Alafranga züppelik ve aylaklık üzerine yazdığım dört yazı, belirli bir ilgi uyandırmışa benziyor.
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki hocalık yıllarımdan, daima en iyi öğrencilerimden biri olarak hatırladığım sevgili Emre Aköz, Sabah'taki köşesinde, niçin sürekli 'alafranga züppeler'den söz edildiğini soruyor ve şöyle sürdürüyor sorularını: 'Bizde bir kişinin 'züppe' olarak nitelenmesi için ille de Batı'ya öykünmesi, Batı kültürünü sorgusuz sualsiz taklit etmesi (ve benzeri haller) mi gerekir? Alaturka züppelerimiz ve alaturka aylaklarımız yok mu? Mesela, Müslüman züppe olamaz mı? Ya milliyetçi züppe? Kemalist aylaklar yok mu bu toplumda?' Emre, bu soruları yanıtlamamı bekliyor benden...
Hemen ve öncelikle şunu belirteyim: Bizde 'züppe' sözcüğü, gündelik konuşma dilinde, Emre'nin deyişiyle, 'Batı'ya öykün[en], Batı kültürünü sorgusuz sualsiz taklit e[denler]' için kullanılagelmiştir. 1940'lı yıllarda özellikle giyim kuşam alanında Batı taklitçilerine 'Bobstil' denildiğini de hatırlayanlar olabilir. Dolayısıyla Türkçede 'Züppe' 'Snob', 'Dandy', 'Bobstil' kavramları, doğrudan doğruya alafrangalıkla ilişkilidir. Tanzimat romanındaki 'züppe'lerin tümü (evet, tümü!) Prof. Mardin'in deyişiyle, 'aşırı Batılılaşmış' alafranga züppelerdir. Bu romanlarda 'alafranga' olmayan züppe tipi yoktur!
'Züppe' sözcüğünün etimolojisi bilinmiyor. Türk Dil Kurumu ve Kubbealtı sözlüklerinde 'züppe'nin kökeninin bilinmediği belirtiliyor; Yaşar Çağbayır'ın hazırladığı 'Ötüken Türkçe Sözlük'te ise sözcüğün 'Flam.' kısaltmasıyla Flamanca (?) 'Jobbe'den geldiği bildirilmiş ve 'bilgisiz' anlamına geldiği, yanına bir soru işareti konularak verilmiştir. Anlaşıldığı kadarıyla Çağbayır, 'Jobbe'nin 'bilgisiz' demek olduğundan pek emin değildir. Sevan Nişanyan'ın 'Sözlerin Soyağacı: Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü'nde de, 'Züppe'nin etimolojisine ilişkin herhangi bir açıklama yoktur, ama Nişanyan, bu sözcüğün 'en erken Türkçe örne[ğinin]' Mehmet Bahaettin'in (Toven), 1924 tarihli 'Yeni Türkçe Lügat'inde bulunduğuna işaret ediyor. B.Toven'in 'züppe'yi, 'kendinden başkasını beğenmeyen, sonradan görmüş bey' biçiminde tanımladığını da aktarıyor Sevan Nişanyan...
Özetle şu: Günümüz Türkçesinde, 'züppe'nin, 'alafranga' olanların dışında kalanlar için kullanıldığına ilişkin herhangi bir kanıt yok. Ama B.Toven'in, 1924 yılında yaptığı tanımdan anlaşıldığı kadarıyla 'züppe', 1920'li yıllarda, alafrangalığa herhangi bir biçimde atıfta bulunulmadan da, 'kendinden başkasını beğenmeyen, sonradan görmüş'ler için kullanılmaktadır. Yani, B.Toven'in tanımına göre, kendini beğenmiş, sonradan görme biri, Alafranga olsun ya da olmasın, züppenin ta kendisidir...
Emre'nin sorularına gelelim: Alaturka züppelerimiz ya da alaturka aylaklarımız da vardır. B.Toven'in tanımı [ve Emre'nin yazısında alıntılanan tanımlar], alaturka ya da alafranga gibi bir ayrım gözetilmeksizin 'züppe'nin 'sonradan görmüş'lükle ilişkili olduğunu gösteriyor. Cumhuriyet Modernleşmesinin Oryantalist kuşatıcılığı, Tanzimat'ın alafranga züppelerine, alaturka züppelerin de eklenmesini mümkün kılmıştır. Peki kimdir bu alaturka züppeler?
Alaturka züppeler, kendilerini gelenekselci bir kimlikle tanımlayıp öne çıkardıkları halde, referanslarını Batı'dan alanlar,-mesela İslam'ı Heidegger üzerinden okumaya kalkanlardır, ki bu tipik bir 'sonradan görmüşlük'tür!; - mesela, kendilerini gelenekselci bir kimlikle tanımlayıp da öne çıkardıkları halde İslam hakkında konuşmayı sadece kendi tekellerinde görenlerdir, ki bu tipik bir 'kendini beğenmişlik'tir! Alaturka ya da Müslüman entel züppelerdir bunlar! Kemalist züppeler yok mu? Elbette var, ama bu apayrı bir yazının konusu...
Tanzimat'ın alafranga züppeleri gülünçtüler ve ukala değildiler, Cumhuriyet'in alaturka züppeleri ise tam anlamıyla ukala ve patetiktirler! Tıpkı Cumhuriyet'in alafranga züppeleri gibi... h.yavuz@zaman.com.tr
ZAMAN