Akşener, Kılıçdaroğlu'nun adaylığını istemiyor, aday krizi devam ediyor...

Ersin Çelik, altılı masanın aday bulma sürecinde içine girdiği çıkmaza işaret ediyor.

Ersin Çelik / Yeni Şafak

Erdoğan’ın rakibi değişebilir

Altılı masanın dağınıklığı toparlanamaz bir hal aldı. Artık kimse kimseden bir şey saklamıyor. Hatta bu zamana kadar tutulmuş, bastırılmış duygular da dışa vurulmaya başladı. Meral Akşener’in önceki akşam konuk olduğu yayında söyledikleri neydi öyle?

Kemal Kılıçdaroğlu’nu hafife alan hatta oyunun dışına iten cümleleri var Akşener’in.

Belli ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir’de kendisini son bir kez daha aday ilan ettirmesine bu sefer çok kızmış Akşener.

Kılıçdaroğlu, “Şunu da artık bilmek zorundayım. Siz gerçekten benimle misiniz? Artık karar verin” sitemini ederek partisine baskı yaparken, Akşener’in de önünü kesmek istedi. Hem “partim tüm aktörleriyle tam destek arkamda” mesajını verdi hem de İyi Parti cephesinin kendisine karşı sahaya sürdüğü Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’ndan sosyal medya biatı aldı.

Hep söylüyorum. Kemal Bey, hamisi olduğu altılı masayı çok iyi dizayn etti. Liderler toplantısından bir sonuç çıkmasa da hem partisinin tabanında hem de kamuoyunda güçlendi. Başarısız Ekmeleddin İhsanoğlu ve Muharrem İnce denemelerinin ardından, kendisini Erdoğan gibi bir liderin karşısına konumlandırmayı başardı.

Sokaktaki seçmen de seçimlerin Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında geçeceğini konuşuyor bir süredir. Ancak buradan dönülmesi gibi bir durum da var. Hatta an meselesi diyebiliriz. Yani Erdoğan’ın rakibi -her ne kadar resmen ilan edilmese de- değişebilir. Çünkü Meral Akşener Kılıçdaroğlu’nun adaylığını istemediğini çok net ifadelerle dile getirdi. Fatih Altaylı’nın programını dikkatle izledim. Akşener, hiçbir şekilde ve koşulda Kılıçdaroğlu’nun adaylığını istemiyor ve de desteklemiyor.

Şu cümleler bir bütün halinde Akşener’e ait:

- “CHP’ye borcumuzu 31 Mart’ta ödedik, hatta alacaklı hale döndük.”

- “31 Mart’taki seçimin aklı, stratejisi bizden. ‘İttifakla gidelim’ fikrini CHP’ye götüren biziz.”

- “İster Mansur Bey ister Ekrem Bey aday gösterilecekse biz varız, itirazımız yok.”

- “Biz de masaya bir aday getirebiliriz. CHP’li de olabilir.”

- “(Kılıçdaroğlu:) ‘Bu 6’lı Masa Cumhurbaşkanı adayını tespit edecek’. Bu masaya bu görevi verip, kendini bağlayan Sayın Kılıçdaroğlu. O masanın bir noter olma görevi yok.”

- “HDP’nin o masada olmasını söyleyen bizi terbiye etmek isteyen bir kesim var. İYİ Parti’nin bu sistemin engeli olduğunu düşünüyorlar ise, onu da o masa kabul ediyorsa dolayısıyla biz kalkarız HDP oraya oturabilir.”

Siyaset elbette hesap kitap işi. Akşener de tüm hesabı kitabı canlı yayında masaya döktü. Hatta “biz hesabı kapattık, sıra sizde” demeye getirdi. Akşener altı çizilmesi gereken bir ifade daha kullanarak “kazanacak bir aday” vurgusu yaptı. Kılıçdaroğlu’na ittifak hukuku gereği “o aday sen değilsin”diyemese de tavrını naifçe netleştirdi. Sonra da sözü yaptığı “fedakarlığa” getirdi: “O masada bir tek ‘Ben aday değilim’ dedim. Bu bir feragattır. Hiç pişman değilim.”

Bütün bu cümlelerle kamuoyuna ve altılı masanın diğer liderlerine birçok mesaj verdi Meral Akşener. Örneğin masaya “noter” benzetmesi yaparak, diğer liderleri Kılıçdaroğlu’na karşı harekete geçmeye davet etti. Saadet, DEVA ve Gelecek partilerinin daha önce masadan ayrı oluşturmak istedikleri cephe yeniden gündeme gelebilir.

Akşener önceki akşam yayında Kılıçdaroğlu’na son bir teklifte daha bulundu aslında. “Ben ‘aday olmayacağım’ diyerek ablalığımı yapmıştım. Sen de ağabeyliğini yap, feragat et. Başka bir adayla gidelim” demedi ama demiş kadar oldu. Yani kapıyı aralık bıraktı.

Anlaşılmayan nokta ise şu; bu zamana kadar altılı masa etrafında 6 kez bir araya gelen liderler bu konuları gerçekten de hiç konuşmamış gibiler. Konuşsaydılar eğer, sosyal medyadan Tweet attırarak, ziyaret edilen esnafa aday ilan ettirerek, gazetecilere ihale haberleri yaptırarak ve canlı yayında üst perdeden konuşarak süreç yürütmezlerdi.

Öyle görünüyor ki, şu soruyu önümüzdeki günlerde çok konuşacağız; Kılıçdaroğlu geri adım attırılırsa Erdoğan’ın rakibi Mansur Yavaş mı olacak yoksa Ekrem İmamoğlu mu?

Bu sorunun yanıtını bana kalırsa, HDP’nin tavrı ve alacağı yeni pozisyon verecek.

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu