Özgür-Der Üniversite Gençliği, Siyonist İsrail’in artarak devam eden Mescid’i Aksa baskınlarını protesto etmek için İstanbul’da bulunan İsrail Konsolosluğu önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Eylemin sunumunu yapan Erkam Beyazyüz, Siyonist İsrail’in “Roş Aşana Bayramını” bahane ederek Mescid’i Aksa ve Müslümanlara karşı sergiledikleri saldırgan tutumlarını lanetlemek ve direnen Müslümanları desteklemek için toplanıldığını belirtti.
Beyazyüz konuşmasında; “İntifada, 1987 yılında özellikle Müslüman gençlerin işgalci İsrail güçlerine karşı taş ve sopalarla başkaldırmasıyla başlamıştı. Bugün karşı karşıya olduğumuz tablo bundan farksız değildir. Ortadoğu coğrafyasına baktığımızda orantısız güç dengesine rağmen Müslümanlar, kafirlere ve müstekbirlere karşı izzetle direnmektedirler. Şunu söylemeliyiz ki Mescidi Aksa yalnızca Filistin halkı için değil bütün İslam ümmeti için mukaddestir. Mukaddesatımıza karşı yapılan bu saldırıları görmezden gelmek, kanıksamak yahut bu duruma sessiz kalmak bir zillet göstergesidir. Zillet ise Müslümanlara yakışmaz. Müslümanlara ancak izzet yakışır.
Mescid’i Aksa İslam dünyasının; gerek doğrudan emperyalistlerin baskısı altında gerekse de onların yerli işbirlikçileri tarafından kuşatılmışlığının bir sembolüdür. Ancak Müslümanlar özgürlüklerini direnerek elde edeceklerinin bilincindedirler. Rabbimiz direnen kardeşlerimizin yardımcısı olsun.”
Grup adına basın açıklaması metnini Büşra Ceyran okudu.
“Siyonist Elçilik Kapatılsın!”, “Tecrite, İşgale, Siyonizme Hayır!”, “Katil İsrail Filistin’den Defol!”, “Yaşasın Küresel İntifida!”, “Suriye’de, Aksa’da İntifada Her Yerde!”, “İslami Hareket Engellenemez!”, “Katil ABD Ortadoğudan Defol!”, “Yaşasın Ümmet Dayanışması!” sloganlarının atıldığı eylemde “Mescid-i Aksa Onurumuzdur, Koruyacağız!” pankartı açıldı.
Basın açıklamasının tam metni :
MESCİD-İ AKSA ONURUMUZDUR
SİYONİST ELÇİLİK KAPATILSIN
18 Eylül 2015
Geçtiğimiz Pazar günü Siyonist İsrail askerleri, Yahudiler için yılbaşı kabul edilen “Roş Aşana” tatilini bahane ederek 50’ye yakın Yahudi yerleşimci ile birlikte Mescid-i Aksa’ya zorla girdi. Askerler, Mescid-i Aksa’ya yapılan baskını ve Müslümanların mescid külliyesi içerisindeki bölüme giriş yasağını protesto eden Filistinlilere ses bombası, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermiyle saldırdı. İşgalci askerlerin Mescid-i Aksa’nın çatısına çıkması üzerine başlayan olaylar, İsrail’in Müslümanlara yönelik saldırılarına karşı gerçekleştirilen protestolarla devam ediyor.
Mescid-i Aksa’ya yapılan baskın ve ardından yaşanan olaylarda İsrail’in saldırgan tutumu Siyonist işgal sürecinin bir merhalesidir. 1948’de fiili olarak başlayan Siyonist işgal süreci 1967’de Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın da işgal edilmesi ile sonuçlandı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararına rağmen hiçbir hukuk tanımayan İsrail, üzerinde herhangi bir şekilde, herhangi bir hakkı bulunmayan Filistin topraklarını ve bilhassa Kudüs’ü Yahudileştirme projesini sürdürüyor.
İsrail’in hükümet programlarında da yer alan ve farklı zamanlarda gerçekleştirdiği Gazze saldırıları ve Mescid-i Aksa baskınları ile sistematik olarak uygulanan politikalar doğrultusunda Yahudi yerleşimci nüfusunun artırılması, Filistin halkının sindirilmesi ve göç etmeye mecbur kalması hedefleniyor. Bugün, Aksa’da mevcut işgalin oldu-bitti’ye getirilmesi yarım yüzyıldan fazla bir süredir yaşanan işgal ve hukuksuzluk sürecinin bir özeti mahiyetindedir.
İsrail’in, işgalin ilk gününden itibaren gerçekleştirdiği katliamlar, tecavüzler, hukuksuzluklar, ihlaller ve buna karşın Filistin halkının izzetli ve destansı direnişi söz konusu olduğunda pek fazla söze gerek kalmıyor. Diğer küresel güçler tarafından desteklenen İsrail’in ne kadar hukuk tanımaz ve katil bir çete olduğu, Filistin davasında Müslümanların haklılığı da izahtan varestedir. Fakat şunu görmek durumundayız ki Siyonist işgal Müslümanların zayıflığının bir sonucudur. Halkı Müslüman olan ülkelerinin liderlerinin tepkisizliği ve işbirlikçiliği Siyonist işgalin güçlenerek sürmesini sağlamıştır.
Siyonist işgal sürecini ve Filistin meselesinin mahiyetini kavrayıp sorumluluklarımızı anlayarak mücadelemizi ileriye taşımak durumundayız. Filistin meselesi ümmet meselesidir. Filistin sadece Filistinlilerin sorunu değildir. Filistin'in kurtuluşu da sadece Filistinli Müslümanların vereceği mücadeleyle mümkün değildir. Bu bilinçten hareketle Filistin davası adına bir kazanım olarak Türkiye’deki zaten fiilen işlevsiz olan Siyonist elçiliğin kapatılmasını talep ediyoruz.
İnanıyoruz ki Filistin meselesi ümmet meselesidir. Bu işgale destek veren emperyalistler ve işbirlikçi iktidarlar devrilmeden Kudüs de Filistin de özgürlüğüne kavuşmayacak. Mısır’da darbe hukuksuzluğu sürerken, Suriye'yi mezbahaya çeviren Esed yönetimi devrilmeden, Mescid-i Aksa'nın kurtuluşunu göremeyiz. Kudüs Halep ile özgürleşecek. Kudüs RABİA ile özgürleşecek.
Özgür-Der Üniversite Gençliği