HAKSÖZ HABER
Alevilerin Türkiye toplumu içerisindeki durumu tarihsel kırılmalar sebebiyle oldukça hassas bir nokta. Cumhuriyetin en şedid şekilde zulmüne uğrayan Alevi kesimin çok büyük bir kısmı daha sonra Cumhuriyetin modernleştirme projesine hızlıca uyum sağladılar.
Aleviliğin eklektik ve ezoterik yapısının bu ilişkiye bir zemin sağladığını söylemek mümkünse de netice olarak Alevilerin Türkiye toplumunun bir parçası olduğunu görmek gerekiyor. Bu sebeple Alevilerin toplumun geniş kesimleriyle arasındaki diyalogun artırılması çözümün bir parçası olabilir. Ancak bu noktada Alevilere de çok büyük sorumlulukları düştüğünü belirtmek elzem.
AK Parti, Meclis Başkanlığı'na 23 maddeden oluşan yeni bir torba kanun teklifi sundu.
- Teklifle, belediyeler Cemevlerinin içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarını indirimli veya ücretsiz olarak karşılayabilecek. Cemevlerinin yapım, bakım ve onarım işlerini yapabilecekler.
Düzenleme, imar kanununa bir madde eklenmesini de öngörüyor. O madde ile imar planları yapılırken, Cemevi yeri ayrılmasına imkan tanınıyor.
Kemalistler tarafından gerçekleştirilen bir katliamın özrünü muhafazakar-dindar hassasiyetlere sahip olan bir Cumhurbaşkanı'nın dile getirdiğini hatırlarsak atılan bu adımların ne anlama geldiğini daha rahat anlarız. Alevilere yönelik atılan adımlar ise her seferinde Alevilerin tepkisiyle karşı karşıya kalıyor.
Tabi burada sorgulanması gereken husus Alevilerin ne şekilde muhatap alındığı ile alakalı. Bu bağlamda yaklaşan seçimlerin etkisi altında atıldığı oldukça aşikar olan adımların zaten oldukça önyargılı olan Alevi çevrelerde bir karşılık bulması zor gözüküyor!
Alevilerin inanca dayalı olduğunu ifade ettikleri ayrılıklarına ek olarak işin bir de ideolojik boyutu olduğunu atlamamak lazımdır. Alevi nüfus sol ve Kemalist hareketlere insan kaynağı sağlama noktasında yıllardır büyük “hizmetler” sağlıyor. Vaziyet böyle olunca “normalleşme” iyice imkânsız bir hal alıyor.
O halde adım atma noktasında biraz da Alevi kesimlerden bir hareket beklemek şimdilik daha doğru olacağa benziyor. Bu şekilde tek taraflı işleyen bir sürecin oyalamadan başka bir işe yaramadığını tüm Türkiye biliyor!