Algı Operasyonlarına Karşı Hem Uyanık Hem de Dirençli Olmalıyız

Kaset operasyonları Türkiye’de her dönem iş gördü maalesef. 28 Şubat’ta, 17-25 Aralık sürecinde, MİT Tırları hadisesinde, Gezi olaylarında ve son olarak Nurettin Yıldız hadisesinde.

HAKSÖZ-HABER

Siyaseti ve toplumu kasetlerle dizayn etme projeleri bir türlü güç kaybetmiyor. Bir delikten ikinci hatta üçüncü, beşinci kez ısırılmakta bir beis görmüyoruz sanki.

Bağlamından koparılan bir konuşmayı iki dakikayı bulmayan bir görüntü ile servis ederek “kadın düşmanı hocalar”, “dayağı teşvik eden yobazlar” veya “bu pis dinciler toplumu parçalamaktan başka bir işe yaramazlar zaten!” duygusunu kışkırtmak çok kolay halen.

Nurettin Yıldız veya başka bir hoca, vaiz, hatip elbette eksik, gereksiz veya yanlış şeyler de söyleyebilir. Bu durumda bize düşen onu düzeltmek, doğrusunu söylemek ve sahih olanı nasihat etmek olmalıdır.

Kadınları ezmek, dövmek, taciz etmek için ne fetva yazılır ne de cevaz verilir. Eşine, kızına, kız kardeşine eziyet eden, barbarca saldıran, vahşice davrananlar da zaten hiçbir zaman fetva veya cevaz aramaz.

Kadına yönelik şiddet, taciz veya diğer olumsuz davranışlarda İslami şahsiyet ve ahlakın değil alkol, kumar, aldatma, hovardalık, kredi kartı borcu, işsizlik veya benzeri durumların tetikleyici olduğu rakamsal olarak da ortadadır.

“Gözü dönmüş yobazlar”, “şiddete bağımlı gericiler, “kadını sömüren dincilik” gibi algı operasyonlarına karşı hem uyanık hem de dirençli olmalıyız.

İslam ve Müslümanlar adına sergilenen yanlışları, eksik ve zaafları, çarpık ve tutarsız söylemleri de Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed (a.s.)’ın güzel ahlakını rehber edinerek düzeltmeliyiz.

Toplumun İslam’a ve Müslümanlara olan saygısı, sevgisi ve sadakatini hedef alan bu operasyon neticesinde ortaya çıkan kargaşa ve güvensizliğin verdiği tahribat az değil. Aşınma gün gün daha ileri bir safhaya geçiyor. Kimsenin yanlışını hatasını, günahını savunmak durumunda değiliz elbette. Ancak sistematik olarak kurgulanan yalan, iftira ve itibar suikatlerinin bir parçası da olamayız, olmamalıyız.

*

Nurettin Yıldız’ın kadın meselesine dair şu iki konuşmasını izlemekte fayda olur:

 

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!