barış göründü.
Ufukta barış göründüğü için bunu durdurmak isteyenler ellerini sivil kanıyla kirletmekten çekinmediler yine.
Önceki gün yayımlanan görüşme notlarında Öcalan da bu saldırıyla aslında yürüyen müzakere sürecinin bombalandığını söylerken buna işaret ediyor. Öcalan, görüşmelerin “iyi gittiğini” söylediğine göre, –eğer Öcalan Etiyopya devleti ile görüşmüyorsa- bu saldırının arkasında hâlâ Ankara’da bildiğimiz ve dokunduğumuz devleti aramak ancak kötü niyetle açıklanabilir.
Saldırının PKK tarafından yapıldığı haberlerindeki tekâmül de dikkatli gözlerden kaçmamıştır. İlk gün emri Kandil’den verilmiş bir intikam saldırısı diye sızdırılan bilgiler bir hafta sonra Anadolu Ajansı’nın uzun süredir olan bütün kötü şeyleri ondan bildiği Suriyeli Bahoz Erdal grubunun üzerine bırakıldı. Herhalde istihbaratçı usulü bir jestti bu...
Bu saldırıyı yapan her kimse o ise şimdiden kaybetti. Dün PKK’nın ateşkesi uzatma sinyali vermesine en çok herhalde o katiller üzüldüler.
PKK’yı ateşkesi uzatmaya ikna eden motivasyonlardan biri bu görüşmelerse diğeri silahsız sivil siyasi direnişin karakol basmaktan daha çok ses çıkardığını görmeleri...
Bunun son örneği anadilde eğitim için bir haftalık okul boykotu..
Nedense Kürt meselesinin çözümünü isteyenler bile bu boykotu şeytanlaştırmak için sıraya girmişti dün.
Dün internet siteleri, BDP’li vekilin anadilde eğitim boykotu basın açıklamasında Kürtçe konuşamamasıyla dalga geçerek verdiler haberi. Ne komik di mi? Gülün Midyat ile Seyfo.
E yani tam da bunun için anadilde eğitim hakkı istiyor olmasınlar?
Ne yapsın yani Kürtler? Öyle oturup sizin onların meselelerini çözmenizi mi beklesinler. Sivil yöntemler kullanarak taleplerini dile getiriyorlar, daha ne istiyorsunuz?
Bu eylem sırasında kimsenin kılına zarar gelmemiş. Kimse intikam diye bağırmamış, kandan, ölümden, şehitlerden bahsedilmemiş.
Boykot için silahla tehdit eden olduysa, bulun bunu yapanları.”Çocukları kullandılar” diyenler de ailelerin çocuklarını herkesten daha çok düşündüğünü unutmasın.
Ayrıca ne kadar çok benziyor bu argüman Kemalist zorbaların “Çocukların başını zorla örttürüyorlar, çocukları siyaset için kullanıyorlar” mızmızlanmalarına.
Keşke sesini duyurmak için artık karakol basmaktan, mayın döşemekten daha yaratıcı fikirler bulan, şimdilik boykot gibi 100 yıl öncesinin yönetmeleriyle de olsa sivil siyasetin gücünü keşfeden örgüte azıcık siz de yardımcı olsanız.
Mesela Allah’ın insanları birbirilerini daha iyi tanısınlar diye çeşit çeşit yarattığına inanan dindarlar... Bugün anne babalarının çocuklarına anadillerinde eğitim aldırma hakkını savunmazlarsa yarın her ailenin kendi çocuğuna dinî eğitim verme hakkını savunurken bu çelişki onlara hatırlatılır.
Ayrıca bugün bunu yapmazsak yarın yine geç olacak emin olun.
Hatırlayın.1990’ların sabaha kadar süren Siyaset Meydanı programlarında sık sık dillendirilen bir talepti Kürtçe televizyon.
O gün yapılsaydı belki 90’larda yaşanana acıların pek çoğu yaşanmayacaktı. Kürtler Türkiye’den bu kadar çok kopmayacaktı.
O gün “bu yapılırsa ülke bölünür” diyenlerin ses daha gür çıktı ve olmadı. Artık 2009 yılından beri bir TRT-Şeş var. Şu âna kadar bir çakıl taşı toprak kaybımız bile yok. Ama maalesef TRT-Şeş de beklendiği kadar bir heyecan yaratmadı Kürtler arasında...
Emin olun bugün olmazsa 2023’te verilecek anadilde eğitim hakkı. Peki, o zaman işe yarayacak mı; İş işten geçmiş olmayacak mı?
“Neyse ki artık iktidar koltuklarında Demireller, Mesut Yılmazlar oturmuyor” diye ümitlenmekten başka elden ne gelir.
Antalya’da antik Kemalist bir site devleti
Bu fotoğraf Antalya’da çekildi. Tuzlu su muhafazakârlığının simgelerinden biri olarak internette dolaşıyor. Korkacaksınız bakın bundan korkun diye not düşenler var altına. Fotoğrafı çeken isminin açıklanmasından en az Gülben Ergen kadar endişe duyan Antalyalı arkadaşımın anlattığına göre referandumdan önce sitedeki kapılar idare tarafından sık sık çalınıp, “Hayır”ın faziletleri anlatılmış. Bunlar da şeflik sistemiyle yönetilen bu siteyle ilgili internetteki esprilerden bir seçme: Asansörlerde maksimum 4 Atatürkçü: 320 kg uyarısı var. Çimlerin üzerinde “Gazi de çimlere basmazdı” tabelası asılı. Panoda “Lütfen aidatları zamanında ödeyelim, ödemeyenlere ‘Fettocu’ lakabı takılacaktır” yazısı var.
TARAF