Ali Emre, Konya’da Nureddin Zengi’yi Anlattı

Şair-yazar Ali Emre Konya’da Enderun Özgün Eğitimciler Derneğinde ‘Nureddin Zengi' romanı üzerine bir sohbet gerçekleştirdi.

Ali Emre özetle şunları söyledi:

Nureddin Zengi 12. yüzyılda yaşamış, 56 yaşlarında vefat etmiştir. Şuan için de bulunduğumuz 21. Yy ile 12.yy arasında sanki hiç bir şey değişmemiş gibi benzerlikler var, İslam coğrafyasında, Ortadoğu’da. 12. yüzyıldaki olumluluklar da olumsuzluklar da neredeyse aynı için de bulunduğumuz çağ ile. Reçete istiyoruz bazen, Müslüman dünyayı nasıl kurtarabiliriz, Müslümanları tekrar nasıl bir ihya ve inşa sürecine katabiliriz diye. Reçeteyi Nureddin Zengi bulmuş. Aslında çok da basit ve doğal bir formül; iyi kötü Müslümanların birliğini sağlamak. Haçlılar geldiğinde onlar birdiler, birlikteydiler biz dağınıktık. Selahaddin Kudüs'ü aldığında iyi kötü birliği sağlamıştık onlar ise birbirlerine düşmüşlerdi. Yani reçete; birliktelik, Müslüman kardeşliği. Bugün de Müslüman dünyanın ihtiyacı olan şey bu. Hâlâ daha birbirimizle didişiyoruz, emperyalizmle olan ilişkilerimiz çok sorunlu, halâ daha kendi iç dinamizmimizi yakalayabilmiş değiliz. Nureddin'in yaşadığı dönemde de böyleydi.

Günümüzde Amerika’nın ‘kadiri mutlak', İsrail’in yenilmez görüldüğü gibi o devirde de Frenkler yenilmez görünüyorlardı. İlk defa Nureddin'in babası Şahin Bey Frenklerle savaşmayı teklif etmiş hatta savaşmış da ve Urfa'yı onlardan geri almıştır. Ve dimağlarda Kudüs’ü de alabilir miyiz soruları, duyguları oluşmaya başlamıştır.

Babasının ölümünden sonra Halep emiri olmuş, birliği sağlayarak 50'den fazla beldeyi Frenklerden geri almıştır. Reçete şu: Musul, Halep, Şam ve Kahire, bu dört önemli şehrin kalbini ve kaderini birbirlerine bağlarsanız Kudüs'ü fethedip özgürleştirebilirsiniz. Bence de bu reçete bugün için de geçerlidir.

  • Nureddin, ezan sesi duyulan hiç bir yere saldırmamıştır, kardeşkanı dökmekten korktuğu için.
  • Başka dinlerden olan insanların bile kalbini kazanmıştır. Şama girdiği zaman surlardan ona halat uzatan kişi Yahudi bir kadındır.
  • Çok sayıda unvanı vardır, kendisine Sultan unvanı bile verilmiştir. Fakat hiçbirini kullanmamış, kendisine Mahmud denilmesini istemiştir.
  • Nureddin, cehdimizin merkezine Kudüs'ü koymalıyız, işte o zaman uyuyanları biraz uyandırabilir, üstüne ölü toprağı serpilmiş halkı biraz canlandırabiliriz demiştir. Cihadın bir avuç maaşlı askerin işi değil, bir halk hareketi olduğunu söylemiştir. Alimlere, hocalara cihadı anlatmalarını, bu konuda bir şeyler yazmalarını öğütlüyor, kimse yazmayınca kendisi ‘Kitab-ul Cihad' adli bir kitap yazıyor.
  • Yine Nureddin Kılıcın yanına, Kandili, Kitabı, Merhameti ve Adaleti getiriyor. Nizamülmülkten sonra en fazla üniversite kuran kişidir. 50 medrese yaptırmıştır ve bunlardan 12 tanesi şuan Türkiye sınırlarındadır.
  • İbn Kesir, tarihte, 4 halife ve Abdülaziz dışında, Nureddin’den daha güzel ahlaklı, adaletli ve erdemli bir kişi görmedim der.
  • Yetimlerin, genç kızların okuması için okullar açtırmıştır. Bir Nureddin hicreti yaşanmıştır o dönemde. Dünya onun bulunduğu bölgeye doğru akmıştır.
  • Rasathane çalışmaları, takvim çalışmaları, su havuzları, yeni silah icatları yaptırmıştır. İlme çok değer vermiştir.
  • Onun eğittiği, yetiştirdiği, Kudüs ufku aşıladığı Selahaddin de Kudüs’ü fethedip özgürleştirmiştir.

Haber: Halil İncekara

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi