Erdal Sağlam’ın Deutsche Welle Türkçe’de yayımlanan analizini ilginize sunuyoruz:
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın hafta sonunda sosyal medyadan duyurduğu istifası, hem siyaseti hem de ekonomiyi karıştırdı. Aradan neredeyse bir gün geçmesine rağmen hala istifanın kabul edilip edilmeyeceği, bu sürprizin yarattığı olumsuzluğu gidermek için tümüyle kabine değişikliğine gidilip gidilmeyeceği, yeni bir kadroyla ekonomi politikalarında değişiklik yapılıp yapılmayacağı gibi soruların yanıtları henüz bilinmiyor.
İstifa kararında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ekonomideki artan olumsuzluklar üzerine Berat Albayrak'a karşı tavır almasının belirleyici olduğu kesin. İstifanın bir gün öncesinde Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal'ın görevden alınıp yerine eski Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın atanmasının, Albayrak'a sorulmadan gerçekleştiği bilgisi artık kesinleşti. Buna karşılık geçtiğimiz hafta içinde AKP'nin Bülent Arınç gibi eski toplarının ekonomik gidişattan şikayet edip, bunun partide kopmalara neden olacağını söylemesi, ardından Cumhurbaşkanı'nın Ağbal'dan brifing alıp, bunun üzerine Albayrak'a tavır alması gibi teyit alınmamış kulis bilgileri konuşuluyor. Olayın gerçekleşme şekline baktığımızda, bu kulislerin doğru olma ihtimali yüksek görünüyor.
Yine teyit ettiğimiz bir bilgiye göre Pazar günü istifa öncesinde Ağbal'ın Cumhurbaşkanı ve Bakan Albayrak'a mevcut durum ve yapılması gerekenler konusunda bir sunum yapmasının planlandığı, ancak toplantıya Albayrak'ın katılmadığı, Ağbal ile Cumhurbaşkanı ve AKP'nin ekonomiyle sorumlu yöneticilerinin biraraya geldiğini biliyoruz.
Partideki şikayetler arttı
Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan uzun zamandır süren ekonomideki bozulma konusunda niye şimdi tavır aldı?
Her şeyden önce iş aleminden gelen şikayetlerin arttığını söyleyebiliriz. Bu şikayetlerin önemli bir bölümü de milletvekilleri ve AKP yöneticileri kanalıyla geliyordu. Aileden biri olması nedeniyle Berat Albayrak'ın ekonomiyi kötü yönettiği iş alemi ve AKP'liler tarafından yüksek sesle dile getirilmiyordu, ancak bozulmanın katlanılamaz hale gelip belirsizliğin artması şikayetlerin de artmasına neden oldu. Partideki şikayetlerin artıp bunun partiden kopmalara neden olacağı korkusunun Erdoğan'ı harekete geçirdiğini tahmin ediyoruz.
Peki, Albayrak'ın istifa açıklaması hakkında neden Cumhurbaşkanlığı tarafından uzun süre açıklama yapılmadı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tavır almasına rağmen Albayrak'ın istifasını beklemediği anlaşılıyor. Yetkinin elinden alındığı gören Albayrak'ın buna razı olamayıp istifa ettiği, konunun aile içinde tartışılması nedeniyle istifadan vazgeçirme çabalarının sürecin uzamasına neden olduğunu sanıyoruz.
Peki, kabine değişir, Albayrak'a başka görev verilebilir mi?
Bu "yönetim fiyaskosu"nun yarattığı olumsuz algının tahribatını gidermek için tümüyle bir kabine değişikliği yapılabileceği kulislerde konuşuluyor. Böyle bir değişiklik halinde ise uzun zamandır bu görev için söz verilen Binali Yıldırım ve Albayrak'ın Başkan yardımcılıklarına atanabileceği konuşulanlar arasında. Ancak bu kadar olaydan sonra, Binali Yıldırım'a görev verilebileceği, ama Albayrak'ın böyle bir göreve getirilmesi zor görünüyor.
Ağbal'ın banka genel müdürleriyle görüşmesi
Bu arada istifa belirsizliği sürmesine rağmen, piyasalar açıldığında neden çok olumlu bir hava esti, TL değer kazandı?
Biden'ın seçimi kazanmasıyla birlikte dolar küresel piyasalarda değer kaybı yaşadı. Geçen hafta doların düştüğü günlerde bile TL değer kaybederken şimdi yüksek orada değer kazanması, Albayrak'ın gidişinin memnuniyetle karşılandığı biçiminde yorumlanıyor. Normal olarak bakıldığında belirsizlik giderilmediği, yerine gelecek kişi belli olmadığı için piyasaların olumsuz seyretmesi beklenirdi. Tersine olumlu bir piyasa tavrının nedeninin Ağbal'ın hafta sonu banka genel müdürleriyle yaptığı toplantıdan kaynaklandığını tahmin ediyorum.
Ağbal, ilk açıklamasında para politikalarında şeffaflık, öngörülebilirlik ve iletişime önem vereceklerini söylemişti. Bu konuların banka genel müdürleriyle toplantıda gündeme geldiğini biliyoruz. Kesin olmamakla birlikte Ağbal'ın bankacılara küresel piyasalarla bozulan uyumun yeniden sağlanacağı, bankaları kredilere zorlayan aktif rasyosunun kademeli olarak kaldırılacağı, bankalarla ilişkilerin güçlendirileceği, faizlerde gereken kadar artış yapılacağı konularında garanti verdiğini tahmin ediyorum. Bu garantilerin piyasaların Ağbal ve yeni yönetime yeni bir süre vermesine neden olduğunu düşünüyorum.
Orta ve uzun vadede istikrar için radikal kararlar gerekli
Ağbal ve yeni yönetim bu aşamadan sonra ekonomide istikrar sağlayabilir mi?
Albayrak'ın uyguladığı politikaların da Ağbal ve yeni bakanın uygulayacağı politikaların da tek yetkili olan Cumhurbaşkanı tarafından istendiği, en azından onaylandığı düşünüldüğünde, bu soruya olumlu yanıt vermek çok zor. Ancak kötü gidişatı bir süreliğine durdurma işlevi görebilir. Bunun için "piyasaların Ağbal'a kredi vermeyi kabul ettiği süre" önemli. Ağbal açıklamasında, 19 Kasım'a kadar hazırlıklarını yapacağını söyleyerek bir anlamda bu tarihteki Para Politikası Kurulu toplantısında faizlerin önemli ölçüde artırılacağı mesajı verdi diyebiliriz.
Böyle bir faiz artırımını yapıp yapamayacağı, kısa dönem piyasa tavrı için çok önemli. Orta ve uzun dönemde ise ekonomide istikrar sağlanabilmesi için radikal kararlar gerektiğini, hatta IMF'le anlaşmaya kadar gidecek yeni bir yola ihtiyaç olduğu da kesin. Kısacası; kısa sürede biraz olumlu bir hava yaratılabilir ama ekonomik istikrar için mutlaka Erdoğan'ın mevcut ekonomi politikalarının değişmesine razı olması gerekiyor.
ABD ile ilişkilerin etkisi
Bunun bir erken seçim sinyali olarak görülebilir mi, bu kararda ABD ile ilişkilerin yeniden kurulması ihtiyacı rol almış olabilir mi?
Albayrak'ın ayrılmasıyla ABD ile ilişkilerin yeniden kurulması arasında bağlantı kurulması biraz zorlama bir yorum olarak gözüküyor. Çünkü Albayrak'ın Trump'ın damadı ile ilişkisi zaten Cumhurbaşkanı tarafından tüm detaylarına kadar biliniyordu. Halkbank ya da S-400 yaptırımlarına ilişkin kararların Albayrak'n görevden ayrılmasıyla değişebileceğini sanmıyorum.
İstifanın erken seçim sinyali olabileceği görüşüne de katılmıyorum. Tepkilere rağmen bu zamana kadar koruduğu Albayrak'tan şimdi vazgeçmesinin, "Erdoğan’ın ekonomiyi düzeltmeden yeni bir seçime razı olamayacağı" anlamına gelme ihtimali daha yüksek.