Filistin'deki önemli dava liderlerinden, Mescidi Aksa'nın eski imam ve vaizlerinden, Filistin Âlimler Birliği Başkanı Şeyh Hamid el-Beytavi, Kudüs'te el-Mekasıd Hastanesi'nde geçtiğimiz Çarşamba günü (4 Nisan) ikindi vakitlerinde yetmiş yaşında vefat etti. Yüce Allah'tan kendisine rahmet ve mağfiret diliyoruz. Allah mekânını cennet eylesin.
Kalp hastalığından muzdarip olan Şeyh Beytavi'nin ailesi onu ameliyata Ürdün'e götürebilmek için çok uğraştı. Bazı uluslararası kuruluşlar da bunun gerçekleşmesi için müdahalede bulundular. Ama işgalci siyonistler çıkarılmasına izin vermediler. Bu yüzden Kudüs'teki el-Mekasıd Hastanesi'nde açık kalp ameliyatı olmak zorunda kaldı. Filistin'in ve İslâm aleminin değerli ilim adamlarından Beytavi, bu hastanede dört hafta yattıktan sonra sıhhatine kavuşamayarak vefat etti. Oraya nakledilmeden önce de uzun bir süre Rividya Hastanesi'nde tedavi görmüştü. Fakat siyonist zorbalar onun Ürdün'e nakledilip kalp ameliyatı konusunda daha iyi imkânlara sahip bir hastanede ameliyat olarak tedavi görmesine izin vermediler.
Hamas'ın siyasi kanadı Islah ve Değişim Grubu'ndan 2006 seçimlerinde Nablus'ta bir bölgeden seçime katılan ve Nablus vilayetinde en fazla oy alan aday sıfatıyla seçimi kazanarak parlamentoya giren değerli ilim adamı Beytavi oldukça gayretli, hareketli bir dava adamıydı.
İşgale karşı kararlı tutumu ve özgürlük mücadelesine önderlik konusundaki gayretlerinden dolayı değişik zamanlarda işgal devleti tarafından hapse atıldı. Filistin'in saygın âlimlerinden, önemli dava önderlerinden ve Filistin Âlimler Birliği'nin de başkanı olmasına rağmen sadece siyonist işgal tarafından değil Abbas yönetiminin adamları tarafından da değişik zamanlarda göz altına alınarak sorgulandı. Son dönemde sağlığının kötüleşmesi de işgal devleti tarafından bir idari hapse mahkûm edilmesiyle başlamıştı. Sonra bir daha sağlığına kavuşamadı ve sürekli hastanelerde tedaviyle uğraştı.
Şer'i Yargı Divanı başkanlığı da yapmış olan değerli dava ve ilim önderi Şeyh Hamid el-Beytavi, işgalci zorbalar tarafından kendisine Kudüs'e giriş yasağı konmasına kadar Mescidi Aksa'da imamlık yapıyor ve etkili vaazlar veriyordu. Aynı zamanda Filistin'de Müslüman Kardeşler'in temelini atanlardandır. Bu cemaatin direnişi organize etme amacıyla 1987 intifadasıyla birlikte oluşturduğu Filistin İslâmî Direniş Hareketi (Hamas)'ın da kurucuları arasında ve sürekli lider kadrosu içinde yer almıştır. Yani sadece bir cami imamı ve vaizi yahut hareketin dışında kalmış bir medrese âlimi veya sadece şer'î yargının bir yargıcı değildi. Hem bir ilim adamı hem de bir dava ve hareket önderiydi.
İşgalci siyonistler ona karşı sadece uygun bir hastanede tedavi görmesini engelleyerek değil yattığı hastanede aile efradı ve yakınları tarafından ziyaret edilmesini engelleyerek de zorbalıklarını gösterdiler. Bu engelleme yüzünden o hastanede son dakikalarını yaşarken aile efradından ve akrabalarından kimse yoktu. Çünkü hepsine Kudüs'e giriş yasağı uygulanıyordu. Bu zorbalık üstat vefat ettikten sonra da devam etti ve siyonist zorbalar üstadın vefatından sonra da aile efradına Kudüs'e giriş yasağı uygulamaya devam ederek cenazesini almaya gelmelerini bile engellediler.
Üstad Hamid el-Beytavi Filistin ve Kudüs'te siyonist zorbalığa karşı mücadelesinde kararlı davrandığı gibi Suriye'deki Baas diktatörlüğüne karşı da açık tavır koymuş, Suriye halkının özgürlük mücadelesine destek veren önemli açıklamalarda bulunmuştur. Timeturk adına kendisiyle röportaj yapan Betül Akyüz'ün Suriye'yle ilgili sorusuna verdiği şu cevabın oldukça manidar olduğunu düşünüyoruz:
"Bu devrimler, Filistinlilere ve diğerlerine nefes ve ruh verdi. Yahudileri korkutmak ve istikrarsızlık hissi yaşatmak için Ürdün, Mısır, Suriye ve Lübnan sınırlarında gösteriler yapmakta hiçbir sakınca yoktur. Hareket eden topluluk özgürlük istiyor. Ancak Suriye rejimi kırk seneden fazladır Siyonist varlığın bekçisidir. Tüm bu dönem boyunca dünyayı ve Suriye halkını direniş diye kandırdı. Golan Tepeleri’ni Yahudilere sattı. Bugün Golan’da göstericilerin önünde sınırları açarak sadece suçlarını örtmek istemektedir. Suriye’nin yaptığı şey özetle, kendisiyle batıl kastedilen hak bir söz!"
YENİ AKİT